1.Bölüm:Başlangıç

16 2 0
                                    

Hayatta şanslara ya da burç,fal,manifestlere inanırmısınız? Ben şahsen evet.
Çünkü zaten hayattın doğuştan bir şansı vardır. Bunu bizim, kendimizin yaratmamıza gerek yok, ama şansız olaylar hiç başınıza geldi mi? Bence herkesin mutsuz bir günü olmuştur ama ikizim Küçüklüğünden beri mutlu ve gülerek geçirmişitir hayattını, ve belki bu size iyi görünse de, insanların çok şımarmartılması iyi değil. Ve bunun en, ön şahidi benim. (Derdim ama dediklerimi iyi dinleyin).
Evet ben de hayatta aşk,dost,para,kardeşlik vb. Şeylerde acı çektim, ama bunu bile görüp çekmeyen birisi varsa; o benim ikizim. Simal,
Simali benden kastım, daha bonkör ve zorba kavramlarına uygun olarak tanımlayabiliriz. Kendisi ne yaşlılara ne de normal insanlara, yardım etmeyi sevmez. Kendi dünyasın da, pamuk prensez gibi davranmaya devam ederken gerçek dünyadaki acıları görmüyo, zaten de umursadığını sanmıyorum.

Günümü güzel geçirceğime inanarak uyuduğumun akşamın. Gündüzün de simalin o, hayvan gibi kurduğu 20 tane alarm'la uyandım. Her gün alakasız bir şekil de kısaca, sabahın köründe Simalin 05:00'e kurduğu alarmla.
Sanki askerdeyiz de sabahın beşin de kalkıp, sabah koşusuna gidiyoruz. O koşudan sonra, galiba Adriana Lima'ya döncez. Çünkü simalin kafa da kurduğu şey bu!
uzatmadan kalktım en sonun da. Ve yine simal uyuyor du. hani kendisi alarm kuruyo ve kendisi uyuyo bu ne ya? Onun yatağının baş ucuna giderek, "Siiiiimmmaaaalllllll" diye yankılı bir şekil de bağırdım. sesimi sonun da duyduğuna göre kalkmıştı, "ne var be! Sabahın körün de horozlar mı itele di seni?" Dedi kızgın ve hor bir sesle. "Bana diyene bak. Sen kuruyorsun alarmı, ben kalkıyorum. Bu yüzden sen de kalkacaksın!"Of'lasa da işe yaramicağını bildiği için kalktı. Yatağımızın tam köşesin de 2 tane dolap var dı. Sağdaki benim, sol ise onundu şimdi siz şey de düşünürsünüz "oooo ikizin var, kıyafet çalabiliyorsundur" felan filan, ama bu kesinlikle doğru değil! İkizim benle kıyafet paylaşmayı geç, daha yemek paylaşmıyo. Siz ne diyosunuz? Allah aşkına,

Evden sonun da çıktığımız da, ben bağcıklarımı bağlarken ikizim ısınıyor du koşu için.

Koşarken kulağımdaki kulaklıkdaki listeden.
Sezen Aksu-Unuttun mu beni çalıyor du. Bu şarkı benim koştuğumu bile hissetirmiyordu, favori şarkılarından biriydi.
bir yandan onu dinlerken bir yandan koşuyordum, ve bir anda simal durdu, hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. "ben çok yoruldum. Sen git, ben arkandan gelirim" dedi ve ordaki bir taşın üzerine oturup elindeki sudan bir yudum içti.
Ben koşma'ya devam ederken, bu sefer ben yorulmuştum. Benim olduğum yerde 2 ve ya 3 tane bank var dı, bankların en sonuna oturdum. Ve ormanı izlemeye başladım. gökyüzüne odaklanmış bakarken, yanıma bir tane çocuk geldi. Kısa boylu,açık kahve tonların da bir gözü rengi var dı. "Merhaba abla" dedi, gülümser bir şekil de "merhaba bücürük, ne işin var burada senin?" Dedim sorgulayıcı bir tavırla. "Ben burda bilet dağıtıyorum. Almak istermisin?" Dedi. Konuşurken o kadar nazik ve kibardı ki insan alamamazlık yapamaz dı, kıyamadım zaten ben de aldım "ver bakalım, bu nedir" dedim elimdeki bileti tutarken.

 Konuşurken o kadar nazik ve kibardı ki insan alamamazlık yapamaz dı, kıyamadım zaten ben de aldım "ver bakalım, bu nedir" dedim elimdeki bileti tutarken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin