LAVİN
Kollarımı boynuna dolayıp sarıldım. Elleriyle belimi kavrayıp beni kendine çekti. Yüzünü boynuma gömüp derin bir nefes aldı.
Boynuma doğru fısıldadı. "Seni çok özledim Lavin.." Sesi canı acıyormuş gibi çıkmıştı. "Ben de seni birtanem.."
Uzaklaştım ve ellerimle yüzünü kavrayarak bana bakmasını sağladım. "Her şey için çok özür dilerim. Lütfen beni affedebilmeye çalış.."
Gözlerinden adeta hüzün akıyordu. Yüzündeki ellerimi kavradı ve konuştu. "Bak, az önce söylediklerin yalan mı gerçek mi bilmiyorum. Ama eğer yalansa.. Umarım mumun uzun süre yanmaya devam eder. Çünkü ben sensiz yapamıyorum.."
Gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı. Kafamı sağa sola salladım. "Her bir kelimesi doğru Yaman. Seni seviyorum. Sana aşığım. Başta yapabilirim sandım. Sensiz olurum sandım.
Sana karşı bir şey hissetmemek için direndim. Ama olmadı. Beni kendine sırılsıklam aşık ettin. Çocukluğundan beri duygusuz olmaya programlanmış kadını kendine aşık ettin.."
Gözlerimden yaşlar akıyordu.
Dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. Gözyaşlarımı silerek alnıma dudaklarını bastırdı. Tam bu sırada içeriye Kumsal geldi.Şaşkın gözlerle bize bakıp Yaman'a sanki duymayacakmışım gibi fısıldadı.
"Yanlış bir zamanda mı geldim.."Yaman yamuk bir şekilde gülümsedi. Dudağının hemen kenarında gamzesi belirdi. Bu mükemmel gülücüğü Kumsal'a atmasına sinir olsam da, az önce yaşananlar için güldüğünü biliyordum.
Kafasını iki yana sallayarak "Sorun yok çekirge." dedi. Gerçekten şu çekirge muhabbeti nedir ya?! Boğazımı temizledim. "Çekirge derken?" diye sordum merakla.
Yaman kafasını hafifçe bana çevirip "Uzun hikaye bir ara anlatırım." dedi. Başımla onayladım. İnatlaşıp şimdi anlatmasını isteyecektim ama şuan daha önemli konularımız oldupunu hatırlayarak vazgeçtim.
Yaman yavaşça ayağa kalktı. "Evet şimdi. Onunla ne yapacağımıza karar vermeliyiz."
Kumsal titrek bir sesle "Bir şey söylemek istiyorum ama kızmak yok." dedi.
Yaman kollarını birleştirerek tek kaşını kaldırdı. "Dökül bakalım. Ne istiyorsun?" Sesi biraz tedirgin ve tehditkâr çıkmıştı.
Kumsal bir bana bir Yaman'a bakıp "Bence ona yardım etmeliyiz." dediğinde Yaman bir küfür savurdu.
"Bak sana saçma geldiğini biliyorum Yaman. Ama bunun ona aşık olmamla hiçbir ilgisi yok tamam mı?
Sadece.. Bak anlaması zor ama bu şekilde yaşamaktan bıktım. Bir görev geliyor ve bize verilen bilgilerin her birine körü körüne inanıp yapıyoruz. Belki şimdiye kadar birçok masum insanın canından olmasına sebep olduk.. "
Yaman sinirlenmiş gözüküyordu. Kafasını sertçe iki yana salladı. "Saçmalık! Gittikçe saçmalamaya başladın Kumsal. Hakan'a yardımcı olmak ne lan?!"
Yaman tarafından bakıldığında saçmaydı evet. Ama bana artık o kadar da mantıksız gelmiyordu. İstihbarat sahip olduğum her şeyi elimden almıştı. Hayatımın kalanını da alamayacaktı. Şimdi görev değil, intikam zamanıydı..
"Yaman, biraz sakin ol lütfen. Bak Kumsal o kadar da mantıksız bir şey söylemiyor. Sence de bir intikam vakti gelmedi mi? Ailelerimiz, kaybettiğimiz yıllarımız için. Kırılan kalplerimiz için.."
Yaman hayret edercesine bana bakıyordu. "Lavin, seni tanıyamıyorum. Görevi için her şeyi yapmayı göze alan kadına ne oldu da istihbarata ihanet etmeyi planlıyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Kalpler Görevi
Romantikİhanete uğramış, zaafına yenik düşmüş bir adam.. İhanet ettiği andan itibaren kendinden ve yaptıklarından nefret eden bir kadın.. İhanetin affı olur muydu? Soğumuş kalpler tekrar ısınabilir miydi? Aşk her şeyi çözebilir miydi..