-14-

105 9 11
                                    

~Fyodor

"Hadi oturma odasına gidelim, olur mu?" dedi Chuuya, sesinde belirgin bir gerginlikle.

Ama aşağı inerken bir gümbürtü ve ardından da konağın giriş kapısında birinin sesini duyduk.

İçimde kötü bir his vardı, Sigma'ya Chuuya ve Nikolai'yi hiçbir nedenle dışarı çıkarmamasını söyledim çünkü onların herhangi bir riske girmelerini istemiyordum.

Sigma onları canı pahasına koruyacağına dair bana güvence verdi, ben de onun sözlerinden şüphe etmedim çünkü çok geniş olmayan sosyal çevremde güvendiğim biriydi.

Yosano arkamdayken girişe doğru ilerledim ve Nikolai'nin yanında olmam  ricasını görmezden geldim, bu hareket tuhaf bir şey gibi geldi çünkü Omega bu konuda bir şeyler biliyormuş gibi görünüyordu.

Adımlarım emindi, hareketlerimde bir an bile tereddüt etmedim, büyük konağın giriş kapıları açıldı.

Uzaktan altın sarısı saçlarını, o mağrur gözleriyle onu her yerde tanırdım.

Francis Fitzgerald, babamın şirketinin ortağı ve benden sonra ana hissedarı, şirkette onunla ilişkim pek iyi değildi.

Aslında sık sık kavga ederdik ya da birbirimizin varlığına dayanamadigimizdan konusmazdik ama suan durum böyle değildi, asıl soru şuydu: O piç benim mülkümde ne yapıyordu?

İğrenmiş bir yüz ifadesi takındım, kollarımı kavuşturarak yavaş ama emin adımlarla ona yaklaştım, onunla yüzleşmeye hazırdım.

"Seni buraya getiren şey nedir, Fitzgerald?" dedim bariz bir hoşnutsuzlukla.

-Görüyorsunuz Dostoyevski, bana ait olan bir şey için geldim- Neyden bahsettiğini anlamadım, daha doğrusu anlamak istemedim.

-Bende sana ait hiçbir şey yok- sabrım tükenmeye başlamıştı.

-Ne demek istediğimi tam olarak anlıyorsun, bana omegamı ver- senin... Omega'nı?...

Şimdi anlıyorum, o... o... Nikolai'ya taciz ve tecavüz eden kişi miydi?!

"Oğlum..." Akıl sağlığımı kaybetmemek için yumruklarımı sıktım. Ondan hafif bir kahkaha geldiğini duydum ve gülümseyerek şunları söyledi:

-Onun inlemelerini ve vücudunun, nasıl direnmeye çalıştığını görmeliydiniz, onunla ilgili her şey gerçekten mükemmeldi~-

-...

Ve bu, onu kendi ellerimle öldürme niyetiyle ona doğru koşmamı sağlayan mükemmel bir tetikleyiciydi.

O anlarda hapse girmeyi umursamadım, sadece yüzündeki o aptal gülümsemeyi silmek istedim.


~Nikolay

Küçük pencereden Francis'in arabasını hemen tanıdım, bana olan her şeyi hatırladığımda tereddüt etmeye başladım, çünkü bacaklarım bilinçsizce titriyordu, yıkılmanın eşiğinde değildim dersem yalan söylemiş olurum.

Sigma düşmeyeyim diye beni tuttu  aksine Chuuya sessiz kaldı ve boşluğa baktı.

Aklımı kaybetmeye başladım, bedenim doğru dürüst ayakta duramıyor, kalbim küt küt atıyordu.

Aniden ön kapıdan bir çarpma sesi duyduk, ardından da tartışma sesleri geldi.

Varlığımın her anına eziyet eden o sesi anında tanıdım...

Sesin geldiği yere doğru koştum, Sigma durdurmaya çalıştı ama başaramadı.

Yaklaştıkça yaşadıklarımdan sorumlu olan o alfanın sesini duyabiliyordum.

"Fyodor, kes şunu!" diye bağırdı Yosano, onları ayırmaya çalışırken.

Her ikisi de kanlar içinde oldukları için bazı darbelerle kendi canlarına kıymaya hazır görünüyordu. Bu katliama devam etmesinler diye kendimi ortada bıraktım.

İkisi de durdu, Sigma ve Chuuya Fyodor'un yaralarını tedavi etmeye geldiler, bu sırada Francis beni sıkıca elimden tuttu. İkisi de durdu, Sigma ve Chuuya Fyodor'un yaralarını tedavi etmeye geldiler, Francis beni bileğimden sıkıca yakalayıp yaklaştı, bana tehditkar bir şekilde baktı, korktum.Çünkü bana bu şekilde baktığı zamanların sonu pek iyi değildi. Tüm zamanlarda...

Onlara bir şey olmasını istemedim, Fyodor ve Sigma'nın ölümünün suçlusu olmak istemedim, yani evet. Francis beni o cehennemden kurtarmaya çalışan herkesi öldürmekle görevliydi.

Bana yardım etmeye çalışan, hepsi ölmüş insanların dehşet içindeki yüzlerini hala hatırlıyordum...

-Bırak gitsin!- dedi Fyodor çok öfkeli.

Francis hafif sadist bir gülümsemeyle beni bırakırken hiç direnmedi.

-ondan uzak dur- Fyodor'un emrine uymadım...

Ben... onları o canavardan korumak zorundaydım

"Benimle gel, Kolua," dedi o muzaffer gülümsemesiyle, arabanın kapısını arkasından açarak içeri girmemi işaret etti.

"O seninle gelmeyecek Fitzgerald!" diye haykırdı Fyodor.

Hareketsiz kaldım, karşımda Francis'in tehditkar göründüğünü gördüm ve sonunda onları görmek için son kez döndüm...

Sadece tamamen umutsuzluk dolu yüzlerini görmeyi başardım.

-nikolai, yapma...- dedi Sigma yalvarırcasına.

"Özür dilerim..." diye fısıldadım ve ardıma bile bakmadan kocamın arabasına bindim.

Arabanın camından onların tamamen mahvolmuş görünüşlerini görmeyi başardım, ama özellikle bir tanesi diğerlerinden daha öne çıkıyordu, çünkü Fyodor bana hayal kırıklığıyla bakıyordu...

Araba yavaş yavaş konaktan uzaklaşmaya başladı.

Hıçkırıklarımı susturmaya çalıştım ama başaramadım.

Francis, "Doğru olanı yaptın" dedi, "ama bu henüz bitmedi."

Bilmediğim bir yere doğru giderken arabanın yön değiştirdiğini gördüm.

"Beni nereye götürüyorsun?" diye sordum çaresizce.

°
°
°
°

Bugün yaklaşık 14 saatlik bir tren yolculugu yapacağım ve bu demek oluyor kiii... TÜM BÖLÜMLERİ CEVİRECEGİM! [zaten halihazırda 5 bölüm var ve yazar devamını yazmadı.(umarım yazar sormaya çalışacağım)]

~İyi günler dilerim, okuduğunuz için teşekkürler oylamayı unutmayın!

Yanlış Anlatılmış Bir Hikayenin Kötü Adamı | FyoLaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin