where your mind at? never mind that

438 64 149
                                    

Jisung Peter Han diğer çocuklardan biraz farklıydı.

Annesi oğlunun tombul yanaklarını sıcacık ellerinin arasına alıp dudakları büzüşüp bir balık ağzına dönüşene kadar sıktı. Jisung küçük dişlerinin şişko yanaklarına battığını söylemek için turuncu tulumunun içinde tepinmeye başladı. Annesi kıkırdayarak küçük burnuna öpücük kondurmuş, nihayet küçük bebeği serbest bırakmıştı.

''Öğretmenlerine sorun çıkarma ve arkadaşlarınla iyi geçin, tamam mı bebeğim?''

Jisung her sabah aynı konuşmayı duymaktan sıkılsa da anneciğine saygısızlık etmemek için kafasını salladı ve gülümsedi. Annesi ona son kez el sallayarak arabasına geri döndüğünde kreş öğretmeni küçük tatlı çocuğun tombul elini tuttu.

''Günaydın Jisungie.''

Lee Felix kreşin en gözde öğretmenlerindendi. Tüm çocuklar ona bayılır, tüm gün oyunlar oynamak için eteğinin uçlarına asılırlardı. Sevimli adam artık eteklerinin beline kemer takıyordu.

Jisung öğretmenine başıyla selam verdi. Bugün biraz karnı ağrıyordu. Oyun oynarsa belki iyileşirdi.

İkili sınıflarına doğru ufak adımlarla ilerledi. Diğer çocuklar çoktan gelmişler, küçük rengarenk sandalyelerinin üstünde oturup öğretmenlerini uslu uslu beklemekteydiler.

Jisung da favori rengi kırmızı sandalyesine dizlerini bastırıp küçük vücudunu ite kaka yerleştirdi. Yaşıtlarına göre daha küçük ve kısaydı. Sandalyelere bile öyle kolay oturamıyordu. Olsundu.

Felix bugünün konusu olan hayvan boyamalı fotokopileri dağıtırken herkese hafta sonunun nasıl geçtiğini sordu.

Jisung masasının kenarına koyduğu çantaya ulaşmak için sandalyesinden inmeliydi. Sinirle küçük yumruklarını sıktı. Sandalyeden inip çıkmak onu çok yoruyordu. Boğum boğum şişko etli bacakları ağrıyordu. Yine de başka seçeneği yoktu.

Sandalyesinden zıpladı. Mavi çantasının iç gözünden boya kalemlerini çıkarıp masasına parmak uçlarında kalkarak yerleştirdi. Fermuarı da çekip tekrar dizlerini dayayarak sandalyeye çıktı. Dönerek poposunun üstüne oturduğunda nefes nefese kalmıştı.

Felix onun çabasına gülmemek için kendini sıkı sıkı tutuyordu. Gördüğü en tatlı çocuktu.

Fakat Jisung'un yan sandalyesindeki ufaklık pek de çabalamıyordu.

Jisung kıkırtının geldiği tarafa döndüğünde hiç mi hiç sevmediği oğlanın gülmekten kıpkırmızı olmuş suratıyla karşılaştı.

Elbette, Lee Minho. Felix'in küçük kardeşi.

Diğer çocuklar Minho'ya neye güldüğünü soruyor o da parmağıyla Jisung'u göstererek bir post-it boyunda olduğunu ve doğru dürüst hiçbir şeye ulaşamadığını anlatıp kıkırdamaya devam ediyordu.

Jisung sinirle yine küçük ellerini yumruğa dönüştürdü. Küfür falan da bilmiyordu üstelik. Annesi ona asla öyle şeyler öğretmemişti. Sadece küçük gövdesinde büyüyüp içini yakan hisle doluyordu.

Neyse ki Felix hızla müdahale edip çocukları susturmuş ve Minho'ya çatık kaşlarıyla uyarıda bulunmuştu. Minho'nun onu pek umursadığı görünmese de görevini yapmıştı.

ITSY BITSY SPIDER-HANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin