amk yolu bitmezken içimden ana avrad sövüyodum. "hay ben böyle yolun gelmişini de, geçmişini de..."
o sırada yarramın başı jungkook'un sesini duymuştum. yine mal mal şarkı söylüyordu.
"biraz keko, biraz aşık, biraz duygusal, biraz çok dağınık, biraz sayko ama yine de çok tatlı."
"ne diyon la"
"şarkı söylüyorum senpai"
"senpai ne femboy musun sen"
"miyav"
"catboy musun"
"HAV HAV"
"köpek misin"
"Aİ Aİ Aİ"
"eşek misin"
"VIN VIN VINNNNNN"
"nissan gtr mısın"
"WOF WOF BARK BARK"
"kurt musun"
"oink oink"
"domuz musun"
"I WOKE UP IN A NEW BUGATTI"
"anlıyorum"
"şimdi tabii kimse kusura bakmasın ama ben sizin yapacağınız işi s... allah sizin teker teker belanızı versin. allah sizin belanızı versin. allah sizin belanızı versin. beni yarım saat orada insan azmanına dövdürttünüz. tekmesinden tokadına dönen tekmesinden uçan sırtına ensesiyle bile vücudunun her zerresiyle adam beni dövdü. bir kişi demedi ki "jungkookcuğum yardıma ihtiyacın var mı?" adam odadaki her şeyi benimle kırdı. dolabından komodinine havlularından yastıklarına. beni boğdu boğdu, duvara attı. boğdu boğdu, duvara attı. çığlıklar, yardım çığlıkları. allah'ın belaları! bir kişi be bir kişi. ben bu aileden değil miyim ya? ben bu aileden değil miyim ya? bir kişi gelip de napıyorsun sen burada demedi. neredeyiz biz aynı otelde değil miyiz? taehyung abi sen söyle, ben başka ilde miyim? he başka yerde mi dayak yedim ben? uzaklarda mı yedim de geldim? aynı yerdeyiz be. aynı kattayız be. yazıktır ayıptır be. ne dön abi ne dön dönsem tanıyacak mısın beni? adam beni döve döve başka birine çevirdi . bana paspasla adam öldürttünüz .paspasla adam öldürttünüz bana."
"ayyyy jungkoooook, geçen bi saat almışım olaaayyyy"
"NASIIIII BAKIYIMMMM"
dedikten sonra pembe, taşlı ve içinde "kenough" yazan saatişkomu gösterdim.
"emanemanemanemaneman"
"abi kaç saatlik yol kaldı"
"bilmiyorum ki"
"nası ya"
bu sohbetin üzerine navigasyondan ne kadar yol kaldığına baktım.
"2.5 saatlik yol kalmış"
"mola verek la"
"olur"
molada kellepaça çorbası içip, adıyaman tütünü çektikten sonra mola süresi bittiği için otobüse bindik. şoför koltuğuna oturup kontağı çevirdim ama motor çalışmıyordu.
"sıçtık"
yolculara durumu açıkladıktan sonra 15 kişi otobüsü ittirdik ve en sonunda çalıştığında otobüsü yakalamak için koştum ve içeri zıpladım. hemencecik kontrolü geri aldıktan sonra yolculuğumuza devam ettik ama jungkook BAĞIRA BAĞIRA SIĞIR GİBİ şarkı söylemeye başladı.
"İKİ DELİ BİR ARAYA GELMEMELİYDİK. BELKİ DE BU KADAR SEVMEMELİYDİK. İYİ KÖTÜ ATIYODU, VÜCUDA YETİYODU. KALP İŞİ BİLİYODU, DİNLEMELİYDİK."
"başka şarkıya geç."
"VE DE ORADAN BANA BİR MEKTUP YOLLAAAAAAA. ÜSTÜNDE BİR KALPLE YA DA SADECE PULLAAAAAA. AYNIYSA TABİİ ADRESİM, DEĞİŞMEDİYSE YERİM. BAKICAZ ARTIIIIK"
yazarlar;
zero ve sunaşaka notları;
- otobüsü 15 yolcunun ittirmesi olayı, zero yazarın, bindiği otobüsün motoru kapalı olduğu halde aküsünün bitmesi olayıyla bağlantıdır.
- şimdi bu bölüm aşırı otistik
fazlaca otistik
aklıma ne geldiyse yazmışım amk
- üstte destan gibi bir paragraf var, işte o paragraf...
size gi-
yok, o paragraf ölümlü dünya filminden bir alıntı. funfact: suna yazar bu paragrafı ezbere biliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'll pull up to the barrier and f*ck your life. | taekook
Fanfictionbu hikaye tamamen eğlence amaçlıdır. bahsi geçen kişilere karşı herhangi bir nefret barındırmamaktadır. her şey jungkook'un muavin olmasıyla başlamıştı. *içindeki şakalar yazarların kendilerine ait ucubevi şakalardır.