Hyunjin (Final)

22 5 24
                                    

" Sevgilim öleli bir haftadan fazla olmuştu. Binadan düştüğü için otopsi yapıldı. Kamera kayıtlarına bakana kadar gözaltında tutuldum. Cenazesi dün oldu... Herkes ordaydı. Annesi, babası, kardeşi ve üniversiteye yeni gitmiş olan abisi. Seungmin ve Chan hyung da vardı. Beraberinde tüm sınıf arkadaşları da vardı.

Babası kendini suçluyordu, annesi ise aklını yitirmiş bir şekilde sandalyede oturuyordu. Kardeşinin de ağlamaktan yüzünde yaralar oluşmaya başlamıştı. Abisi normalde ağlayan biri değildi ama o da ağlıyordu...

Seungmin nasıl olur da onun bu kadar kötü hissettiğini anlamam diye düşünüyordu. Chan hyung ise beni sakinleştirmekten kendi üzüntüsünü yaşayamıyordu...

Diyemedim babasına tüm suç benim diye. Kalbini kırdım diyemedim. Onu ciddiye almadım diyemedim...

Şimdiki aklım olsa ona sarılmazdım bile. Fark ediyordum kendini zorladığını ama benim de sinirli bir anıma gelmişti. Biliyorum bu bir bahane olamaz.. bir bahane olamaz...

Felix'im olmadan sekizinci güne girmiştik. Ve cenaze töreninden sonraki tüm saatlerimi onun odasında, onun günlüğünü okuyarak geçirdim. Ne kadar da güzel sevmiş beni.. hiç haketmediğim bir şekilde sevmiş...

Şu an onun defterinin son sayfasını yazıyorum. Sanki defter de her şeyi biliyormuş gibiydi. Sanki onun öleceğini biliyordu...

Hayatımın en büyük pişmanlığı ne diye sorarsanız Felix'i sevmiş olmam derim. Onu ben öldürdüm... "

Hyunjin sevgilisinin günlüğünün son satırını da doldurduktan sonra alelacele evden çıkıp mezarının başına gitmişti.

Saatlerce ağladı, bu yaşananlar ona gerçek gibi gelmiyordu. Sanki şu an arkasında belirecekmiş de ona sımsıkı sarılıp ağlamaması gerektiğini söyleyecekmiş gibi.

Ama bu olmayacaktı...

Herkes biliyordu ki bu olamazdı...

Felix ile daha sevgili olmadan önce bir rüya görmüştü. O aklına geldi. İlk gördüğü zaman anlam verememişti. Ama şimdi çok net bir şekilde anlıyordu.

Gördüğü rüyada kendisi bir mezarın başında ağlıyordu. Felix ise onu teselli etmeye çalışıyordu. Ama o bunu duymuyordu bile.. bir hayalet gibi...

Meğerse bu hayalet Felix'in hayaletiymiş. Geç de olsa anlamıştı...

Acaba diye düşündü Hyunjin. Acaba şu an rüyamdaki gibi yanımda bana teselli vermeye çalışıyor muydu? Bana ağlamamam gerektiğini söyleyip gözyaşlarımı silmemi söylüyor muydu..?

Hyunjin, o gün olduğu gibi diğer her gününü sevgilisinin yanında ondan af dileyerek bitiriyordu. Özür dileyerek.. pişman olduğunu söyleyerek...

Şimdi onun sırası mıydı? Kazara değil de bilerek o balkondan atlama sırası onda mıydı...

✉✉✉

Bitti.. bu sefer gerçekten bitti...

Bir fici daha buna benzer bir sonla bitirmiştim. Yazıya dökerek öldürmüş olmasam da kendi kafamda çoktan ölmüştü. Yani bana soracak olursanız Hyunjin öldü mü diye, benim için öldü ve sevgilisine kavuşup kendini affettirdi bile...

Söylemek istediğiniz veya sormak istediğiniz şeyler varsa buraya yazmayı unutmayın lütfen.

Neden sürekli bir rüya konusu geçiyor diye sorarsanız hemen ufacık bi' yanıtlayayım. Bu fici yazmaya en dipte olduğumu hissettiğim bir anda başladım. Yani aslında kendi hayatımdan ilham alarak oluşturduğum bir kurgu da diyebilriz buna. Ben de çok fazla rüya görürüm ve çoğu beni çok etkiler. Bu yüzden rüya konusuna da değinmek istedim.

Bir önceki bölümün açıklamasında çok iyi tanıdığım biri olarak bahsetmişim kendimden jwbdisjsw

Bunu da söylediğime göre

Son kez hoşçakalın, sizleri seviyorum 🤍

Bitiş tarihi: 22.01.2024

42 || HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin