2.Bölüm:Karanlığın içindeki

6 1 0
                                    

"Ne demiştin, tekrar de bakalım." Dediği her lafta bana yaklaşıyordu. Ben arkaya doğru gitmeye başladığımda, boşluğa denk geldim ve evet,

Düştüm.

"İnsan bi tutar. Filmlerde öyle oluyordu en azından" dediğimde bana bakıp kahkaha atmaya başladı.

Çünkü kutunun içine düşmüştüm. Hâlâ bana bakıp gülüyor deliricem ya.

"Bana bakıp gülüceğine, beni kaldırsana" dedim zorlukla. Ama o hâlâ gülüyordu. Sonra arka cebindeki telefonu çıkartarak benim fotoğraflarımı çekmeye başladı. Hem çekiyor hem de gülüyordu. Gerçekten çıldıracaktım.

"Tamam ben gider" demesiyle şok geçirdim. Beni burda bırakamazdı!

"Beni kaldır! Yoksa sonun fena olur" sözcükler ağzımdan çıkarken bende kutudan çıkmaya çalışıyordum.

Bana bakaraktan, yanıma geldi. Aramızdaki mesafeyi sıfırlayarak bana "Özür dile..."
Nefesini yüzüme vuruyordu. Benim dilim tutulmuş bir şekilde, orman kadar naif olan gözlerine odaklanmıştım. Bana bakarak özür dilememi bekliyordu.

Şunu bilsin ki, ben burda yaşayarak ölsem de o cümleyi demem. "Boşuna bekleme paşam."dediğim de, benden uzaklaşarak, arkasına döndü. kapıya ilerleyerek Omzunun köşesinden bana bakaraktan göz kırptı.

Zorlayarak çıktığım kutudan sonra, telefonumdaki gossip time'a girdim:

-Gossip Time-

Aysel:gençler ben gelemiyorum sinema'ya.

İpek:Aynı şekil bende...

Azim:Sıkıntı yok, öbürkünler geliyo mu?
(18 kişi like attı)

Bilo: Gelmezmiyizz...

Azim:Sen zaten, bir gün gelmesen ölürsün

Bilo:Boş yapma, git kitap oku.

Azim:Sen oku, belki yararı olur!

Açelya:Kavga etmeyin ya.

Bulut:Geldi şans kelebeğimiz.

Ege:Naber gençlik

Tuğçe:Nolsun ege, hayatta kalmaya çalışıyoruz.

Selo:Arkadaşlar benim kedim vardı ya tosun. Onu gördünüzmü?

Son, selinin yazdığı mesajı okuyarak kapattım telefonu. Can sıkıntısından ne yapıcağımı bilmediğim için, salona gittim.

Ve karşılaştığım manzarayla şok geçirdim. Bu gerçekmiydi? Biscolata reklamı çekiyoruz galiba! Çünkü, vernon annemle sarma sarıyor. "Çıkabilmişsin" dedi, sırıtarak. "annecim. Gel sende yardım et" annem, bana gel desede ben bakakalmış bir şekilde vernona bakıyordum.

Arka cebime attığım telefon çalmaya başladığında bakışlarmı değiştirerek telefona aldım. Telefonhn ekranındaki yazana baktım. Bulut arıyordu.
"Anne ben geliyorum." Diyerek, evin kapısına çıkma'ya yöneldim. "Nereye?" Önüme geçen vernon'a başımı kaldırarak bakış attım. "Hayırdır? Âğâ mı olmaya karar verdin?" Söylediğim şeyler onu bozsa da çekildi. Dışarı'ya çıkarak, ayakkabılarıma uzandım. Ayakkabılarımın bağcıklarını bağlarken, karşımdaki Bulut'a baktım. "Napıyon lan?" Bana diyene bak, kendisi başımda dikilmiş zebani gibi duruyor.

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin