Ruth'dan
Her gün gittiğim çiçek bahçesine tekrardan gidiyordum. Oradan asla vazgeçmem. Çantamın askısını koluma takarak ezbere bildiğim yoldan yürümeye başlamıştım. Meydanda gazete satmaya çalışan çocuklar ve müzik çalan müzisyenlerle doluydu,her geçtiğimde göz gezdiriyordum.
"Yazıyor!yazıyor! Eşcinselliğe idam cezası geldi! Yazıyor yazıyor!"
Duyduğum sesle afalladım. Çocuğa yaklaşarak sordum.
"Bir gazete verir misin?"
"Elbette ablam. 2 sent" Cebimden istediği miktarı çıkartıp çocuğa verdim. Çocuk yanımdan uzaklaşmaya başlarken bende gazeteyi açtım ve okumaya başladım.
"Eşcinsel vatandaşlara idâm cezası! Hükümetin belirlediği kuralla eşcinsel bireyler idâm edilecektir. Başkanımız şu sözleri söyleyerek kanunu getirdi:'ülkemizde olan eşcinsel bireyler toplumun düzenini bozarak isyan başlatacaklardır. Buna dur demeliyiz. Eşcinsel bireyler idâm cezasına çarptıralacak. Kaçma eyleminde bulunanlar da vurulacaktır' . Başkanımızın sözleriyle kanun çıkmıştır. Bir eşcinsel vatandaş idâm günü kaçarsa,ilk bulunduğu yerde vurulacaktır."
Okuduğum haber ile beynime kan sıçramıştı. Eşcinsel değildim ama yinede bir yönelim için idâm cezası... kesinlikle abartmışlardı. İnsanların yönelimi yüzünden onları öldürmeye bir çocuk bile karşı çıkardı.
Daha fazla bu konuları düşünmeyerek yoluma devam ettim. Gazeteyi de çantama koymuştum.
...
Nihayet çiçek bahçesine varmıştım. Evime uzak olabilirdi ama mesafelerin önemi yok. Biraz etrafa göz gezdirdikten sonra boş bir çınar ağacının dibine oturdum.
Çantamda ki kitabı çıkarttım ve rahat bir pozisyonda okumaya başladım.
Bir süre sonra sarsılmamla o tarafa döndüm. Yanımda siyah saçlı,ela gözlü bir kadın vardı.
"Afedersiniz rahatsızlık veriyorum ama gazetenize bakabilir miyim? Yakınlarda gazeteci bulamadım da"
"Elbette bakabilirsiniz" diyerek elimi çantama attım. İçinde ki gazeteyi kadına vererek,etrafa baktım.
"Buyrun oturabilirsiniz" elimle yeri işaret ettim.
"Ah çok teşekkürler"
"Önemli değil"
Kadın yanıma oturdu ve gazeteyi okumaya başladı. Bende bu sırada kadına incelemeye başladım. Kömür gibi kara saçları,ela gözleri,dolgun dudaklarıyla Tanrı katından inmiş bir melek gibiydi. Gözlerimi kadından çekerek bahçeye bakmaya başlamıştım.
"Hay sikeyim"
Kadının kısık sesle ettiği küfür ile ona döndüm. Neye bu kadar şaşırmıştı? Eşcinsel haberine mi? Kadının gözleri benim gözlerimle buluşunca panikle ayağa kalktı.
"Özür dilerim rahatsızlık verdim"
"Hayır rahatsızlık falan vermediniz. Lütfen,oturun"
Kadının yanıma oturmasıyla ona bakmaya başladım.
"İlk defa mı geliyorsunuz? Şayet sizi daha önce burada görmemiştim"
Kadın da bana bakarak sorumu cevapladı. "Ah evet ilk defa geliyorum. Buraya yakın bir yere taşındım da. Etrafı gezeyim dedim. Ben Jo bu arada"
"Bende Ruth. Tanıştığımıza memnun oldum Jo"
"Bende memnun oldum Ruth"
Jo gözlerini benden çekerek çiçeklere bakmaya başladı. Bende onunla beraber çiçekleri izlemeye başladım.
"Buraya sık gelir misin?"
"Her gün buradayım desem?"
Yüzüne bir tebessüm yerleşerek konuştu.
"Yarın buluşalım mı?"
"Elbette olur"
"Kaçta gelirsin?"
"Genelde bu saatlerde burada olurum"
"O zaman yarın bu saatlerde buradayız"
"Hay hay madam"
Söylediğim şey ile gülen Jo'ya baktım. Kesinlikle Tanrı katından inmiş olmalıydı. Kahverengi saçlarımı toplayarak arkaya attım ve kalkmak üzere olan Jo'ya döndüm.
"Ben kalkıyorum artık. Yarın görüşürüz" Yavaşça uzaklaşan Jo'ya baktım.
"Yarın görüşürüz Jo" Dedim ve el sallayarak gidişini izledim. Bakış açımdan çıkınca tekrar kitabıma döndüm.
Kaç saat orada oturdum ve kaç saat kitap okudum bilmiyorum ama batan güneşi görünce toparlanmaya başladım. Çantamı omuzuma takarak geldiğim yoldan geri yürüdüm.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flower Garden // GxG
RandomBir zamanlar beraber suladığımız çiçekler,artık kanlarımızla sulansın