Onun hisleri etrafımdaydı yine bu tan vakti.
Gölgesini göremem ama semâya bakarak anlarım.
Uzattığım ellerde de nefessizce onu da anarım.
Semâ görür ve dinlerim.
Semâzenide görünce ona da meylederîm.
Sonra aklıma da hemen gelirdi yine kendisi.
Hiç birşey resmedemez,resmedilmezdi de tatlı yâre.
Namazda huşu resmederdi,
Çocukları da güzelce namaza meylerdi.
Nazlı yâri göremedim,
göremediğim için durup durur ağlarım. O ân yine Nazlı yâri anarım.
Edep, hayâ bir insanın en mükemmel vûcud bulmuş hali.
Tek Cübbeyle hayran bırakıyordu güzel âlemî.
Âlem de ona hayran benim âlemimde,
Ufukta ne cihatlar etmişti kendisi.
Köle azledirdi tüccarlardan,
Köle şaşkın,efendisi de.
Köleyi de çok şaşırtırdı KÂİNAT EFENDİMİZ(S.A.V)!
Ben hiç duymadım âlemde böyle kral.
Nice krallar işittim en güzeldi bu kral.
Efendi masumiyetini Tek Cübbeyle sergilerdi.
Sergilediği gibi milleti de meylettirirdi!
Nefsini ne de güzel yenmişti temiz benlîği.
Edep, hayâ bir insanın en mükemmel atışta vücud bulmuş hâli.
Düşmanı bile hayran eden o nazlı yârim.
Yârin heybeti en güzel karakteri îdi.
Muhammedin Emin derlerdi,o da unvanıydî.
O unvan da düşmanlarının bile hürmetiydi.
Bu yâre kim bakmaz,
Yârim her ânda gelebilir!
Nazlı yârin en güzel haline kim meyletmez!
Gönül O ÂŞK ile dolmaz mi îdi!
Nazlı yâri ânar akşam sofra daher hâne.
Yârimi yine meylettim bu nâcizâne hakikatname şîîrimde.