"Kadına inanamıyorum, aldatan eşini nasıl affedebiliyor?" Taehyung, vanilyalı dondurmasını kaşıklarken bir yandan da dizi izliyordu. "Bu diziler tamamen saçmalık!" Eline kumandayı alıp kanallarda gezmeye başladı. Bir yemek programında durdu ve sevgilisine döndü.
"Kook." Son günlerde oldukça yüzü asıktı. Dumura uğramış gibiydi. Yüzü hiç gülmüyordu. Belli ki bir sıkıntısı vardı ama anlatmıyordu. Taehyung ne kadar onu kenara çekip konuşmak istese de sevgilisi hiçbir şey olmadığını, her şeyin yolunda gittiğini söylüyordu.
"Kook, hey." Yine dalmıştı. Son günlerde evin her yerini geziyordu. Taehyung ile olduğundan daha fazla temas halindeydi.
"Jungkook!" Göğsünde birleştirdiği kollarını korkarak iki yana koydu. Şaşkınlıkla Taehyung'a bakıyordu.
"Daldın yine." Sevgilisinin canını sıkan şeyi öğrenmek istiyordu. Onun içinde yaşadıklarını merak ediyordu. Jungkook, derin bir nefes verdi. Taehyung'a sıkıntısı olan her şeyi anlatırdı. Bundan asla utanmaz, sıkılmaz, pişman olmazdı. Ama bu sefer hiçbir şey yolunda gitmiyordu.
"Uykum var sanırım. Biraz dinlensem iyi olur." Jungkook, ayaklandı. Telefonunu masadan aldı ve Taehyung'a döndü. Dolu gözlerle Jungkook'a bakıyordu. Jungkook, Taehyung'a doğru atılmış ve yanaklarını kavramıştı.
"Sorun ne bebeğim?" Ağlayan Taehyung'a asla dayanamazdı. Ama dayandı. Canı sıkılır, gün boyu gözünün önüne Taehyung'un ağlayışı gelirdi.
"Gün boyu böylesin, hiçbir şey anlatmıyorsun. Aramıza bir soğukluk mu girdi bilmiyorum! Eskiden her şeyi anlatırdın. Konuşmuyorsun bile!" İçinde biriktirdiklerini dışarı kusuyordu. Uzun zamandır söylemek istedikleri bunlardı.
"Güzelim." Anlatamazdı. Böyle bir şeyi kendi dili bile varmıyordu. Kariyerinin Los Angeles'da devam edeceğini nasıl söyleyebilirdi ki? Taehyung'a çılgınca aşıktı. Bunun karşılığını aldığını biliyordu. Taehyung kadar iyi yürekli birini bulamayacaktı.
Menajeri bir sevgilisi varsa ayrılmasını, kafasının sadece işinde olmasını ve tek odağı çıkaracağı albümler olmasını söyledi. Jungkook bir sevgilisinin olduğunu söylemişti. Erkek bir sevgilisi olduğunu. Bunun kariyeri için tamamen bir fiyasko olduğunu, direk ayrılması gerektiğini söyledi.
Bu irtibatına zarar verirmiş.
Bir yanda hayatı boyunca hayalini kurduğu mesleği vardı. Bir yanda da hayatım dediği adam.
"Böyle düşünme. İçime sıkan hiçbir şey yok. Sadece bugünlerde dalgınım." Taehyung şüpheci bakışlarla Jungkook'a bakmaya devam ediyordu.
"Yemin ederim." Şakaklarına bir öpücük kondurup geri çekildi.
"Yalan söylüyorsun." Taehyung, Jungkook'u iyi tanıyordu. Gözlerinden, ellerinin titreyişinden, dizini durmadan sallamasından yalan söylediğini anlayabiliyordu.
"Gerçeği söyle."
Jungkook, kurtulayamacağını biliyordu. Kurtulamayacağını biliyordu. Taehyung'a hiç yalan söylememişti. Yine söylemeyecekti. Derin nefesler aldı. Taehyung, artık ağlamıyor Jungkook'un hareketlerini pür dikkat izliyordu. "Los Angeles'a gitmem gerek." Taehyung, kıkırdadı.
"Bu yüzden mi üzgünsün?" Jungkook şaşkınca Taehyung'a döndü. Üzülür sanıyordu. Jungkook bir detayı unutmuştu.
"Temelli."
Taehyung bugünün geleceğini biliyordu. Gün geçtikçe daha da ün sahibi oluyor ve kendini daha çok geliştiriyordu. Bir gün Jungkook'un gideceğini biliyordu. Ama bu kadar erken değildi. Henüz doyamamıştı ki.
günümüz
"Sana gerçekten inanamıyorum." Taehyung, çıplak bacaklarını arabanın önüne uzatmıştı. Jungkook, keyifle arabasını sürüyordu."Ben de diyorum ki bu adam bizi neden bu kadar uzak bir pansiyona getirdi. Meğersem aklı başka yerdeymiş." Jungkook, kıkırdadı.
"Hani akü çalışmıyordu?" Jungkook gözünü yoldan saniyelik ayırıp, Taehyung'un ellerini elinin arasına alıp, vitesi dörde taktı. "Seninle vakit geçirmek için bir bahaneye ihtiyacım vardı."
"Pisliksin."
Taehyung, Jungkook'un öpücükleriyle uyanmıştı. Jungkook ile seviştiğinden olsa gerek uyanınca epeyi utanmıştı. Taehyung uyandıktan sonra, Jungkook yarım saat boyunca onunla ilgilenmişti. Dağınık saçlarına yüzlerce öpücük, şakaklarından öpmüştü.
Taehyung mızmızlanınca, Jungkook gözünü yoldan ayırıp ona döndü.
"Ne oldu, güzelim?" Taehyung, dudaklarını büzmüş Jungkook'a bakıyordu. İri gözleriyle pek güzeldi. "Acıktım." Jungkook, kıkırdadı. "Harika bir yer biliyorum."
