Kaçış Kapısı

(5)KÖREBE

"aslııı gelsene. körebe oynayalım."

"ayy biz onu 8 yaşındayken oynuyorduk. büyüdük artık selin"

tam karşımızda iki kız birinin elinde siyah mendil biri körebe oynamak isterken diğeri ise çocuk oyunu bulduğunu söylüyordu.

"ayy koskocaman insanlar körebe mi oynayacaklar?"

"niye oynayamazlar mı?"

"komik değil mi?"

"ben hiç oynamadım. çok saçma gelirdi bana"

"bende hep oyunbozanlık yapardım." 

" ya bir tane kız da vardı aynı senin gibi inat ın önde gideniydi. oyunun kuralı gözlerinin kapalı olması, gidip gelip açıyordu. sonrada hep kavga... sonrasında da çok yakın  olmuştuk ayrılmıyorduk. şuan hangi cehennemde bilmiyorum ama sana bakınca aklıma hep o geliyor. İNAT! diye bağırırdım o da bana..." 

"DANA!" 

"şaka?"(dana)

"İNAAT!!"(dana)

"bende bu bağı sorguluyordum! sana olan bağım..." direk ona sarıldım. şuan ikimizde şoktaydık. tesadüfün de böylesi???

"nasıl oluyor? başında bile sana inat dedim. ama inatçı oldun diye!"

"bende dana dedim. danaya benziyorsun diye!" ikimizde buna güldük ama ikimizin de gözü doluydu.

"hatırlıyor musun inat?" ben hiçbir şeyi unutmam dana

"neyi?"

"körebeyi!" 

"unutur muyum!"

******

"bana bak oyunbozan yeter artık açma gözünü!"

"aslı bana yapma deme! tutamıyorum kendimi!"

"yeter! açma şu gözünü!"

"tamam açmayacağım"

"yok ben oynamayacağım. bu oyunbozan kurallara uymuyor ki"

"bende oynamayacağım"

"ya of ne kadar sıkıcısınız ya! hadi gözü açık oynayalım"

"ışıl oyunun adı körebe" 

"ee ne olmuş, oyunun adı körebeyse? bizde ebe kör olmaz?"

"yeter artık ya sus!" 

"susmuyorum! sana ne oluyor?"

"saçını koparıcam ama ışıl"

"bırak saçımı aslı! seni buna pişman ederim!"

"et de görelim!"

"ah sıra bende! saçını koparıcam!"

"aaaaaaa bırak saçımı lütfen ışııl! lütfen! imdaaat!"

"lan sizde bir ayrılmıyorsunuz. birbirinizi sevdiğinizi bu kadar çok belli etmeyin. bıraksana kızın saçını !kızım ne inatçısın ya bırak!"

"poyraaz!"

"aslı"

"poyraz kim? kaçamazsın aslı"