"Karadeniz'in adamı sert sever, delikanlı'ca sever." Dedi.
Yüzümde beliren acı tebessüm ile dolmuş gözlerimi onun kömür karası gözlerine diktim.
"Peki sen Alparslan Karakurt, sen beni hiç sevdin mi ki sevdadan bahsediyorsun?"
Yetişkin içerik! Cinse...
Kulağıma gelen kuşların ötüşme sesleriyle günün aydığını anlamıştım, birbirine yapışan gozlerimi ovalayarak açtım ve etrafıma bakındım. Yanım bomboştu, yatağın yan tarafı hiç bozulmamıştı. Elimi boş yastığa koyarak avucumda sıktım. Bir güne daha yalnız bir şekilde gözlerimi açarak başlamıştım. Allah'tan revaydı bu bana.
İç çektim ve elimi boş yastığın üzerinden çekerek yataktan kalktım. Geceliğimin üzerine Sabahlığımı geçirerek yalın ayaklarla banyoma ilerledim. Elimi yüzümü soğuk suyla yıkadıktan sonra gözlerimi kaldırarak aynada ki halime baktım.
Son bir kaç hafta da iştahtan kesilerek baya bir kilo vermiştim bu yüzden elmacık kemiklerim belirginleşmişti, sadece yüzüm de değil vücudumun bir çok yerinde durum maalesef buydu.
Göz altlarım çökmüştü, bakışlarım buğuluydu. Eski ben gibi değildim artık, ne bakışlarım ne de ruhum eski ben gibi değildi...
Gözlerimi aynadan kaçırdım, kendimi böyle görmek utanç veriyordu bana. Banyodan çıkarak derin bir nefes aldım, geçecekti bu günler diyerek kendimi avutuyodum ancak geçmeyecekti, bunu biliyordum boşuna kendimi telkin ediyordum ama olmayacaktı biliyordum.
Giysi dolabından siyah bir elbise çıkartarak giyindim ve komidinin önüne geçerek uzun saçlarımı ensemde sıkı bir topuz yaptım. Ardından yüzümü biraz toparlaması amacıyla çok hafif bir makyaj yaparak işimi bitirdim. Maksadım kimsenin beni böyle çökük görmemesiydi, güçlü görünmek zorundaydım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Merdivenlerden inerken başımı dik tutarak masaya ilerledim, dik durmak zorundaydım. Acımı da üzüntümü de içimde yaşayacaktım. Sessizce yerime oturdum, gözlerim istemsizce yanımda ki boş yere kayarken ellerimi sıkıca yumruk haline getirerek sıktım, ta ki avuç içim kanayana kadar..."
Sana da günaydın gelin hanım" Kayınvalidemin sesi ile bakışlarımı boş sandalyeden çektim ve boğazımı temizleyerek önüme döndüm. "Günaydın valide sultan" Kayınvalidem gözlerini kısarak bana dikkatlice baktı, "Hayırdırgelin ne bu yüzünden düşen bin parça?"
