(ARKADAŞLAR ONUN ASEX OLDUĞUNU BİLİYORUM AMA YİNEDE MERAK EDİP ÇEVİRMEK İSTEDİM)
-------------
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bugün Masky'yi neyin harekete geçirdiğini söylemek mümkün değildi. Tek bildiğin onun kızgın olduğu ve stresini atmanın en sevdiği iki yolun olduğuydu. Ya seni döverdi yada sikerdi. Bugün şansına seni şikesi gelmişti.
"Siktirrrr, bu dar deliği ne kadar özlediğim hakkında hiçbir fikrin yok—!" Sana doğru eğilirken kulağına hırladı. Söylemesine gerek yoktu, bu çok açıktı. Bu noktaya gelen anları bile hatırlamıyordun, ama seni arkadan bu kadar iyi sikerken, ikinizin de bundan ne kadar hoşlandığının başka hiçbir şeyin önemi yoktu. "Tanrım, çok iyi hissediyorsun... Hiç kimse, hiç kimse seni bu şekilde sikemez, duydun mu beni?" Kulaklarınızda bir tokat çınladı, ardından Masky'nin elinin kıçınıza indiği yerde acı veren bir acı geldi. "Evet evet!" Cevap olarak bağırdın: "Yalnızca sen, Masky! Tamamen seninim!"
Saçını sertçe çekti ve sırtını eğmene neden oldu. Tırnaklarınız çarşafları yırtıyor, geride mutlaka daha sonra onarılması gereken uzun yırtıklar kalıyor. "Hepsi benim...Hepsi benim! A-Ah, Tanrım buna ihtiyacım vardı... Bütün gün küçük oyuncağımı özledim."Bir öncekinden daha sert bir tokat daha, Masky'nin isminin boğazınızdan kesik kesik anılmasına neden oldu. Boynunuza burnunu soktu ve hızla ısırıklara dönüşen agresif öpücüklerden oluşan bir iz bıraktı. İzlerin kan akıtacak kadar derin olduğu belliydi ama zevk, acıyı hızla yok etti. Sabah Toby'nin sinsi bir yorumunu hak edecek morlukların oluştuğunu neredeyse hissedebiliyordunuz. Yatak her itişte sallanıyor ve sallanıyordu ve hatta birkaç dakika içinde altınızda kırılıp kırılmayacağını merak ettiğiniz zamanlar bile oluyordu. Tüm gücünü, belki de daha fazlasını kullanıyor, tekrar tekrar sana çarpıyor ve mümkün olduğunu düşündüğünden daha derine vuruyordu. Masky sinirlendiğinde, sanki hayatı ertesi gün yürüyememeni sağlamaya bağlıymış gibi seni sikerdi. Neredeyse çok geç olana kadar ne kadar yaklaştığını fark etmemiştin. Aniden gelip Masky'nin etrafını sararak onu ürpertmeden önce zar zor uyarmayı başardın. Dudaklarından dökülen ve duvarlarda yankılanan acıklı ses neredeyse kendisini ikna edecekti. Her zamanki gibi kendini serbest bırakana kadar devam etmesini bekliyordunuz ama bunun yerine aniden yavaşlayarak durdu. Seni sırtüstü çevirip yatağın üzerinde zıplamana neden olacak kadar geri çekilmeden önce sorunun ne olduğunu soracak vaktin bile yoktu. "E...Masky...?" Uysal bir tavırla söyledin, ellerinden biri dizinin arkasını bulup göğsüne doğru ittiğinde gözlerin kocaman açıldı.
"Ah, sorun ne tatlım?" Aşağılayıcı bir ses tonuyla sana seslendi. Serbest eli boğazınıza dolandı, çok fazla sıkmasa da tehdit oluşturacak kadar sıkıyordu. "İşimizin bu kadar çabuk biteceğini düşünmedin, değil mi?" O sana karşı gelerek bir kez daha içeri girmeye hazırlanırken sen sadece ona baktın. "Hayır, hayır... ben söyleyene kadar işimiz bitmiş sayılmaz ve içimden bir ses bana çok ama çok uzun bir süre burada olacağımızı söylüyor"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
