3.BÖLÜM

44 5 14
                                    

Sabah uyandığımda bir ağırlık üzerimdeydi, bugün bişi olucaktı ve bu kesinlikle iyi bişi değildi. Kendimi yorgun hissettiğimde bişiler hep oluyordu. Hiç bişi yokmuş gibi kalkıp hazırlandım. Aşağı indiğimde annem ile birlikte kahvaltı yaptık. Yolda giderken karşımda birinin durması ile kafamı kaldırdım.

Gördüğüm kişi ile donakalmıştım. Karşımda duran kişi babamdı. Sarhoş olduğu belliydi "sen varya doğmaması gereken tek kişiydin. Hiç bir zaman istemedim ben seni, annen vanya olmasa ölüydün. Keşke öyle olsaydın. Sen hiçbişiden fazlası değilsin." kafamı dik tutarak yanından geçip gittim. Sabah sabah beni bulmuştu.

Okula vardığımda hızlıca sınıfa gittim ders nerdeyse başlamak üzereydi. İçimdeki hissin neden ortaya çıktığı belli olmuştu. Zor nefes almaya başlamıştım. İlk iki ders bitmişti. Dolabımın önündeyken eli yanıma gelmişti "merha- valeska iyi misin?"

"iyiyim. Sadece artık gidicem kendimi iyi hissetmiyorum. Daha sonra konuşuruz" hızlıca dolabı kapayıp okuldan çıktım. İlk işim kuaföre gitmiştim. Zaten aklımda olan bir fikri gerçekleştirme kararı aldım. Saçımı eski hali olan erkek kesim kestirmiştim.

Saçlarımı tekrar kesmiştim dışarda bakınca bu sadece bir kesimdi. Kimse saçlarını urganım olmasın diye kestiğin gerçeğini bilmiyordu ve bilemeyecekti. Günün geri kalanını evde geçirmiştim. Kafamı bir türlü toparlıyamıyorum. Ayaklandım ve hazırlanıp spora gitmek için yola koyuldum. Yol boyunca kulaklıkların kulağımdan çıkarmadım.

Salona girip soyunma odasına gidip üzerimi değiştirdim. Salona geri döndüğümde karşıma eli çıktı. "valeska iyi misin bugün bir hışımla gittin. Sen saçlarını mı kestirdin. Neden? Çok güzeldi ama gene güzel tabii de,neden?" saçlarıma şaşırmıştı içimden gelen anlık bir güdü ile sarıldığımda bir anlığına donduktan sonra o da sarılmama karşılık verdi.

"valeska anlatmak istersen dinlerim." kafamı kaldırıp ona baktım. "tamam sorun değil anlatmak zorunda değilsin" saçlarımı karıştırdı "ayrı bir havası olmuş hem güzel. Yarınki maçta var mısın yani izlemeye gelicek misin?"

"neden oynamıyorsun gayet iyisin" bilmem dermişcesine dudak büktü "neyse seninde kafanı ütülemiyim sen rahat yap sporunu" diyip yanımdan ayrılmıştı. Bende sporuma dönmüştüm. Kollarım şimdiden yanmaya başlamıştı kaldırdığım kiloya yirmi kilo birden eklemiştim. Seti tamamlandığında ağırlığı bırakıp derin bir nefes aldım.

Gözlerin bir yandan spor yapıp bir yandan bana bakan Eli ile kesişti. Son bir setim kalmıştı. Tekrar ağırlığı aldığımda kolum artık acıma derecesindeydi.

Son tekrarını yaptığımda kollarımı zor hissediyordum. Biraz daha çalıştıktan sonra salondan çıkmıştım. Yolda yürürken bir anlığına birinin adımı fısıldadığını duyar gibi oldum. Kulaklığa rağmen öyle gelmişti. Kulaklığımı indirip etrafıma bakındım. Kimse yoktu. Kulaklığımı takmadan yola devam ettim.

İçimde bir tedirginlik olmuştu. Eve vardığım gibi hızlıca kapıları kilitledim. Annem ile birlikte biraz salonda televizyon izleyip konuştuktan sonra ben yatmak için yanından ayrıldım. Bu sabah alarm işkence gibi geldi

Kalkıp hazırlandıktan sonra kahvaltımı yaptım. Okula doğru yürüyordum ama bir yandanda korkuyordum. Babam tekrar karşıma çıkarsa ne yapacağımı bilmiyordum. Okula vardığımda rahat bir nefes aldım.

İlk dersim kimya idi kimyayı sevmezdim ama genede çabalardım. Sınıfa girdiğimde cam kenarında Eli oturuyordu kimya sınıfının sıraları birleşikti. Gidip Eli'yın yanına oturdum. Kafasını çevirdiğinde ben olduğumu görünce yüzünde bir gülümseme oldu aynı şekilde benimde yüzüme bir gülümseme yayılmıştı onun gülümsemesi üzerine.

I don't know who you are  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin