FELAKET: AYRILLAN YOLLAR
Deponun içinde kaçacak yer arıyordum. Neden babama güvendim ki? "Asil kızım çok güzel olmuşsun" babamdan kaçarken yere düştüm yanıma eğilip saçlarıma dokundu yüzü yüzüme yaklaştı tam dudağımdan öpeceği anda elimdeki silahla rastgele yerlere sıktım. Babam üzerimden hızla kalkıp depunun arka kapısına doğru koşmaya başladı. Zorlukla ayağa kalkıp yürüyeceğim esnada dizlerim yoğun bir şekilde titremeye başladı dizlerimin üzerine çöküp hüngür hüngür ağlamaya başladım. O esnada Miran'ı gördüm, sevdiğim adamı...
Nefes nefes'e uyanarak kalktım yataktan yaşadıklarımı rüyamda görüp duruyordum ve bu iğrenç bir histi.
Kalbim hızla atıyordu ve bu nefesimi kesmeme yeterdi. Hızla Selda doktorun verdiği ilaçları içtim, bu ilaçlar ve bu hastalık beni bende alıyor...
"Asil!" Hazal odama hızla girdiğinde ona baktım "kızım neler olmuş neler" yüz ifadesi neydi bilmiyorum çünkü başım çok kötü dönüyordu "eve nasıl girdin?"
"Hatırlamıyor musun yedek anahtarını bana verdin ya" diyerek hatırlamış gibi yaptım. "Ne olmuş bu kadar önemli" diyerek sordum ve baş dönmem gitmişti.
Hazal'a daha dikkatli baktığımda gözünün içi gülüyordu "İrem varya son yediği dayaktan dolayı ailesi okuldan alıyormuş" dediğinde aslında sevindim ama pekte ilgilenmiyordum.
"Ssvinmedin mi?" Diyen Hazal yüzü düşmüştü "sevindim ama benim derdim İrem değil Ada"
"Dimi ya, orda varya Miran'a sinir oldum hayır yani tamam geliyor sana kızıyor sonra niye Aras'a beni arattırıp Asil nasıl diye soruyor" Hazal dediği şeyle hemen Hazal'ın elinden telefonunu alıp arama kaydına baktım bodrum kattan çıkıp kızlarala dağıldıktan sonra aranmıştı. Bu yüzümde tebessüm oluşmasına sebep oldu. Yüzümdeki gülümseme çok fazla sürmedi.
Okulun son günlerine yaklaşıyorduk ve okulla gitmek bana daha da ağır geliyordu, en azından mutlu edecek şeyler olmuştu.
Ateş'i defalarca aradım ama açmadı Miran ile yaptığımız planın sonuna mı geliyorduk yoksa olduğumuz yerde sayıklıyormuyduk emin değildim ama bu bizim yaptığımız son plandı bir gün Miran'ın gideceğini biliyordum bu yüzden bağlanmaktan korkuyordum.
Ama çoktan bağlanmıştım.
Onun için baba mı öldürmekten vazgeçtim neden diye sorarsanız o iş yemeğinde babamı öldürebilirdim bana kendi elleriyle silah vermişti. Ama biliyordu onu öldüremezdim çünkü Miran'ın işini bozmaktan korkuyordum.
"Evet çocuklar üniversite sınavına iki hafta kaldı ve mezuniyet yapalım. İki gün sonraya herkes hazır olsun." Zeynep hoca duyurusunu yaptıktan sonra sınıftan çıktı ben geri uyumaya devam edecekken yanımda Hazal belirdi "Ne giyineceksin?" Gözlerimi devirdim "gelmeyeceğim" diyerek başımı yeniden masaya koyacakken "mecbur geleceksin" diyerek masaya eliyle ritim tutmaya başladı.
"Hazal küfür etmemek için kendimi zor tutuyorum." Diyerek masadan başımı kaldırdım "eğer gelmezsen Miran'ı sevdiğini herkese söylerim"
"Ne saçmalıyorsun ya" diyerek gözlerimi devirdim.
"Ona bakan gözlerini gördüm." Dediğinde kaşlarımı çattım. Ben Miran'a nasıl bakıyordum?
Onu taklit ederek "Ona bokon gozlerını goydüm" diyerek gülemeye başladım. "O mezuniyete geleceğim ama Miran'ı sevdiğimden değil"
...
"Sen gelmiyor musun?" Miran'ı ikna etmeye tam yarım saattir uğraşıyordum. "Gelmeyeceğim Asil niye zorluyorsun." Ellerimi önüme bağlayıp son kozumu kullanacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FELAKET:AYRILAN YOLLAR
Teen FictionLise Öğrencisi olan Asil, annesinin sır ölümünden sonra planlar yapar bu planın içinde olan Hazal ve sırlar. Annesinin ölümünden babasını sorumlu tutan Asil, Babasının peşine düşer hiç beklemediği bir anda karşısına çıkan yeni insanlar ve hiç bekle...