-Not allowed-

103 10 0
                                    

Sarayın büyük ve görkemli balkonundan gelen müzik sesleri adeta etrafı dolduruyordu. Sıradan, basit notalar değildi bunlar.
Tamamen insanın içine işliyordu ve ruhuna dokunuyordu sanki.
Ah...
Ay ışığında balkonda çello çalarken ne kadar da güzel görünüyordu.

Bir kez daha ona hayran bir şekilde izlerken beni fark etmemesi için çeşmenin yanına oturmuş onun notlarını dinliyordum.

Sonrasında yavaşladı ve çelloyu kenara bıraktı.

Bugün benden başka bu harika notaları dinlemesi için bir arkadaşımı çağırdım.
Sessizce büyük ağacın altına oturmuş beni izliyordu.

Hayır kesinlikle izlemesi gereken kişi ben değil, oydu.

Ona bu kadar hayranken beni fark etmemesi ne kadar yazık öyle değil mi? Aynısını bende düşünüyorum.

Belki bir gün onunla tanışırım.

Sessizce tekrardan arkama dönüp ağacın altındaki bedene bakındım. Onun kim olduğunu merak ediyorsunuz öyle değil mi?

O benim en yakın arkadaşım.

bazen söylediklerimi çok ciddiye almıyor. Bende ona tüm hayatım boyunca hayran olduğum kişiyi göstermeye getirdim.

Küçükken evim bu saraya yakındı ve müziği kulaklarıma kadar her gece odama duyulurdu.

Sanki bir peri masalı gibi hissettiriyor.

Yerden kalkma sesini duyduğumda gözlerimi ona çevirdim. Yanıma geldiğinde kafasını benim gibi yukarı, balkona çevirmişti.

"Sakın ona benim kadar hayran olma" dedim gülümseyerek.

O bir sanat eseri.

Kafamda çok büyüttüğümü söylüyorlar ama kesinlikle bu yalan.

Benim gibi her gece onun bu mükemmel zarifliğini izleselerdi eminim aşık olurlardı.

Bedenime aniden sarılan kişiyle birlikte ufak çaplı bir şaşkınlık yaşasam da kısa sürmüştü.

"Ne oldu sigma?"

Sigma gözlerini bana çevirip beyaz saçlarımı yüzümden çekti. Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum.

"Gidelim artık hava soğudu."

Hava o kadar soğuk değil ki? Hem ben gitmek istemiyorum.

"İstersen sen gidebilirsin ben biraz daha dinleyeceğim."

Kenara geçtiğimde çalılardan küçük bir hışırtı gelmişti.

Birinin geldiği belliydi, hafif korkunca sigmanın yanına kaçmadan edemedim.

"Korkuttum mu?"

Ağacın diğer tarafından uzatılan kahverengi saçlar, uzun boy ve yine ayni kahverengi gözlerle karşılaştığımda gülümsedim. Dazai gelmişti ama bizi nasıl bulmuştu?

"Sessiz ol."

Elimi ağzına götürüp bir hemşire edasıyla sessiz olmasını işaret etmiştim. O ise gülümseyip elini omzuma koymuştu.

"Nikolai yine yaramazlık yapıyor anlaşılan. Sigma üşüdü artık eve gidelim ikinizde hasta olacaksınız."

Yüzümü somurtup bir onlara bir saraya baktım.

Siyah saçları rüzgardan dalgalanan ve elinde çello tutan prens hala orada.. buradan gitmek istemiyorum belki yine bir şeyler çalar.

"Gitmeyeceğim."

"Hadi ama kolya."

İkisininde birbirine garip bakışlar attığını görmemle kafamı olumsuz yönde sallayıp olduğum yere oturdum.

Onu son bir kez daha dinlemek istiyorum.

Güzel saçları rüzgarda dalgalanırken son kez notaları okşamasını ve ay ışığında parlamasını..

Ben onu izlerken dazai ise sigmanin kulağına yaklaşmış bir şeyler fısıldıyor.

~

"O sarayda kimse yok değil mi?"

Sigma duraksamış nikolaiye bakarken rüzgar gitmeleri için daha sert esiyordu sanki.

Son çare sigma uzanıp nikolainin soğumuş ellerinden tutup kendine çekti ve ikiside onu sürümeye başlamışlardı.

Yoksa nikolainin ne gelmeye niyeti vardı ne başka bir şeye.

Doktora götürmek istiyorlardı.

Arkadaşının iyi olmasını istiyorlardı bu prens de nerden çıkmıştı? İkiside nikolainin betimleyeme çalıştığı kimseyi tanımıyordu.

Nikolai ise onlara kızıyor kendini geriye çekiyordu.

Gecenin saat on ikisinde bu karanlık ormanda kalmaları bile yanlıştı.

Bu saray tamamen boştu ve içinde eşya bile yoktu.

Artık gitmeliler.

Nikolaiyi tamamen ormanın çıkışına sürüdüklerinde oda direnmeyi kesmişti.
Kendisine yine geleceğine dair küçük sözler verse de arkadaşlarına kızmadan edemedi.

"Bir daha sizi getirmeyeceğim"

Sonunda gözden uzaklaştıklarında, gecenin zifiri karanlığının ay ışığında aydınlanan sarayın kapılarında bir beden tekrar dışarı çıktı ve kafasını çevirdi.

Ortalık şimdi kesinlikle daha sessiz

"Bekliyor olacağım nikolai."

Küçük bir gülümsemenin ardından ağaçlar yeniden rüzgarla dans etti ve sarayın kapıları kapandı.





Moonlight/Fyolai One ShotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin