''Of, yavrum burada uyunur mu?'' uykuma ne de iyi bir ses katılmıştı. Sırtım sert zeminden havalanmıştı. Sıcak kollar sarılmıştı. Ayak sesleri ve sonunda vücudum sıcacık bir yumuşaklığa kavuştu. Üzerim de örtülmüştü. Yatakta daha çok yayıldım. ''Ne de güzelsin.'' uykudaydım evet ama bu sesleri de duyuyordum. Cevap veremeyecek kadar da yorgundum. Çok geçmeden kapı sesi geldi ve ben güzel uykuma geri döndüm.
Gözlerimi açtığımda güneş tam alnımın çatına vuruyordu. Yorganı yüzüme çektim, şimdi de sıcak oldu üzerimi açtım. En sonunda oflayarak uyandım.
Good morning girl.
Ooo, günaydın içses. Bana da günaydın. Bize de günaydın. Oh, kuşlara da günaydın.
Yatakta doğruldum bir kaç gerinme hareketi yaptım ve yataktan kalktım. Oh, canım odam. Tam keyfini çıkaracaktım ki aşağıdan gelen bir çığlık ve benim odada olmam gerçeği dumura uğrattı. Nasıl ve ne olduğunu anlayamadan soluğu aşağıda aldım. Mutfakta mavi takım elbisesinin üzerine, pembe önlük takılı yeri silen Tamer'i görmemle duraksadım.
''Lan! Sen buraya nasıl geldin?'' dedim ve dikkati üzerime çektim. Gözleri bedenimde dolaştı ve gözlerimi buldu. Hadi ama! Bu davranışına göz devirdim. ''Bahçeden.'' kısa ve sert bir yanıt verdi. ''Gecenin bir saatinde çığlık duyunca bakmak istedim. Kapıyı açmayınca ve telefonlara da yanıt vermeyince bahçeyi tırmandım. Seni de bahçede öyle uyur görünce kucaklayıp odana bıraktım. Bu yani.'' dedi ve önlüğü çıkarttı. ''Ben gece çığlık atmadım ki, üstelik telefonum da açık.'' dedim ve kollarımı göğüsümde bağladım.
''Çığlık sesi duydum dedim sen attın demedim bu bir. Telefonunun şarjı bitikti şarja taktım bu iki. Çay içer misin bu üç?'' güldü. Hiç istifimi bozmadan kafamı salladım. Şuan bana o kadar garip gelmişti ki. Sonra bunu bir kez daha düşünecektim. Salonda kurulu olan masaya oturdum. Telefonumu açıp bir kaç bir şey kurcaladım. Hiç arama ya da mesaj yoktu aksine şuan Batın'dan bir bildirim gelmişti.
Dişisini Etkilemeye Çalışan Arizona: Günüm aydı yemin olsun hissettim. Güzelim uyandı, güneşim doğdu.
Elis Sardun: Bak sen şuna. Bana çip taktın, evime kamera yerleştirdin yoksa nereden bileceksin ki?
Dişisini Etkilemeye Çalışan Arizona: Kadın! Valla ne kadar aşıksam hissettim. Hissettim!
Elis Sardun: Peki madem öyle olsun.
Dişisini Etkilemeye Çalışan Arizona: Bi' kadın daha ne kadar etkileyici olabilir. Lütfen agresif olmanın bile beni etkilediğini bil. Vur ulan bana! Döv, söv of...
Elis Sardun: Of tamam ya yeter. Sende he! Yazma kahvaltı edeceğim.
Dişisini Etkilemeye Çalışan Arizona: Ha, bende tam onu diyecektim. Seni kahvaltıya çıkarmak istiyorum. Müsait isen.
Elis Sardun: Değilim. Tamer'le yapacağız şimdi, sağ ol.
Dişisini Etkilemeye Çalışan Arizona: Rica ederim. İyi günler.
Elis Sardun: Bu mesajı beğendi.
''Hayırdır ekrana bakıp sırıtmalar?'' Tamer bunları derken çayları getiriyordu. ''Bazen diyorum ki şirketi falan kapatıp komedi filmi mi çıkarsan? Valla bak millet ölmekten güler, diyeyim.'' dediğimde güldü, ben ise gözlerimi devirdim. Bayat espirileri tadımı kaçırmıştı. "Sen çok alışma böyle bak." dedim ekmeğe balımı sürerken. "Alıştım gitti. " dedi ve güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARMAN
TienerfictieYıllar akıp gidiyordu, geride bıraktıklarımıza bakıp ya ağlacaktık ya da gülecektik. Maalesef benim hayatım arkamda bıraktıklarıma bakıp gülerek geçmedi. Her yaramın üstüne bi' yara bandı yapıştırarak büyüdüm ben. Ama o yaralar kapanıp yerini g...