Çok güzel rüyaların arasındayken bir anda sarsıntı durdu ve Bora'nın sesi geldi"Duru Duru uyan lan geldik"
Gözlerimi açtığımda bir evin bahçesindeydik.Bu bizim yeni evimizdi bugün İngiltere'den Ankara'ya geldik.Yani aslında 2 yıl önce Ankara'da yaşıyorduk ama şirketimiz için İngiltere'ye taşınmıştık, ama artık geri geldik.Şirketimiz geri Ankara'ya taşındı.Bora'nın beni uyandırmasıyla arabadan indim ve etrafıma baktım.Hmm güzel beğendim,ama galiba evin tadilatı daha bitmemişti.Eve doğru ilerledim ve tadilatçı abilere değmeden içeri girmeyi başardım.İçeriside gayet güzeldi benim odam neredeydi peki?Anneme seslenerek "ANNE BENİM ODAM NEREDE?"annem yukarı kattan aşağıya doğru bakarken cevapladı"gel kızım göstereyim"koşar adımlarla annemin olduğu kata ilerledim.Annem eli ile en sondaki odayı işaret etti.Hemen gittim ve kapının önünde durdum.Umarım güzel manzaralı,açık,hava alan,balkonu olan,tatlı şirin bir odadır.Kapıyı açınca odanın tamda istediğim gibi olduğunu görüp sevinçten uçtum.Hemen kapımı kapattım ve odama bir göz attım.Odam bembeyaz bir odaydı balkonu tam istediğim büyüklükteydi ve hatta üçgen şeklindeydi.Güzel geniş beğendim yani.Bu arada kendimden bahsedeyim ben Duru Leen 17 yaşındayım 12. Sınıfa gidiyorum ve yarın 2. Dönemin başı yani ara tatildeydik ve bitti.Neden soyismimin yabancı olduğunu soruyorsunuzdur veya ben öyle hissediyorum.Babam bir İngiliz adamı olduğu için soyadım yabancı.Yarın en yakın arkadaşımla görüşücem Busemle.Buse'nin Ankara'ya geldiğimizden haberi yok yarın şaşırıcak kesin agaga heyecanlandım resmen.Neyse bu kadar sohbet yeter gidip yardım edeyim.Odamdan çıkıp koridorda ilerledim annem alt kata inmiş mutfaktan sesi geliyordu.Hemen mutfağa indim annem etrafa bakıyor kontrol ediyordu. "Naptın kızım beğendin mi odanı en güzel odayı sana verdim"dedi ve güldü.Aynı şekilde gülümseyerek "Evet annem çok beğendim teşekkür ederim, eşyalar ne zaman getirilecek?"
Annem "Getirilir birazdan ama hâlâ tadilat devam edecek nasıl olucak bilmiyorum"dedi ve acı içinde gülümsedi."Sorun değil anne hep beraber yaparız biter takma sen kafana" arkadan sesler geliyordu annemi mutfakta bırakıp sesin geldiği yöne doğru ilerledim.Eşyalar gelmişti ve bir tekli koltuğu Emir abim ve Bora taşıyordu.Hemen onların yanına gidip."Çalışın köleler"diyerek güldüm.
Bora "Susta sen de yardım et git oradan ufak tefek eşyaları getir"dedi.
"Tamam ama sıkıldığım için yapıyorum sen dediğin için değil, ben sizin gibi köle değilim"diye cevapladım ve dışarı çıktım.Dışarıdaki eşyalardan bir tablo aldım elime üzerinde klasik olan meyve tabağı bir resim vardı.Hemen içeri götürdüm ve merdivenlerin orada çakılı çiviler gördüm tablo için olması lazımdı.Hemen tabloyu yerleştirmek için merdivenlere ilerledim ama çivilere boyum yetmedi.Agagah çok sinir oldum niye yetmiyor boyum.Zıplayarak deneyeyim,zıpladım olmadı ya bir daha giriyordu bu sefer olucak ve son bir kere daha zıpladığım an kendimi yere yapışmış bir halde buldum o an ağzımdan bir çığlık sesi çıktı"aaaaaaaa bileğim agaaaaa"bileğim burkulmuştu.Emir abim,Bora ve annem koşarak yanıma geldiler. Bora"sakar noldu yine gel" diyerek beni doğrulttu.Emir abim bileğime ufak ufak dokunarak birşeyim var mı diye bakarken.Annem de endişeyle"İyi misin kuzum nasıl düştün?"diye sordu."Tabloyu asmaya boyum yetmedi bende zıplayayım dedim aah abi yavaş ağrıyor"Emir abim bir anda bileğime dokununca sızladı.Bora
"Sen ne kadar zekisin bizi niye çağırmıyorsun?"
"Kes sesini ya zaten ayağım ağrıyor birde sizinde işleriniz vardı"diyerek mırıldandım.Emir abim beni kucağına aldı ve yeni getirdikleri koltuğa bıraktı."Bora git buz getir"Bora koşar adımlarla gidip buz aldı ve getirdi.Elime tutuşturdu.
"Al yarına kadar iyileş okul var"
"Doğru Busem, birşey olmaz ayağım böyle olsa bile taşırsın beni"dedim ve güldüm.Bora kaşını çatarak cevap verdi"Olur prensesim başka bir arzunuz var mı?"gülerek "Çok acıktım kölecim ya bana bir tost yapsan"bu arada Bora çok güzel tost yapar yemeniz lazım yani annemden bile güzel yapar."Git işine işim başımdan aşkın bide senin tostunla uğraşamam üzgünüm"diye yanıt verdi.Gerçekten işleri olduğu için ısrar etmedim.Telefonumu alıp saate baktım saat gece 11:27 Buse'ye mesaj yazmaya başladım.
*Napıyorsun busem yarın sana çok güzel bir süprizim var*dedim ve gönderdim 2 dakika sonra mesaj geldi.*Noldu aşkım yoksa sen mi geldin?*hemen cevap yazmaya başladım.*Ah keşke öyle olsa ama hayır neyse sen yarını bekle öpücüklerrr*diyerek yalandan bir mesaj yazıp gönderdim.Biraz internette gezindikten sonra kafa mı iyice koltuğa yaslayıp gözümü dinlendirmek için kapattım..