-19-

358 25 17
                                    

Hwang'ın elleri belimde, başı boynumda olduğu zaman kendimi öylesine huzurlu hissetmiştim ki anlatamam. Amma velakin, kapı zili bu olağanüstü anın içine etmişti.

So-ya: Zil çaldı Hyun.

Dudaklarını büzerek ellerini belimden çekti ve beni koltuğa bıraktı. Beni meraklı gözlerle bırakarak kapıya gitti ve açtı. Felix ve Jisung, ellerinde bir sürü poşet tam da karşımızdalardı.

Hyunjin: Sizin burada ne işiniz va-

Jisung: Sus seni pis şıllık. Bebeğimi buraya hapsettin ve benim gelmeyeceğimi mi düşündün? Seni daha az gerizekalı sanmıştım.

Felix ise gülümseyerek geldi ve bana sarıldı. Bende ona karşılık verdim. Hyunjin arkada oyuncağı alınmış çocuk gibi bakıyordu bize.

Felix: Sana kremalı pasta aldık. Hâlâ seviyorsun değil mi?

Sırıtarak sormuştu bu soruyu. Kafamla onayladım ve elindeki poşetleri alıp mutfağa koydum. Geri geldiğimde Hyunjin ellerini kavuşturmuş, dudağını büzmüş bir şekilde kapıda yaslanıyordu. Jisung ve Felix koltuğa oturmuştu bile.

So-ya: Ee niye geldiniz?

Felix: Aşk olsun Soo. En yakın arkadaşların olarak seni ziyarete gelmişiz, sebep soruyorsun. Elbette seninle görüşmek için geldik.

Jisung: Kıskanç sevgilinle işimiz yok yani merak etme.

Şen bir kahkaha koydum ortaya. Bu ikisi gerçekten de benim en yakın arkadaşımdı.

So-ya: Al senin olsun Hanji. Benim bu Hyunjin ile pek gitmiyor gibi.

Hyunjin bana baktı, masum gözlerle, Jisung'a baktı, öfkeli irislerle.

Artık içimden şiir yazıyorum, o derece...

Hyunjin: Aslında siz gelmeden önce bir işe başlamak üzereydik de...

Jisung gözlerini fal taşı gibi açmıştı. Ben de ondan farksız değildim. Sahi, neydi bu iş?

Felix benim düşüncelerimin sesi olmuştu;

Felix: Neymiş bu iş?

Hyunjin: Boşverin. Madem buradasınız -olmamalıydınız- beraber dışarı çıkalım.

Hayal kırıklığı eşliğinde sızlandı Jisung,

Jisung: Peki pasta ne olucak Bay Yakışıklı ama Gerizekalı?

Sahte kibirli bir ifade taktı yüzüne Hwang.

Hyunjin: Biz Soomin ile, bir başımıza yeriz. Siz de kendinize alırsınız. Felix'in zengin olduğunu herkes biliyor.

Bu sefer kahkaha atan Felixti. Mutlu eden kahkahasının ardından ben ve Hyunjin yatak odasına yollandık.

So-ya: Sence ne giymeliyim Hyun?

Bana bakmadı bile.

Hyunjin: Sen git Felix'e sor.

Yüzümü buruşturdum. Cidden beni kıskanıyor muydu? Hem de Felix'ten. Daha neler!

O dolabından kıyafetlerini çıkarmaya çalışırken ben yanına gittim ve onu durdurdum. Yakasından çekip dudaklarımızı kısa bir süreliğine birleştirdim. O elini belime atmıştı ama ben ondan ayrılmıştım.

Hyunjin: Biraz daha gerekiyor..

Göz devirdim ve iç çekerek arkamı döndüm. İki adet el ise beni omzumdan tuttu.

So-ya: Çok beklemesinler Hyun, bırak beni.

Hyunjin: Beni seni çok bekledim ama...

Ah dedim. Bıraktı beni ve bende çıkardığım turkuaz bluzla siyah eteği giydim. Üzerime de gri bir palto ile yine turkuaz bir çantayla kombinimi tamamladım.

So-ya: Hadi gidelim Hyun.

Lacivert sweatshirti, gri pantalonu ve siyah deri ceketi ile acayip hoşuma gitmişti. Kulağına da küçük bir küpe takmıştı.

Hyunjin: Sen nereye gidersen git peşinden gelmeye hazırım sevgilim.

-

Finale doğru adım adım 🚶🚶

Bu hikayeyi mutlu sonla mı bitirsem, kısa sonla mı...

Aslında bu hikayeyi çok seviyorum fakat yeni bir hikayeye başlayacağım ve 6 hikayeyi birlikte götürmek zor olacaktır şimdilik beş kalsın.

Yeni yazacağım hikayenin baş karakteri kim olsa acaba.. Ona hâlâ karar verememiş durumdayım. Kafamda kurdum hikayeyi ama kişiler yok. Neyse ben bu bölümü hemen atmalayım. Daha öbür hikayelerime de bölüm yazacağım. İyi geceler sevgili okurlarım<3

Stray Kids/ Hyunjin İle Hayal Et Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin