şüphe

16 5 3
                                    

Her zamanki gibi işe gelmiş, müşteriler gelmeden yerleri paspaslıyordum.

Bir kitap kafede garsonluk yapıyordum 16 yaşımdan beri.

İçerden resul abinin seslenmesiyle hızlıca işimi bitirip yanına gittim.

"Bugünden sonra erken kapatıyoruz. Bu sebeple maaşında bi azalma olucak."dedi tok bir sesle ve umursamazca elindeki telefonla uğraşmaya geri döndü bende öylece kalmıştım.

Zaten aldığım para neydiki simdi azaltsalar ne yapacaktım. Ama mecburdum başka bir yerde çalışma imkanımda yoktu.

Eğer başka bir yerde olsaydım çoktan gözönünde olduğum için öldürmüşlerdi bile.

burda en azından resul abi sayesinde birşey yapamıyorlardı.

resul abi buranın sahibi yetimhaneden kaçtığımda o iğrenç insanlardan borç alıp kaçmak gibi bi hata yaptığımda buraya kaçmıştım.

Şanslıydım çünkü resul abide daha önce o işlere girmiş ve ortaklarmış sonra nedenini bilmiyorum ama düşman olmuşlar. Aslında daha tehlikeliydi ama resul abinin dediğine göre buraya geldiğimde bana zarar vermelerinin sebebi resul abinin eline koz vermemekmiş.

Yine de dışarı çıkarken gizlenmek koyuyordu açıkçası.

                                ***

Şükür ki kalabalık bitmişti. Öldüm resmen kapatmaya bir saat kalmıştı. Dayanabilirsin helin hadi kızım !inşallah içses inşallah. Şuan kafede 1-2 müşteri vardı onlarda ders çalışıyordu. Keske onlar gibi kafam rahat bir şekilde ders çalışmak için vaktim olsa... Şu borçlar bitsede gidebilsem keşke. bazen burda durmak bu hayatı yaşamak zoruma gidiyordu. Hayat neden bu kadar adaletsizsin? Her neyse bunu düşünmenin sırası değil, zamanı gelince hayat bana yaşattılarının karşılığını verecektir. Yani ,öyle umuyorum.

Kapatamamıza yarım saat kala her zamanki gibi kim oldugunu merak ettiğim hafif kirli sakallı gözlerinin rengi maviyle yeşilin arasında kalmış uzun boylu o adam. Her zamanki gibi suratıma bile bakmadan her zamanki yerine oturdu.

Son bir aydır sürekli gelen müşterilerimizden biriydi ve sanki onu tanıyordum ama aslında hiç görmemiştim. Aslında sürekli gelen çok müşterimiz vardı ama bu gizemli adamın bana verdiği tanıdık hissiyat anlamlandırmadığım Bir şekilde şüphe doluydu.

Siparişini almak için her zamanki gibi masasına doğru gittim. Ben ağzımı aralamadan;
"Acılı olmasını söylememe gerek yoktur artık umarım." Diyerek sahte bir gülümseme ekleyerek.

Aynı sahtelikle gülümsemesine karşılık vererek ordan ayrılıp kasaya yöneldim
"Bir acılı kahve."ve ekledim "masa 3"
Asıl onda bana kuşku uyandıran şey bunlardan biriydi. Çok gizemli davranıyordu. Ve tek gelip kapanana kadar burda olan biteni izliyordu. Ve her zaman acılı kahve alıp gidiyordu. Ayrıca yeşil tonları olan ela gözleri çok tanıdıktı. Onda birşeyler vardı ama anlamlandıramıyorum.

Kahve hazır olduğunda ona doğru yavaş adımlarla götürdüm ve masasına bıraktım "afiyet olsun" diyip arkama döndüğümde;

"Şimdi bu kahveyi yere döküp senin yaptığını söyleyip kovulmanı sağlasam ne yapabilirsinki" dedi gülerek. Benimde dalga geçiyordu ve karşılık ta veremezdim. her türlü kovulabilirdim çünkü neymiş 'müşteri her zaman haklıdır' mış gibi bi çok saçma şey.

"Neden böyle bir şey yapma gereğinde bulunduğunu sorardım."dişlerimi sıkarak konuşmuştum altan almak zorunda olmak çok koyuyordu.

"Bilmem belki anlaşmamı kabul etmen içindir. Ve anlaşmamın işini kolaylaştırabikeceğini duydum"dedi doğrudan ela gözlerini kahverengi gözlerime dikerek. Ne anlaşmasından bahsediyordu bu lavuk ve ne işinden bahsediyordu?

"Bu anlaşmadan henüz haberim olmadı beyefendi."dedim ciddiyetimi koruyarak.
Kahvesini tek yudumda bitirip masaya bırakırken

"Bir ay boyunca benimle evli kalırmısın?" Dedi ciddiyetle. Şimdi ondan boşa şüphelenmediğimi anlamıştım. Ayrıca Ne saçmalıyordu bu ne evliliği?

"NE!" Dedim eşzamanlı olarak sesimin yüksek çıkmasına engel olamamıştım. Neyseki resul abi duymamıştı.

"Tabiki karşılıksız değil 3 ay kal 3 milyon senin olsun." dedi rahatlıkla ne diyordu bu 3milyon karşılığında bu adamla 3 ay evli kalmamımı hemde hiç tanımadığım. 

"Tabi sen bilirsin burda beş kuruş için gururunu hiçe sayıp akşama kadar aşağılamak istemende senin tercihin saygı duyarım." Dedi öylece kaldım cevap veremedim haklıydı ama başka tercihim yoktu. Ama şuan var helin.

"Telefon numaram cebine koyduğum kağıtta yazıyor yarın 12 ye kadar telefonum açık." Diyip hızla kalktı ve gitti. hangi ara koymuştu cebimize? Sencede takılmamız gereken yer orasımı?

12 ye kadar vaktim vardı benden onunla evlenmemi istemişti karışılığında borçlarımı kapatmaya yetecek ve artacak bir para verecekti. Peki benim işimi kolaylaştıracağını o nereden biliyordu? Sanırım bunları düşünmek yerine teklifini düşünmeliydim. O paraya çok ihtiyacım vardı.

Ve sanırım kararımı vermiştim.

acı kahve Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin