Dalga seslerinden, arkalarından gelen mırıltılardan başka bir şeyin duyulmadığı bir sessizlik içerisinde yan yana otururken düşüncelerinde kaybolan, birbirlerine bir saniyeliğine de olsa bakmaktan kendilerini alıkoyamayan Neslihan ve Güven, yan taraflarında oturan Yaman Ali tarafından pür dikkat izlenildiklerinden bihaberdir.
"Bir şey soracağım..." diye söze girer Yaman Ali, merakına yenik düşerek. "Siz...siz nasıl tanıştınız? Fakültede mi?"
İkisi de beklemedikleri bu soru karşısında afallarken kendilerini, birbirlerine bakarken bulurlar. Neslihan'ın nereden başlayacağını, ne söylemesi gerektiğini tartıp biçtiği sırada söze atlayan Güven olur.
"Bizimkisi öyle senin düşündüğün gibi pek sakin bir tanışma olmadı." der gülümseyerek.
"Nasıl yani?"
Güven kafasını bir kez daha Neslihan'a çevirip göz göze geldikten sonra yüzündeki gülümsemeye engel olamadan oğluna dönerek sözüne devam eder.
"Ben annenin biraz gergin bir gününe denk geldim diyelim."
Neslihan şaşkınlık içinde Güven'e bakar. Sanki hiç duymadığı, bilmediği bir hikâyeyi dinliyormuş gibi. "O ne demek şimdi? Tanımadığı bir çocuğu döven sensin ama gergin ben mi oluyorum?"
Alttan alttan gülümsemeye devam eden Güven bir yandan da başını sallar. "Yapma Neslihan...sence o günkü tepkin gayet sakin, normal bir tepki miydi?"
"Evet." Diye karşılık verir Neslihan hiç vakit kaybetmeden. "Gayet normal bir tepkiydi...sinir ettin çünkü beni."
"Ben seni koruyordum be...nasıl sinir ettim seni?"
Neslihan'ın cevap vermesine kalmadan Yaman Ali'den gelen kahkaha sesi dikkati üzerine çeker.
"Ben anladım şimdi sizi. Sizdeki bu didişme olayı..." der parmağıyla ikisini işaret ederek. "...en başından beri varmış yani." Ardından kendi kendine mırıldanır. "Bazı şeyler hiç değişmiyorsa demek..."
Neslihan gözlerini devirip yüzündeki gülümsemeyi saklamaya çalışarak önce Güven'e ardından Yaman Ali'ye bakar. "Bak sen..."
"E peki...sen neyden, kimden koruyordun annemi?"
Güven önce derin bir iç çekip, bir süre sessiz kaldıktan sonra kafasını Neslihan'a çevirdiğinde onun çoktan kendisine baktığını görür. Göz göze geldikleri an ikisinin de aynı şeyleri düşündüğünden, aynı şeyleri hissettiğinden emin olmaması gibi bir seçenek bile yoktur. Birbirlerini ilk gördükleri anda hissettikleri, o andan itibaren ne olursa olsun birbirlerinin aklından bir türlü çıkamayışları ve onlar farkında bile olmadan o günden itibaren her geçen gün birbirlerine daha çok yakınlaşmaları...bütün bunların hepsini görebiliyordur Neslihan'ın gözlerinde, tıpkı kendi gözlerinde olduğu gibi.
--------------------------------------------------------------------------------
Ceketini omzuna atmış, ağzının içinde mırıldanıp durduğu şarkı eşliğinde kollarını sallaya sallaya yürüyen Güven'in dikkati biraz ileriden gelen, git gide yükselen sesler ile dağılır. Gözlüklerinin ardından baktığında arkası dönük sarı saçlı bir kızın karşısında, oldukça sırnaşık bir tavırla dikilen oğlan ile atıştığını görür. Klasik sevgili atışmaları işte diyerek, onu hiç de ilgilendirmeyeceğini düşünerek sırtını dönüp duvarın ucuna yaslanarak otobüsünü beklemeye devam etse de sebebini bilmediği bir şekilde arkasından gelen seslere kulaklarını kapatamıyordur bir türlü.
Merakına yenik düşerek bir kez daha dönüp baktığında kızın kendisine yaklaşmaya çalışan oğlanı ittirdiğini görür. Tekrar kafasını önüne çevirip ilgisini başka yere çekmeye çalışsa da öylece durup tepkisiz kalamayacağını anladıktan sonra derin bir iç çekerek, elinde tuttuğu ceketini bir kez daha omzuna atar ve sakin adımlarla yanlarına doğru yaklaşır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
güvnes- one shots
Romanceyeniden partner olmamız şerefine; güvnes sahnelerinden kısa hikayeler