13

1.8K 203 55
                                    

Ä🖤Ä

Bölüm - On üç

"Kendim olmayı seviyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kendim olmayı seviyorum. Mutsuzluk eşlikçi istiyor."



Jungkook

Her zaman uyduğum iki kural vardır.

Asla 45'liğimi almadan evden ayrılmam. Ve asla kendimi içinden çıkamayacağımı bildiğim bir durumun içine sokmam.

Birleşik Devletler başkanından daha fazla düşmanım vardı ve sadece bu iki basit kuralı takip ederek bu kadar uzun süre hayatta kalabilmiştim. Park Jimin'le bir arabada kilitli kalana kadar o kuralları çiğnemek hiç aklıma gelmemişti.

Benzin istasyonunun, başımın üzerinde duran floresan lambaları titreşip vızıldadı. Karanlık ve yıldızsız gökyüzüne sis eşlik ediyor, havayla temas eden tenim cızırdıyordu sanki. Deli gibi yanıyordum. Takım elbisemin ceketini çıkardım ve arka koltuğa fırlattım. Kravatımı çekiştirip arabanın kapısına yaslandım. Yağmur ve benzin kokusundan başka bir koku almadan içime bir nefes çektim ve otoyoldan gelen lastik seslerini dinledim.

Hiç eğlenmiyor olsam da gülebilirdim. Bu çocukla yaşadığım en küçük cinsel etkileşim bile beni o kadar etkiliyordu ki o arabadan siktir olup gidebilmek için benzine ihtiyacım varmış gibi davranmak zorunda kalmıştım. Sıcaklık tenimin altında gezinince gömleğimin kollarını sıvadım.

Park Jimin'in dudaklarını benimkilere bastırması, iki numaralı kuralı ihlal ediyordu. Başa çıkabileceğim bir şey olmadığını biliyordum ama bir aptal gibi sikimin bana rehberlik etmesine izin vermiştim. Ölüm gibi bir şeydi ama kahretsin, ölmemiştim. Hiç olmadığım kadar gerilmiştim. Saf şehvet, yemin ederim ki tüm kışkırtıcı ve yakıcı ihtişamıyla damarlarıma hücum etmişti.

Dudaklarımın arasına bir sigara koydum ve ellerimi ceplerime soktum. Sigarayı yakmayacaktım. Yakarsam, Jimin'in beni rahatsız ettiğini kabul etmem gerekirdi ve bunu lanet bir ilkokul öpücüğü yüzünden yapmayı reddediyordum.

Beş dolarlık depoyu doldurmak için gerekenden çok daha uzun süre oyalanıp arabaya yaslanır halde bekledim. Ödemeyi yaptım ama arabanın içine giremedim çünkü kalkmış vaziyette olan kahrolası bir aletim vardı.

Sis beni sakinleştirmeye başladı ama daha ne olduğunu anlamadan, kendimi tekrar o anlara çekilmiş buldum: Dudaklarımın üzerindeki yumuşak, dolgun dudakları, üzerimde hissettiğim sığ nefesi, uzaklaşmadan önce sıcak ve ıslak dilini hafifçe değdirmesi. Siktir!

Kasıklarıma tekrar ısı hücum etmişti. Onu ensesinden tutup kendime çekmemeyi, dilimi onunkine bastırmamayı ve ağzının içini tatmamayı nasıl başardığımı bilmiyordum. Bu bir istek değil, bir ihtiyaç gibi geliyordu ve bu farkındalık, bana geride durma gücü vermişti.

SWEET ESCAPE °JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin