2

22 4 1
                                    

Güneşin ilk ışıklarıyla uyanırken yataktan kalktım. Tuvaletteki işimi hallettikten sonra üzerime siyah bol bir tişört altıma da kotumu geçirip telefonumu ve kulaklığımı alıp evden çıktım.

Kimseye haber vermeme gerek yoktu umursanmadığımı beynine kazımışlardı. Doğruca sahile giderken iç çektim. Deniz kenarı kadar huzurlu bir yer yoktu.

Gittiğimde sahildeki tanıdık beden yutkunmama sebep oldu. Yanına doğru gidip bedenimi kumlara bırakıp aynı onun gibi uzandım.

Gökyüzünün güzelliği baş döndürücüydü. Mavinin tonları her zaman hoşuma giderdi . Yanımdaki beden kıpırdanarak doğruldu ve bağdaş kurdu.

Sık sık gelir misin buraya ?

Doğrularak aynı onun gibi bağdaş kurup oturdum.

Her zaman değil . Sadece çok kötü olduğum zamanlarda .

Gözlerimin en derinine bakarken onda kayboluyordum. Fark etmemesini diledim o an. Bu kısacık konuşma bile bana iyi geliyordu.

Sadece iki gündür gördüğüm biri bana nasıl iyi gelebilirdi ? Bilmiyordum.

Birbirimize benziyoruz.

Bunu söylemesi kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Daha ben bir şey diyemeden bileğimi tuttu. Kabuk bağlamış jilet izlerine baktı. Acıyor muydu bana ?

Çok acıyor mu ? 

Demesiyle sadece başımı salladım. İlk kez birinden utanıyordum. Görmesin istedim yaralarımı. Ama o bileğimi dudaklarına doğru götürüp öptü. Şaşkınca ona bakarken onun da benden bir farkı yoktu. Ayağa kalktığında gideceğini anladım. Gitmesin istiyordum. Daha sonra bana döndü.

Telefon numaranı verir misin ufaklık?

Bana uzattığı kağıt parçasına ve kaleme baktım. Kağıdı elinden alıp numaramı yazarken dikkatle beni izliyor olması gerilmemi sağlarken hızlıca kağıdı eline tutuşturdum.

Görüşürüz ufaklık. Seni arayacağım.

Dediği yüzümde küçük bir tebessümün yerleşmesine sebep olurken arkasından bende kalkıp saati kontrol ettim. Okulun başlamasına sadece yirmi dakika kalmış olması ise icimden bir küfür mırıldanmama sebep olmuştu. Hızlıca kumların üzerinden kalkıp kulaklığımı telefona yerleştirip telefonu cebime koyup doğruca adımlarımı okula doğru yönelttim. Ve umut tıpkı bir tohumun filizlenmesi gibi içimde büyüdü.

Derin bir nefes aldım. Oldukça yorulmuş ve bütün enerjimi harcamıştım. Sınıfa doğru adımlarımı yönetirken bir an önce zamanın geçmesini diliyordum.

Sırama yerleştiğimde tek ve en yakın arkadaşım yanıma geldi, Mingyu. Lisenin ilk gününden beri yanımdan ayrılmamış iyi olmayan her anımda yanımda olmuştu. Bu yüzden aramızdaki bağ çok farklıydı. Birbirimizin her şeyini bilirdik. Onun ailesi benimkiler gibi değildi. Çok daha farklı ve anlayışlıydı.

İki gündür neredeydin ?

Kafamı dinlemeye ihtiyacım vardı.
Ailemle aramda olanları biliyordu. Bu yüzden üstelemedi. Bunun için ona minnettardım. Çünkü çok çabuk ağlayan biriydim ve konuşmaya başlarsak kendimi tutamazdım.

Neyse ki o an öğretmen gelmiş ve dikkatimizi kendine çekmişti. Öğle arasına girdiğimizde yemekhaneye gidip her zamanki masamıza geçtik . Çantamdan aldığım muzlu sütün paketini açıp pipeti dudaklarımın arasına yerleştirdim. Kediye benzeyen beden aklıma geldiğinde hala düşünüyordum Mingyu'ya anlatmalı mıydım ? Emin olamıyordum ama en azından bir fikir verebilirdi. Ve beni dinleyen tek kişi de oydu.

Ona 2 gün içinde olanları anlatırken aynı zamanda pipete işkence ediyordum . Anlatmayı bitirdiğimde paket çoktan bitmiş ve bu dudak büzmemi sağlamıştı belki de çantama fazladan bir tane daha koymalıydım .Telefonumdan gelen mesaj sesiyle telefonu elime alıp WhatsApp'a girdim.

Bilinmeyen: Ufaklık?

Bu oydu. Neden heyecanlanmıştım ki. Sanki ilk kez birisiyle mesajlaşacaktım.

Bilinmeyeni Ayışığım olarak değiştirdiniz*

                                  Yıldızım: Kedi          çocuk ?

Ayışığım: Bula bula kediye
mi benzettin beni yani ?

              Yıldızım: Kediler tatlı olur sende        
                                      öylesin....

Ayışığım: Hmm demek tatlıyım
                 öyle mi ?
 
Konuyu değiştirmezsem utançtan telefonu fırlatabilirdim ve telefonlar oldukça pahalıydı. Ne demeliydim ? Nasıl dikkatini dağıtabilirdim bilmiyordum.
        
                    Yıldızım: Beni nasıl kaydettin
                                          Kedi çocuk ?

Ayışığım: Kaçıyorsun ufaklık.
Bakalım yanımdayken de kaça-
bilecek misin ?
Yıldızım diye kaydettim. Sen ?

                       Yıldızım: Ayışığım diye kay-
                                          dettim...

Ayışığım: Bu oldukça hoşuma
                 gitti ufaklık.

                           Yıldızım: Benimde öyle...

Ayışığım: Gece sahile gelir
                misin ufaklık.

                   Yıldızım: Gelirim kedi çocuk
                                 Gece orada olacağım

Okul çoktan bitmiş eve gelmiştim. Neyse ki onlar tekrar tatile gitmeyi seçmiş ve bana da sadece not bırakmışlardı. Rahattım.

Üzerini değiştirip dolaptan aldığım çikolatalı sütle evden çıkıp sahile doğru yürüdüm. O gelene kadar bekleyebilir ve dalgaların sesini dinleyebilirdim. Bu benim dilimde huzur demekti. Huzur da dinlenebilirdi. Kumların üzerine uzanıp gözlerimi kapattım. Belki de şuan mutluydum ?

Bilmiyordum. Hava kararmaya başlamış ve yarım saat sonra gelmişti. Benim gibi kumlara uzandı.

Beni neden ayışığım diye kaydettin ?

Yutkundum bunu sormasını bekliyordum fakat anı olmuştu. Hazırlıksızdım. Dudaklarımı ıslattım. Bakışları oraya kaydığında derin bir nefes alıp konuşmaya başladım. Hava tamamen kararmış ayışığı o günkü gibi yüzüne vurmuştu.

Seni gördüğüm ilk gün farklı hissettim. Tıpkı odama vuran ayışığı gibi . İçimde tuhaf bir his var ama ne olduğunu bilmiyorum.”

Anlatmaya çalışmıştım. Ve ben de ona bir soru yönelttim.

Beni neden yıldızım diye kaydettin?”

Diye sordum. Merak ediyordum, fazlasıyla.

Gözlerin ufaklık. Sanki içinde milyonlarca galaksi var. O gün gece yıldızları izledik ama sen yıldızlardan daha parlak ve güzeldin.

O anlatırken doğrulmuştum. Söyledikleri beni fazlasıyla şaşırtmıştı. Kesinlikle böyle bir açıklama beklemiyordum. Yattığı kumların üzerinde doğruldu. Üzerime doğru eğildi. Yutkunamıyordum. Daha önce bir nefes uzağımda hissetmemiştim. Gözleri gözlerimdeydi. O gözlerde kayboluyordum.
Yavaşça dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

     
        

Stalive~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin