Büyük olan sabah uyanmış yanında uyuyan küçüğe bakıp gülümsemişti. Bi süre küçüğü izlemiş sonra yataktan kalkmıştı. Lavaboda rutin işlerini hallettikten sonra üzerine bişey giyinmeden mutfağa gitmiş kahvaltı hazırlamaya başlamıştı.
(...)
Masaya son şeyleri koyarken kapıdan gelen sesle o tarafa döndü. Küçük olan uykulu bi şekilde büyüğe doğru bakıyodu. Büyük olan gülmüş küçüğün yanına adımlamıştı. Karşısına gelince eğilmiş yanağına bi öpücük bırakmıştı. Küçük olan anlık şok olmuş sonra utangaç bi şekilde gülümsemişti.
"Günaydın güzelim hadi sofraya otur"
İkisi birlikte sofraya oturduklarında küçük olan masaya bakmış gülümsemişti.
"Sanada günaydın bide eline sağlık"
Deyip masayı süzmüştü. Büyük olanda gülümsemiş oda karşısına oturmuştu. Küçük olan kafasını kaldırıp büyüğe bakınca üstünün çıplak olduğunu fark edince kaşları havalanmış hemen bakışlarını kaçırmıştı. Büyük olan bişey demeden hafifçe gülmüştü.
"Ye bakalım beğenicekmisin?"
Küçük olan çubukları eline almış büyüğün yaptığı yemeği ağzına atmıştı. Çiğnedikçe kaşları çatılmış dudaklarını birbirine bastırarak büyüğe bakmıştı. Büyük olanda hafif kaşlarını kaldırmış küçüğün şekilden şekile giren yüzüne bakmıştı.
"Olmamış mı?"
Küçük olan cevap vermeden büyük olanın yemekten yemesi için elini öne doğru uzatmıştı. Büyük olan eline çubukları almış yemekten ağzına atmıştı. Biraz çiğnedikten sonra elini ağzına götürmüş çatık kaşlarıyla küçüğe bakmıştı. Küçük olan gülmeye başlayınca büyük olan ayağa kalkmış ağzındaki yemeği çöpe atmıştı. Eline bi bardak su alıp içmiş küçüğe dönmüştü. Küçüğün hala güldüğünü görünce oda gülmeye başlamıştı.
"Tanrım..şekerle tuzu karıştırmış olamam"
Dediğinde küçük olan daha çok gülmüştü. Büyük olanda gülüp küçüğe yaklaşmıştı. Arkadan saçına öpücük bırakmış
"Gülme küçük Jeon aç kaldık hazırlan dışarıda yiyelim"
Dediğinde küçük olan gülmeye devam ederek ayağa kalkmış ikiside odalarına girmişti.
İkiside rahat şeyler giyinip odalarından çıkmış arabaya binmişlerdi.
"Nereye gitmek istersin"
Küçük olan büyüğe bakmış düşünmeden cevap vermişti.
"Ben pek bilmiyorum senin bildiğin iyi bi yer varsa oraya gidebiliriz"
Büyük olan kafa sallayıp düşünmeye başlamıştı.
"Tamam bildiğim iyi bi yer var oraya gidelim"
Küçük olan kafasını sallamış bişey demeden camdan bakmaya başlamıştı.
Sessizce yolda giderken küçük olan bacağında hissettiği elle bi anda kaskatı kesilmişti. Bi bacağındaki ele bi Jungkook'a bakmıştı. Büyük olan burnundan gülmüş bişey demeden elinin altındaki bacağı hafifçe okşamıştı. Küçük olan yutkunmuş inip kalkan göğsüyle bacağında ki ele bakmaya devam etmişti. Bi süre sonra yavaşça eline telefonunu almış ve bacağındaki elin fotoğrafını çekmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
