Bölüm 1

11 2 0
                                    

Sabah sporumu yaptıktan sonra hazırlanıp, okula doğru yürümeye başladım. Her zamanki gibi babamın arkadaşları evin önünde beni bekliyorlardı. Aynı şeyleri söylemekten bıkmamışlardı.

"Asena babanla konuştun mu?"

"Asena babana teslim olmasını söyle. Kaçarak hiçbir şeyi atlatamaz."

Umursamaz bir tavırla kulaklığımı kulağıma takıp okula doğru yürüdüm. Okulum kız lisesiydi. Okula hiç gitmek istemiyordum, zorbalık yaptıkları için. Ama son senem bu yüzden söylenen lafları takmamaya çalışıyorum.

Okula geldim ve her zaman ki gibi masamda ki yazılarla bakıştım. 

"orospu, aptal, psikopat, hapçı, öl, lanetlisin..." gibi şeyler yazıyordu.

kulaklığımı çıkartıp masama oturdum ve masada ki yazıları umursamamaya çalıştım.

"şuna bakın geri gelmiş."

"hey! neden hala burdasın."

"yapma babası peşine düşer." deyip seslice güldü Melis.

"Asena belki  de baban bir yerde tahtalıköyü boylamıştır."

Dersimiz beden olduğu için onları umursamadan bahçeye çıktım.

Voleybol oynuyorduk, gözüm birden müdür ve velilerin konuşması çarptı. Kesin yine benim hakkımda konuşuyorlardı. Neymiş ben çocuklarını kötü anlamda etkiliyormuşum, yok çocuklarına zorbalık yapıyormuşum. Asıl onların çocukları zorba.

Bu düşünceleri düşünürken kafama voleybol topu attılar. Tabi beklemediğim için aldığım darbeyle yere düştüm.

Aldırış etmeden kalktım ve tuvalete üstümü değiştirmeye gittim.

Değiştirdikten sonra müdür beni odasına çağırdı. Veliler şikayete geldiğinde her zaman benimle küçük bir konuşma yapardı kendince.

"Asena babandan haber var mı?" o sırada telefonuma mesaj geldi.

"Doğum günün kutlu olsun. Evin önüne hediye yollattım umarım beğenirsin. Sen seviyorum baban."

"Asena soruma cevap verir misin?"

"Hayır haber yok, neden sordunuz?"

"veliler her zaman ki gibi şikayette bulunuyo. Kaç kişi senin haberin var mı?. Babana bir şekilde ulaşıp, teslim olmasını söyle."

"peki.."  deyip odadan çıktım.

Sahile gittim ve bir banka oturdum. Sahile gelmek beni aşırı rahatlatıyordu.

Saat çoktan 20:00 olmuştu. Kulaklığımı kulağımdan çıkartıp çantama attım ve eve doğru yol aldım.

Binaya girdiğimde kapının önünde bir hediye paketi ve pembe gül demeti gördüm. Babamdan geldiğini anlamıştım ama içeri almadım ve hediyeyi iteleyip, eve girdim.

Acıktığım için hızlıca sofrayı kurmaya başladım. Hazır pilavı mikrodalga'ya koydum. Isınmasını beklerken de masaya salatalık ve domates koydum.

Pilavımı da masaya koyduktan sonra yemeye başladım. Birden telefonum çaldı. Arayan bilinmeyen numaraydı. Babam olduğunu anlamıştım bu yüzden telefonu açmadım. 

Umursamadan yemek yemeye devam ettim. Fakat tekrar tekrar arayınca açmak zorunda kaldım.

"Asena ben baban."

"Telefonunu niye açmıyorsun?"

"İyi ki doğdun canım kızım."

"Gönderdiğim hediyeyi aldın mı?"

"Alo?"

"Bugün ne yaptın?"

"Kesin yine arkadaşlarınla şarkı söylemeye gitmişsindir."

"Peşindeki polisler 1 aydır beni takip ediyorlar."

"Senin adın gangstere çıktığı için benimle konuşmuyorlar."

"Ne?" 

"Neden bahsediyorsun?"

"Sen, bana söylemeliydin."

"Sana kaç kere söylemeye çalıştım ben. Kaç kere aradım, yazdım ama bakmadın. Artık geri dönmeni beklemeyeceğim. Benim için artık ölüsün." deyip telefonu kapattım.

20-25 dakika sonra uykum gelmişti. Kapıyı 2-3 kere kilitledikten sonra salona gidip yattım.

15 dakika sonra kapı açılma sesine uyandım. Kapıya doğru yaklaşıp, delikten baktım.

"Baba?"

Kapıyı açmaya çalışırken babama başka birinin yaklaştığını gördüm. Silahı çıkarınca daha hızlı bir şekilde kapıyı açmaya çalıştım ama babam kapıyı tutuyordu.

"Baba ne olur çıkmama izin ver."

"Asena sakın çıkma." deyip daha sıkı tutmuştu kapıyı.

Tekrar deliğe baktığımda babama silah doğrulttuğunu gördüm ve hızlıca kapıyı kendime çekip açmaya çalıştım.

"Baba aç şu kapıyı ne olur aç."

Tekrardan deliğe bakacakken silah sesi duydum. Hayır hayır düşündüğüm şey olamazdı. Aylardır babamı görmemişken ölmüş olamazdı. 

Kapıyı kendime doğru sert ve hızlıca çektiğimde sonunda kapı açılmıştı. Babam ise yerde kanlar içinde yatıyordu.

"Baba?" kelimesi çıkmıştı sadece ağzımdan.

Koşup babamın yanına gittim ve nabzına baktım. Nabzı atmıyordu. Hayır benim babam ölmüş olamaz.

"Yardım edin!."

"Baba lütfen beni bırakma lütfen."

Babam şuan kollarımın arasında bir ölüydü. Ben babama sarılmak yerine şuan ölüsünü tutuyordum. Bu hayatımın en kötü şeyiydi.

Benim yaşama sebebim gitti ve benim hayatım bitti. Artık hiç bir şey eskisi gibi değildi. Hayatta olan tek varlığım beni bırakıp gitmişti. Ben o katili bulacaktım, babamın katilini...







Lie.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin