Eve yaklaştığımı belirten yanıp sönen sokak lambalarının arasında yürürken cebimden anahtarlarımı çıkartarak yuvarlak demiri işaret parmağıma geçirdikten sonra döndürmeye başlamıştım. 2 belki 5 dakika sonra eve vardığımda geç kalmadım diye azar isitmeyecegim için sevinirken bir yandan da döndürmeyi bırakarak deliğe yonlerdirdigim anahtar ile kapıyı açmaya çalışıyordum.
Kapı açıldığında yavaş ve sessizce içeri girdiğimde koltukta uzanan babama kısa bir bakış atmış, yolda gelirken bir ihtimal kizarda onu azda olsa sakinlestiririm diye aldığım sigara paketini baş ucuna koyup odama çıkmıştım.
Okuldan geldiğim için üzerimi çıkarmış, bugün öğlen üstüme dökülen yemekten dolayı kirlenen kazagimi da çantadan çıkarıp hepsini kirli sepetine atmıştım. Dolabından bir eşofman ve klimadan dolayı sıcak olan odam beni sıkmasın diye kısa kollu bir kazak çıkarmıştım kendime ve hızlıca giyinmiştim.
"Ahh hadi ama yoongi"
Sonra aklıma dank etti ve ben duş almayı unuttuğum için kendi kendime söyleniyordum, çünkü bugün yeterince kirlenmistim daha doğrusu kirletmislerdi. Ama ben çok üşengeç olduğum için yarın duş alabileceğimi kendime söylemiş ve birazcıkta olsa ders çalışabilme umuduyla çantamdan gerekli kitap-defterleri almış ve calisma masama yerlesmistim.Ne calisicagimi bilmiyordum ama calisicaktim işte. Belki matematik belki kimya belkide fizik. Ah şu matematik hocasını hiç sevmiyorum keşke okuldan gitse de o bir yığın azardan, ödevden, aniden yapılan sınavlardan kurtulsak. Ne kadar sevinirdim çünkü gerçekten matematikte hiç iyi değildim ve iyi olmadığım bir konu üzerine yoğunlaşmak çok saçmaydı. Çünkü eğer matematik çalışsam soruları yapamiyacagim için birazcık umudum varsa bile o birkaç soru yüzünden bütün isteğim yok olacaktı. O yüzden ne kendimi nede beynimi yormaya gerek yoktu zaten o kariyida hiç sevmiyorum, saygı duyun diyolarda bari saygı duyulcak bişey yapsa o da yok.
"Yoongi böyle olmaz paşam hadi ders çalış"
Gerçekten hiç ders çalışmak istemiyordum ve yarım saatimi burada oturup boş boş kitaplara bakarak geçirdiğimi söyleyebilirim. Ama en sonunda kendime gelmis ve önüme bir tane kitap çekmiştim. Kitabı açarak yavaşça sayfalarda geziniyordum ve birkaç cümle tek okuyordum çünkü genellikle resimler daha fazla ilgimi çekiyordu.*Yarım saat sonra*
Bu kadar ders çalışmanın yeterli olduğunu düşünerek masamdan kalkmış ve saatin kaç olduğuna bakmak için önceden sanırım fark etmeden yatağın üstüne koyduğum telefonu almış ve saatin 9:30 olduğunu gördüğüm zaman yarım saat sonra uyuyacağımı kendime haber ederek yatağın üzerine çıkmış ve sırtımı yatağın başlığına yaslamıştım.
15 dk sonra aşağıdan babamın bana "yoongi aşağı gel" diye seslenmesi üzerine yatagimdan kalkmış ve aşağı inmistim. Ne zaman uyandığını bilmiyordum ama onun oturduğu koltuğun karşısında duran tekli koltuklarsan birine oturduğumda fazla beklemeden konuşmaya başlamıştı.
"Yoongi biliyorsun ben normalde varlıklı bir adamım" diye girmişti konuya. Parasından bahsetmezse olmazdı zaten. "Ama bu aralar çok borclandim, bende bu sorunu ortadan kaldırmam gerektiğini düşündüğüm için bir karar verdim ama ve senin bana yardım etmen gerekiyor."
Dediğinde biraz düşünmüş ve "Verdiğin karara göre elimden geldiği kadar yardımcı olurum" demiştim. Ama bunu derkende birazcik korkmuştum her an vurur diye ama hayır konuşmaya devam etmişti. "Biliyorum senin için zor ama sattım."Bir dakika sattım demişti. Bende hemen korkulu bir merakla "Neyi sattın?" demiştim. O da soruma soruyla karşılık vererek "Doğrusu kimi sattın?" demişti. Dona kalmıştım. Sanki... sanki kalbim sıkışmıştı ve ben nefes alamiyordum sanki ben bir denizde boğuluyordum daha doğrusu boğuyorlardı. Yavaş yavaş gozlerim dolmaya başlamıştı. Hani suyun içinde bağırırsınız ve sesinizi kimse duymaz ya bende şuan öyleydim bağırıyordum ama sesimi duyan kimseler yoktu.
O sırada "Adam seni bir kaç güne almıs olur onunla git gerçekten paraya ihtiyacım var ve adam gerçekten yüklü miktarda para vericek" diyerek dolan gözlerimle ona dönmemi sağlamıştı. Onun yüzünde oynamayan mimiklerini benim dolu olan gözlerimle kıyaslarsak beni satmaya hevesli olduğunu çıkarabiliriz çünkü eğer gerçekten beni sevseydi boğulmamak için çırpındığım denize doğru koşar ve beni kurtarmaya çalışırdı ama hayır asıl ben onun yüzünden boğuluyordum ve bunu bir kez daha çok iyi anlamıştım.
"Tamam duygu sömürüsü yapma ve odana git, uyu" dediğinde birşey diyememis ve artık fazlasıyla dolu olan gözlerimden bir yaş düşerken ona igrendirici bir bakış atmış ve koşarak odama gidip kapımı kilitlemiştim. Yatağıma girip sarılmak için fazladan yatağımda bulundurdugum yastığa iyice yüzümü gömmüş ve ağlamaya başlamıştım.
Bunu nasıl yapabilirdi, nasıl bu kadar alcalabilirdi gerçekten aklım almıyordu. Hem borçlancak ne yaptiki o kadar yüklü miktarda paraya ihtiyacı oldu bunuda aklım almiyordu. Şuan da aklımın aldığı tek şey bir şerefsize nasıl baba diyebildigimdi. Ona baba dediğim için kendime lanetler ediyordum. Aslında o benim için sokakta yürüyen bir yabancıdan farksızmış.
Hayat iyice beni derin sularda, boyumun bir santim bile kalmadığı sularda boguyordu ve bende hayata karşı yüzme bilmeyen bir cahildim işte. Elimden hiç bir şey gelmiyordu. Ne yapsam kendime zarar.
Derin düşünceler arasında yarın okula gitmeyeceğim hakkında da net bir karar verdiğim sırada ağlamaktan belkide şuan şişik ve kırmızı olan gözlerim hafiften kapanmaya başlamıştı ve bende kendimi fazla zorlamayarak uyuya kalmıştım.
Uyandığımda saat gecenin belki 3'üydü ve ben gerçekten çok susadigim için mutfağa inmistim. Su içtikten sonra etrefa kısaca bir bakındım ve baba dediğim o adam burada yoktu. Belki odasindadir diye bakmaya gittiğim sırada kapıyı girmeden önce tiklatmistim ama içerden hiçbir ses gelmediği için uyuduğunu düşünerek yinede emin olmak için kapıyı açmıştım ama yoktu hiçbir yerde yoktu. Şimdi daha iyi anlıyordum neden borçlandığını.Kapıyı kapatarak odama gitmiş ve yatağıma girerek uykunun kollarına bırakmıştım kendimi.
Ay bu yoongide hep uyuyo.
Gerçi kediler uyumayı çok seviyordu degilmi😺🤭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gözlerindeki ışık güneşten parlak /yoonmin
Fanfictionyan shipler olarak taekook namjin belki hyunlix,chanbaek olur ama bakacagaz semejim° ukegi°