1.bölüm

5 1 0
                                    

Medya;Vera

🔮🔮🔮🔮

Nefesim kesiliyordu kalbim acıyordu,sanki... biri beni şuanda öldürüyordu,nefes alamıyordum! Hayır ben ölüyorum Bir insan nasıl acı çekerek ölürse bende şuanda öyle ölüyorum...hayır benden kan akmıyor neden akmıyor? İçin kanıyor çünkü Vera,içinden oluk oluk kanlar akıyor vera, kimse göremez bunu Vera sen bile. Kafamdaki ses haklı mıydı benim içim mi kanıyordu?

"Küçük kız burda durman yanlış!yangın büyüye bilir. Tanrım! Küçük k-" küçük kız mı Ben 20 yaşındaki bir kadınım ama orda 11 yaşındaydın vera sarsılıyordum defalarca kez sarsılıyordum yangın mı dedi o adam,benim içimdeki yangından haberleri varmıydı? Ambulans sesleri etrafı sarmıştı,siyah ceset torbaları gözlerimin önünden taşınarak geçiyodu... Gözlerim henüz yerden ayrılmamış ceset torbasına kaydı kadın ambulanscı torbanın fermuarını yavaşça çekerkerken bir el gözüktü torabın dışında kalan küçük bir el ve bir bileklik...

Benim küçük kardeşime aldığım o bileklik"hayır,hayır!. Durun kapatmayın o...durun diyorum!" hızla aya kalkıp oraya doğru koştum torbaya yaklaştığım anda iki adamın kollarımdan tutmasıyla geriledim çok mu küçüktüm Ben de onları gücüm yetmiyordu? "o benim kardeşim yalvarırım yapmayın!" Bağrışlarım insanların feryatlarıyla karıştı gökyüzüne doğru yankılandı ve sonra sonrası yok kaybolup gitti sanki hiç olmamış gibi...

....

9 yıl sonra

"Atakan kahvaltıya gelsene gerizekalı çocuk!" Bu çocuk beni bitiriyordu yemin ederim elimde olsa kapının önüne koyardım ama işte... Saçlarımım arasına konan öpücükle yüzümde ufak bı tebessüm oluştu "tamam be güzellik ne kızıyosun iki tur oynatmadın" iki turmu yarım saat öncede iki tur demişti"başlıycam ama senin iki turuna geç otur kahvaltını yap sonrada ilaçlarını içiyosun"

Üç gün önce yağmurlu havada koşuya çıkmıştı ve hasta bir şekilde geri eve dönmüştü halada hastaydı. beyfendi formu için hasta olmayı bile göze alıyordu "off o lanet ilaçların tadı bok gibi" dedi karşımdaki sandeleyi çekip otururken"neden acaba aptal O ilaçları yutmak yerine şeker gibi emdiğin için olabilir mi?!" Yemiin ederim sinir krizi geçirtecek bana sabah sabah "yutamıyorum anlasana kızım fobim var diyorum ya anlattık kaç kere hikayeyi"

Evet ne hikayeydi ama annesi çocukken atakan'ın eline iki üç tane şeker verip evden üst komşuya çıkmış bu salakta şekerlerin hepsini aynı anda yemeye çalışmış olmayınca yutmayı denemiş daha sonrada yutucam diye şekerlerde soluk borusuna kaçmış (çocukken de o kadar zekiymiş ki tükürmek hiç aklına gelmemiş) neyseki annesi tam vaktinde yetişmiş buna da işte travma deyip geziyor etrafta hiçbir ilacı içmiyor "Atakan bu şeker değil hap hap delirtme beni!"

Atakan omuzlarını silkerken kahvaltımızı her zamanki gibi atışa atışa bitirmiştik. Şimdi ise Atakan motora binmiş üniversitesine Ben ise çalışmaya gidiyordum onun üniversite okuyabilmesi için ikimizden birinin çalışması gerekiyordu Ben de kendi üniversite mi yarada bırakıp çalışmaya başlamıştım. Atakan 18 yaşında Ben ise 20 yaşındaydım onunla 9 yıl öne ikimizin de çocuk olduğu yaşlarda tanışmıştık....

Yine de ben Atakan için her zaman bir abla ve bir anne olmuştum hem zaten ona bir anne ve bir abla borcum vardı. onları atakan'dan ben almıştım tıpkı kendi kardeşimi kendimden Ben kopardığım gibi... Benim adım vera,Vera valanti ben katilim 9 yıl önce herkesin hayatını  kaydıran, suçlayacak birilerini aradıkları o katil benim.
11 yaşında onlarca kişinin ölümüne sebep oldum...

Arabayı çalıştığım barın önüne park ettim. Evet bir barda çalışıyordum çünkü üniversiteyi bile bitirmemiş birini çalışan diye ancak barlar alırdı fakat bu bar farklıydı sarkıntılık olurdu evet ama kendimizi korumamıza izin de verilirdi barmenlerin uyacağı tek Kuralsa buydu, kendilerini korumak. buranın sahibi özellikle bu kuralı koymuştu. Nedenini sorduğumdaysa çalışanların yarısı erkek yarısı kadın olmasına rağmen kadınların daha çok rahatsız edildikleri için getirilen bı kural olduğunu söylemişlerdi. Bar sahibini bu kuraldan sonra çok merak etmiştim doğrusu ama hiç görmedim.

İçeriye girdiğimde bizimkilere selam verdim ve soyunma odasına doğru ilerledim kapının önüne geldiğinde ilk başta kapıyı tıklattım ve ses gelmeyince içeri girdim. Çoğunlukla dedorantların koktuğu oda her zaman midemi bulandırmıştır evet ter kokmasından iyidir ama ne bileyim ağır kokuyordu. 103 numaralı dolabımın kapağını açtım beyaz gömleğimi ve siyah eteğimi çıkarttım vakit kaybetmeden üstümdekileride çıkartıp onları giymeye başladım.

Hazır olduğunda kendimi boy aynasından süzdüm siyah dar eteğim ve beyaz gömleğimle yine vücut hatlarım ön plandaydı ilk başladığımda böyle bir mekan da bunları giymek beni rahatsız etmişti şimdiyse alıştım.

Odadan çıkmak için adımladım elim demir kapı kulbuna giderken titredini farkettim hemde çok fazla bir titremeydi bu hemen kapı kulbuna tuttum ve derin bir nefes aldım sakinleşmem gerekiyordu şuan ilaçlarımı almazdım birden bire gelen bu titremeler...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Odadan çıkmak için adımladım elim demir kapı kulbuna giderken titredini farkettim hemde çok fazla bir titremeydi bu hemen kapı kulbuna tuttum ve derin bir nefes aldım sakinleşmem gerekiyordu şuan ilaçlarımı almazdım birden bire gelen bu titremelerede alışmıştım. Aslında ben hep alışmak zorunda bırakılmıştım benim başka bir çarem yoktu olamazdı...

YIKIMIN KOLLARINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin