Yolculuğumuz sakin müziklerin eşliğinde sürmüş, neredeyse hiç konuşmadan kafeye gelmiştik. Geldiğimiz kafe çok tatlı tonlara sahip sıcak bir yerdi, o yüzden çok hoşuma gitmişti.
"Burası çok tatlı!" dedim kendimi tutamayarak. Jeongguk da beni cam kenarındaki bir masaya yönlendirirken güldü bu tepkime. "Seveceğini tahmin etmiştim." Tam karşısına oturmuş dediğine gülümsemiştim. Yine o saçma gerginlik üstüme otururken ne diyeceğimi bilememiş kalakalmıştım öylece. Jeongguk da bunu fark etmiş gibi menüyü istemiş ve ne içmek istediğimi ve hangi tatlıyı seçtiğimi sormuştu.
İkimiz de siparişlerimizi verince yine saçma bir sessizlik hakim oldu ikimizin arasında. Jeongguk'tan bjr adım bekliyordum çünkü acayip çekiniyordum ama o da bir adım atmıyor beni daha da geriyordu. En sonunda o da bu sessizliği rahatsız edici bulmuş olacak ki gelen siparişlerimizle beraber sessizliği bozdu.
"Aramızda yeni karşılaşmamızın getirdiği bir gerginlik var Taehyung, biliyorum ama bunu istemiyorum. Biraz da o yüzden buluşmak istedim, kurdumu bahane ettim bile diyebilirim hatta ama seni tanımak istiyorum." dedi gülümseyerek. "Adını soyadını ve okulunu biliyorum sadece, yaşını bile bilmiyorum."
Güldüm istemsizce. "En azından sen okuduğum okulu biliyorsun ben okuyor musun onu bile bilmiyorum." O da güldü bu söylediğime.
"Pekala," diye girdi söze ciddi bir sesle. Ben de tatlıdan bir çatal aldım o sırada. "Ben Jeon Jeongguk. 23 yaşındayım, işletme bölümü son sınıf öğrencisiyim ve bir kaç ay sonra mezun olacağım. Babamın çok büyük olmasa da bana bırakmak istediği bir şirketi var, hedefim orayı yükseltmek. Seul'de küçük bir dairede tek yaşıyorum ve arada şirkete giderek orayı kontrol ediyorum." Ben sessizce tatlımı yerken o anlatıyor bende onun söylediği her şeyi beynime kazımaya çalışıyordum.
"Daha aklıma bir şey gelmiyor, biraz da sen anlatır mısın, güzelim?" Son kelimesi yüzünden gözlerim büyümüş, kalbim hızlanmış ve kurdum tam anlamıyla çıldırmıştı. Bana böyle şeyler söylememeliydi yoksa aklımı kaçırır ne diyeceğimi adımı numaramı kendimi unuturdum. Neyse ki bu şok çok da uzun sürmemiş, beni zor durumda bırakmamıştı ama Jeongguk'un bıyık altı gülüşünden bu yaşadığım duraklamayı fark ettiğini anlamak zor olmamıştı.
"Ben Kim Taehyung,"diye girdim söze onu taklit ederek. "Lise son sınıf öğrencisiyim, sınava hazırlanıyorum. Hayatımın büyük bir kısmını kütüphanede geçiriyorum anlayacağın. Ailemle birlikte yaşıyorum normalde ama şu an onlar hasta olan büyükannemin yanında, Daegu'dalar. Bu yüzden evde tekim yani. Bir abim var ama yurt dışında. Çok da görüşmüyoruz zaten. Imm, aklıma başka bir şey gelmiyor, ne anlatmalıyım?"
"Bilmem, aklına ne geliyorsa bahset. Mesela yapmaktan hoşlandığın şeyler veya olmazsa olmazların?" dediğinde düşünmeye başladım.
"Bir düşüneyim, kitap okumak olmazsa olmazım diyebilirim. Bunun dışında açıkçası klasik bir insanım, öyle çok bir özelliğim yok diye düşünüyorum. Boş vakitlerimi ya kitap okuyarak ya da dizi film izleyerek geçiririm genelde. Böyle yani, çok bir şey söyleyemeyeceğim sanırım." dedim gülerek. Gerçekten de aklıma bir şey gelmiyordu. Aniden sorduğundan olsa gerek, kafamda bir şey canlanmamış, kendimle alakalı her şeyi unutmuştum." Sen anlat biraz da, merak ediyorum seni."
"Öyle mi? Ne kadar merak ediyorsun acaba?" dedi flörtöz bir şekilde. Bir anda utandım yine ve gözlerimi kaçırdım. Biraz da olsa bu utancı saklamak için, "Uğraşma benimle, lütfen." diyerek sızladım. O da gülerek "Tamam, bu sondu." dedi ama. yüz ifadesi son olmadığını belli ediyordu açıkça. Yine de görmezden geldim.
"Ben boş zamanlarımda genelde spor yapıyorum, dizi film izliyorum senin gibi. Boks yapıyorum ve basketbol oynuyorum haftasonları, genelde o günler boş kalıyorum."
"Şaşırmadım, sporla ilgilendiğin çok belli oluyor."
"Hm, öyle mi?"
"Jeongguk!" artık yüzümün yandığını açıkça hissettiğimden ellerimi yüzüme kapatmış sızlanmıştım. Jeongguk ise bu durumdan o kadar eğleniyordu ki, gülüş sesi çok net geliyordu kulağıma.
"Çok tatlısın, Taehyung."
"Senin kurduma karşı bir garezin var sanırım, kalp krizi geçireceğiz birazdan." Artık açık açık konuşuyordum, sanki daha 2. görüşmemiz değilmiş gibi. Bana o kadar tanıdık, o kadar içten geliyordu ki bir yabancı olduğunu unutmuş senelerdir tanıdığım biriymiş gibi yaklaşmaya başlamıştım.
" Kendime engel olamıyorum, napıyım?" dedi gülerek. "Normalde böyle birisi değilim, yakın ilişkiler çok benlik değil ve açıkçası sevmem de ama seninleyken kendime engel olamıyorum."
"Sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi."dedim gözlerinin içine bakarak. Kurdu kendini kırmızı gözlerle belli ediyordu, hoşuna gitmişti dediğim şey. Hissediyordum. Yine aramızda o duygu yoğunluğu oluşurken, kendi gözlerimin de maviye döndüğünü hissettim. Kurdum içimde dört dönüyor ve feromon salgılamak için can atıyordu ama toplu ortamdayken buna izin veremezdim.
Yine de kendime engel olamamış, sadece Jeongguk'un alabileceği kadar az feromon salgılamıştım. O da aldığı feromin kokum ile gülümsemiş ve birazcık da o salgılamıştı Kokularımız birbirine karışırken bu ikimizin de çok hoşuna gitmişti. Yalnız olsaydık bu kokuyu daha çok alabilmek için ona yaklaşmak için her şeyi yapabilirdim.
Huzur kokuyordu resmen, hissettiğim huzurun tarifi yoktu.
"Kalkalım mı?" diye sordu Jeongguk uzun bir bakışmadan sonra. Kafamı sallayarak onayladım ve ayaklandım. O da yerinden kalkıp bana fırsat vermeden hesabı ödemiş beni arabaya yönlendirmişti. Arabaya binmeden önünde durduğumda o da yanıma gelmiş belimden kavrayarak bir sarılma vermişti. Bende memnuniyetle onu kabul etmiş kollarımı boynuna dolamıştım.
"Her şey için çok teşekkür ederim, çok güzel bir gün geçirdim."
"Ne demek güzelim, senin sayende güzelleşti günümüz."
"Bu flörtöz tavırların yüzünden bir gün bana ulaşamayacaksın."
"Öyle mi?"
Kafamı yasladığım omzundan kaldırıp gözlerinin içine baktım, kafa salladım.
"Hmhm, öyle." Güldü yine ve ben cidden gözlerim parlayarak gülüşüne bakakaldım. Öyle güzel gülüyordu ki, içimde bir şeyler yer değiştiriyordu.
Yaklaşarak yanağıma bir öpücük kondurdu. Kalbimin ritmi o kdar değişti ki, yerinden çıkacak sandım. Nefesim kesildi, ne yapacağımı şaşırdım. Dengem bozuldu bu küçük öpücükle.
"Hadi, seni evine bırakayım."
**
SELAMMMM
BEN GELDIMM
zor bir tatil sonrasi zor bir haftaydi ama gecti ✊🏻
bunu da atlattikk ve bolum geldiiii oy ve yorum yapin lutfen gorunce ASSSSIIIRIII MUTLU OLUYORUM GERCEKTENN 😔😔🤍🤍✊🏻✊🏻
GORUSURUZ OPTUM SIZI BU IKILIUI VE BENI COOOKOKK SEVIN ❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
two ghosts | taekook
Fanfictionkim taehyung, bindiği otobüste üstüne düştüğü dövmeli çocuk ile ruh eşi çıkmıştı. fluff minific omega tae alfa kook 🤍