(1) Işıl Işık Sancak

72 8 0
                                    

yine her zamanki gibi babam alkollü bir şekilde annemi dövmüş ve annemin yine bana suç attığını gözlerim kapalı yatağımda uzanırken duyuyordum. bu da neydi? gözlerimi açma tenezzülünde bile bulunmadan uyumaya çalışıyordum. ama birden kapı açılınca uyku numarama bir yandan da devam etmeye çalışıyordum daha doğrusu hayatta kalmak için yatmam gerekiyordu

kimse uyku numarasında elime su dökemezdi

"yatıyor bu kız! hani yatmıyordu söyle!" elindeki kemerini annem olacak o kadına vuruyordu. vurdukça bağırıyordu ve inlemesini apartmandakiler duyunca polisi bile aramamış öyle oturup izliyorlardı. "yatmıyor! kalksana ışııl! kalk dedim sana rezil kız!" rezil kız mı? umarım yanlış duymuşumdur yoksa bu işin sonunda katil olmak istemiyorum. o kadının çığlıklarını duydukça gözlerimi açmamaya kararlıydım. bu da onu sinir ediyordu ve ben bunun farkındaydım. alkolün etkisinde olan adamı bir yandan zapt etmeye çalışırken diğer yandan da beni kaldırmaya çalışıyordu. ama bilmediği bir şey vardı ki ben istemeden kılımı kıpırdatmam o da bunu çok iyi biliyordu ve en son kafama bir kova suyu  boca etti  bir yandan da ağlıyordu.

galiba sıra bende! 

anlamadığım şey bu kadın neden beni istemiyor? neden beni sevmiyor? bir açıklaması yok herhalde çünkü çocukluğumdan beri bana yaptıkları gözümün önüne geldikçe gözüm kararıyor ve insanlardan nefret ediyordum.ve kalktım ama kendi isteğimle...  bir kova suyu kafamdan aşağı döküp te kalkmasaydım işte bu sefer öldüğümü falan sanıp herhalde beni gömerlerdi beklerdim onlardan böyle bir şeyi yapmalarını. zaten en nefret ettiğim şeylerin arasında geliyordu uykudan uyandırılmak. 

eğer uyanmak isteseydi insan kendi kalkardı yani birilerinin uyandırmasına gerek yok! ta bi ben kafayı koyup aralıksız 8 saat yattığımı hatırlıyorum bir de gündüz vakti

"kalk kız!" sanane be kadın sa-na-ne 

"ne var? beni bu güzel uykumdan uyandırdığın o önemli şey ne" güzel uyku aynen kanka güzel uyku " ya da dur ben söyleyeyim! yine hangi yaptığın kötü pis işleri benim üzerime atacaksın ha söyle valla sende rahatla bende yatayım artık" dedim sarhoş adamın nefesinden dolayı aldığım o leş kokulu adama bakıp "ıyy gece gece bu pis şeyi içmemiş gibi birde benle aynı ortamdasın verdiğin nefes beni boğuyor!" hayatım boyunca hep hazır cevap bir kız olmuşumdur. bundan da hep övünen biri ... susan insanlara, kendini savunmayan insanlar bana hep savunmasız gelmiştir. hayatta ki bir diğer korkumda susmaktı...

"sen ne cüretle babanla böyle konuşursun" baba mı? ne babalığını gördüm ben senin! alt tarafı kan bağı var o da herkeste olan bir şeydir

"kusura bakmayın beyefendi. siz alkolü bu gece fazla kaçırmışsınız galiba baban derken?" işte böylede özgüvenliyim. adam istese beni kemerle o sarhoş haliyle bile öldürebilirdi. ama her zamanki gibi özgüven patlaması yaşıyordum. en çokta böyle anlarda. kemerle belime vurduğunu hatırlıyordum en son . gözlerimi açtığımda  maske takmış insanlar bana bakıyordu. en son umarım düşündüğüm şey değildir deyip soru sormaya yeltendim kafamı hareket ettiremiyordum bu yüzden soruyu kime soracağımı bile seçemiyordum.

"b-ben buraya nasıl geldim?" 

"ambulansla desem"

"komik değilsiniz desem" 

"neden geldim?" sinirlendim bu konuştuğum kişiye. kim olduğunu da göremiyordum zaten

"hastaneye kimler gelir bilir misiniz?" 

"sizin gibi ruh hastaları 1.kat a gelir hatta sizi yönlendireyim dur ne yazıyordu orada ruh sağlığı ve sinir hastalıkları doktoru da Alperen Soruç adamı tanımıyorum da bir ara babamla gelmiştim. onun da ihtiyacı var sizin de var gibi" 

Kaçış KapısıWhere stories live. Discover now