İşte beklenen gün geliyor.
Yapamazsam ne olacak peki.
Ama başarabilirim.
Hiçbir şey bana engel değil.
Sen öleceksin çünkü bunu ben yapacağım.
Bunu bizzat ben sağlayacağım.
Hem de kendi ellerimle.
"Bütün her şey senin yüzünden oldu farkında mısın ben senin yüzünden bu hale geldim." Hayır, ben bir şey yapmadım her seferinde beni suçluyor.
"Ben ne yaptım?" Konuşmamı beklemeden bana tokat attığı an yere doğru sendeledim.
"Daha ne yapacaksın, her şey senin yüzünden. Annem ve babamın ölümü ve saldırıya uğramam, pes etmeseydim ben orada ölüyordum farkında mısın?" Sanki her şeyi ben plandım.
"Ben mi çağırdım Edward' ı, ben mi öldürdüm annemle babamı neden her şeyi ben yapmışım gibi konuşuyorsun?" Artık sesimi yükseltmiştim.
"Aynen ormana giden de bendim ya Edward' a evimin yeri-" sözünü kesmem gerekiyor çünkü yanlışı var.
"Ben salak mıyım da evimi göstereceğim başım beladayken beni o korudu, başıma bir şey gelir diye benimle birlikte geldi. Evimi bulduğu için bende ona kızgınım ve sende benimle birlikte ormana gittiğini hatırlatırım."
Bana tekrardan vuracağı zaman refleksle elimi kaldırdım onu engellemiştim ama ne yaptığımı bende inanamadım dövüşte iyi değildim.
"Kavga istiyorsun yani tamam o zaman," kılıcını eline aldı ve bana da bir tane fırlattı. Elime aldım ama ne yapacağımı bilmiyorum, hiç bir hareketi bile düzgün yapamazdım.
"ben o hareke-" derken sözümü tamamlama izin vermedi.
Direk kılıcını bana doğru hızlı bir şekilde uzattı. onun kılıcı vurdum ama pek de faydası olmadı. hiç yerinden bile kıpırdamadı.
"Yapabileceğin bu mu? Emin ol yüzde beşini sana kullanıyorum hatta az bile." bu kadar zayıftım işte.
Tekrardan kılıcını bana doğru uzattı, kendi kılıcımı ona doğru uzattım. Şuan ikimizin de kılıcı ortada birleşti ikimizde kitlendik. Ama gücüm artık tükenmişti beni duvara doğru ittirmişti orada sıkışıp kalmıştım. Kılıcıyla beni ittiriyor ama bırakmıyordum, bırakırsam yüzüm ortadan ikiye bölünecekti.
"Şimdi işin bitti senin o kadar zayıfsın ki istesem seni şuracıkta öldürebilirim." İyice sinirlerim bozulmuştu.
"Artık o kadar kolay lokma değilim." Sinirden birden onu söyledim ama şimdi naneyi yedim.
"Öyleme, ama sen asıl gücü görmedin." İyice kılıcı bastırmaya başladı artık titremeye başladım.
"Ne oldu zorlanıyor musun?" Victoria artık git, valla öleceğim burada. Dayanamadım aşağıya doğru eğilip boşluğunu kılıçla çizik büyük bir çizik atıp karşı tarafa takla atarak geçtim o sırada Victoria acı içinde bağırmıştı.
"Seni öldüreceğim!" Diye bağırmaya başladı. Yanıma doğru geldi tekrardan bir hamle yaptı kılıcımı düşürmeyi başarmıştı, ayağıyla kılıcımı uzaklaştırdı.
"Şimdi ne yapacaksın bakalım?" En iyi yaptığım şeyi yapacağım tabii ki kaçmak. hemen başladım kaçmaya.
"Öyle kaçıp gitmek yok." kılıcını bana doğru attı boşluğuma saplanmıştı boğazım yırtılana kadar çığlık attım. Bu kadar iyi miydi hedefleri?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞÜM
FantasyAnne ve babası vefat eden, Nicola üvey ablası tarafından şiddete uğrar ve intikam almak ister. Belli olmadığı bir zaman diliminde diğer dünyayla irtibata geçer ve yeni güç kazanır. Nicola intikam almak isterken biri en büyük sırrını öğrenir, kraliye...