5-)Acı Duygular Ve Duygusuzluklar

0 0 0
                                    

Boşluk, hissizlik, kırgınlık ve hüzün.
İçimde hissettiğim çok fazla dugu vardı. Fakat en ağır basanları bunlardı. Düşündükçe mahvediyordu. Ve ben düşünmekten kaçamıyordum. Artık kaçıncı olduğunu bilmediğim göz yaşım çenemden düşüp toprağa karıştı.

Toprak Elementi, biraz meditasyon yapıp, düşünmem gerektiğini söyleyip gitmişti. Gözlerim ne kadar zamandır kapalıydı. Ellerim ne kadar zamandır dizlerimin üzerindeydim bimiyordum. Ne kadar zamandır burada oturduğumuda bilmiyordum. Fakat trajikomik olan ben neyi düşünüp, beye karar vereceğimide bilmiyordum. Bir yanım, git, en iyi yaptığın şeyi yap ve kaç diyordu. Ama diğer yanım, beni yetiltirenleri nasıl terk edeceğini bilmiyordu. Hem daha alacağım cevaplar olduğunuda biliyordum. Mesala gerçek ailem nerede? Bu sadece bir örnekti ama alacağım cevaptan ölesiye korkuyordum.

Yazar Anlatımıyla

"Oğlum nerede? Seni Lane toprak yığını!" Handan'ın çıldırmak üzere gibi çıkan sesi, Toprak Elementinde milim etki yaramamıştı, zira daha korkutucu ve sert seslerde işitmişi. Ve insanlar bu konuda fazla başarısızdı.

"O senin oğlun değil." Dedi toprak, bıkkın bir sesle.

"Onu ben büyüttüm. O benim oğlum." Handan'ın gözlerinden iki damla hsş firar ederken, daha fazlasının geleceğini biliyordu. Fakat Toprak Elementinde yine milim oynama yoktu. Toprak Elementi, diğer elementler gibi aile duygusuna yabancıydı. Elementlerin her canlı gibi yaratıcıları vardı fakat aileleri yoktu. Hoş, bir aileye ihtiyaçlarıda yoktu. Belkide bu yüzden Erkan'a istediği teselliyi tam olarak verememişti.

"Bir anlaşma yaptık." Dedi Toprakların Elementi. "Zamanı geldiğinde onu senden alacaktım. Sende kabul etmiştin." Dedi. Kadın artık dayanamıyordu. Gözlerinden yaşlar akmaya devam ederken aynı zamanda nefesi daralmaya başlamıştı. Duymak istedikleri bunlar değildi. Duymak istediği oğlunun güzel sesiydi. Ona yeninden 'anne' demesini istiyordu.

Yıllar önce Toprak Elementi, daha bir yaşına Bike girmemiş çocuğu Handan'a emanet edip, vakti geldiğinde ondan alacağını söyleyip gitmişti. Handan'ın içinde o zamanlar çok karışık duygular vardı. Ama o çocuğa baktığında, içinde sevgi ve merhametten başka bir şey yoktu. Al yanaklı, okka burunlu, yeşil gözlü çocuk o zaman tğm korku ve endişesini silmiş, yerine sevgi tohumları ekmişti.

Fakat onu büyütürken içinde hep bir endişe vardı. Eşinin öğrenirse ne tepki vereceği? Toprak Elemnti saçmalığına inananıp inanmayacağı? Fakat en önemliside bu masum çocuğu bağırına basıp, oğlu gibi görüp görmeyeceği?

"Yeter!" Diye gürledi Element, kadının ağlaması sinirini bozarken. "Buraya seninle çene çalmak için gelmedim, ben kadın! Yarın onu son kez görmek istersen buraya gel ve sonrada git!" Diye hırladı.

"O beni bırakmaz, beni terk etmez." Handan'ın dudaklarından fısıltıyla döküldü bu kelimeler. "Neden?" Diye sordu element, eğlenircesine.

"Neden sizi, seni bırakmasın? Bir yanda ona karşı nefret dolu bir baba," bunu söylerken tükürür gibi konuşuyordu. "Bir yanda onu yalanlar içinde büyüten bir anne. Diğer tarafta, bir gün bile vakit geçirmediği, gülüp eğlenmediği, oturup doğru düzgün bir sohbet bile edemedikleri bir ağabey. O küçük veleti saymıyorum bile." Dedi son olarak Kerim'i kast ederek.

Handan artık dayanamıyordu. Boğulacak gibiydi. Bu yaratık oğlunu ondan alacaktı. Göz yaşları içinde dizlerinin üzerine düştü, gururunu es geçip. Şuan oğlu gururundan çok daha önemliydi. "Lütfen!" Diye var gücüyle bağırdı. "Onu benden alma!" Diye bağırdı, feryatlar içerisinde. Yanaklarında yaşlar boşalıyor, kalbi sıkışıyordu.

Bu yalvarmaları Toprak Elementinin katı duvarlarında çizik bile oluşturmadı. "Yarın saat üçte," deyip toz ve kuru yapraklar içerisinde yok oldu.

Elementler yaratılırken, insani duyguların çok az bir kısmıyla yaratılmışlardı. Duyguları çok nadiren ortaya çıkardı ve şu ana kadar sadece bir kere ortaya çıkmıştı  Toprak Elementinin duygularından biri. Çaresizlik. Elemental Gezegeninde yaratıcıları, Metal Elementinin yıkımına karşı koymaya çalışırken, Elementleri Dünya'ya gönderme kararı almışlardı. Dünya'ya gitmek için açılan geçitten geçerken son kez arkasını dönüp bakım ve büyük yıkımla karşılaşmıştı. O an tek hissettiği çaresizlik olmuştu. Ve şimdi o kadının halini görünce o duyguyu hatırlamıştı.

Belki Handan'ı anlaya bilirdi fakat yıllar önce onu uyarmıştı. Handan, Erkan'ın onun elinden alınacağını biliyordu. Fakat yinede onu kabul etmiş, bağırına basmış, öz evlatlarından ayırt etmemişti. Ve işte Toprak Elementinin vicdanı burada yok oluyordu zira Handan'ı uyarmıştı. Onu geri alacağını söylemişti. İnsanlar çok aptaldı. Üzüleceklerinş bildikleri şeylere kalkışıyorlardı. Toprak Elementinin insanlara karşı olan nefreti birazda buradan kaynaklıydı.

Fakat Toprak Elementinin bişmediği bir duygu vardı; merhamet.

Handan o gün o çocuğu merhamet duygusu ağır bastığı için bağırına basmıştı. Çünkü çok saf ve masumdu.

Handan, Erkan'o kabul ettiğinde neredeyse sekiz aylık hamileydi. Fakat diğer masum çocuğunu Dünya'ya getirememişti. Köy şartlarında dolayı zorlu bir doğum geçiren çocuk dayanamamış ilk nefesini alamadan girmişti. O zamanlar tek tesellisi Erkan'dı. Eşine çocuğu düşürdüğünü söyleyemedi zira Mustafa o çocuğu çok istiyordu. Ona bunu yapamadı ve Erkan'ı göstermişti. Doğum esnasında eşi ve oğlu yurt dışına mal götürdükleri için hiç bir şeyden haberleri yoktu.

O zamanlar Mustafa şoförlük yapıyordu. Ve küçük oğlu çok istediği için onaa pasaport çıkarıp, gitmişlerdi. Zaten daha sonra babasının mesleğini oğlu almıştı.

Sonra Mustafa Erkan'ı öğrenince öfkeden deli olmuştu. Handan'ın korktuğu şey olmuş ve eşi Erkan'ı kabul etmemişti. Fakat yinede ona bakmıştı. Eşi için evinde barınağına izin vermişti. Bunu ikisi birlikte sır gibi saklamış ve kimseye söylemişlerdi. Fakat sonra içinde bir nefret dolmaya başlamıştı. Yıllarca oğlu gibi gördüğü çocuk, başka bir gezegenden gelmişti. Bunu kabul etmemiş, onu insan yerine bile koymamıştı.
İşte Handan bundan korkmuştu; onda olan merhamet duygusu eşinde yoktu.

...

İlk defa birinden nefret ediyorum bu kurguda...

Onu öldürsem, kurgu bozulur. Öldürmesem içim içimi yer!!!

Neyse beşinci bölümün sonundayız. Aslında kısa bir bölüm fakat yazmakta çook zorlandım. Duyguları iyi belirtmeye ve karakterlerle empati kurmaya çalıştım. Ve biraz zor oldu yazmam. 

Burada neyse nede olsa yazdım ve içime sindi. Peki siz beğendiniz mi? Yorumlarınızı bekliyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

5. ElementHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin