Kanlı iktidar

1 BÖLÜM

ben mihrimah 1468 yılında istanbulda doğdum babam emirgüne osmanlının mutlak veziri azamı
annem ise şehülislamın kızıydı küçük bi köşkte yaşıyorduk
babam bu eve taşındığımızdan beri hep kendini saraylara layık gördüğünü dile getirirdi
gözü hep yüksek makamlardaydı
ben beş yaşında iken annem veba hastalığından vefat etti
bursanın ilçesine anneannemin yanına defin edildi
bu hadiseden aylar sonra emir uzun bi vakit
osmanlının düşmanı tahmaspla mektuplaştı osmanlının kıymetli hazinelerinin yerini tahmaspa bildiren emir kısa sürede ifşa oldu
başına bin akçe ödül koyduran sultan mehmet ülkenin dört bir yanında hain emiri aramalarını emir etti
fakat emir ve kızı çoktan tahmaspa sığınmışlardı
bu hadise üzerine seneler geçti
emrin kızı mihrimah büyüyüp serpildi genç kızdı artık o
emir  kızı mihrimahın gerçek bir savaşçı olmasını istiyordu Osmanlı devletini yok etmek en büyük arzularından biriydi
Bu yüzden hakikati saklayıp onun yerine yalanlar söyledi kızına
annesinin nasıl yeniçeri tarafından öldürüldüğünü anlatıyordu sultan Mehmet zevki Sefa için devleti bir süre boşta bırakmıştı O dönemin veziriazamı olarak bütün işleri sırtına yüklemeye çalıştım fakat akçelerini alamayan yeniçeri şehri talan etmeye koyuldu gözlerini nefret bürümüştü hepsinin bir sürü masumun kanı aktılar asker veziri Azam olduğun için akçelerini benim dağıtmadığımı düşündüler o gün evimizi bastılar annen seni korumak için kendini siper etti fakat dedi yutkunarak gözyaşlarım şakaklarımdan aktı nefes alamayacak gibi oldum o an babam sözlerine devam ederek sultan Mehmet isyanı bastırmak için beni önlerine atmak istedi bize tahmasp yardım etti kızım bize o kol kanat oldu dedi
Gözlerimi yumdum bize geçmişte yaşattıklarını hazm edemiyordum
annemin intikamını almaya andt içmiştim bi sonbahar günü sultan Mehmed'in ölüm haberi kırıma yayıldı tahtına büyük şehzadesi şehzade Murat oturdu
Osmanlı'nın yeni padişahıydı artık
Bize yapılan tüm bu hakaretler reva değildi dedem Şeyhülislam azade efendiye mektup yazım niçin kızını öldüren bi devlete kadılık yapıyordu hala diye sual ettim bir türlü anlam veremiyordum bir sebebi olmalıydı
Ulaklarla yolladığım mektuplardan ne ses ne Seda vardı bir kez bile dönüş yapmıyordu bana 
Mektuplarından birini ulaklarla yolladığım sıra mektubum babamın eline ulaştı
dedemle iletişime geçmemi zinhar istemiyordu bana bi hayli öfkelenmişti babam
bir kaç gün boyunca beni  zindana attırmıştı 
Bana verdiği ceza bitince  beni arz odasına istetmişti başım önde arz odasına doğru gittim
Tam karşımda olan babamın huzurunda eğildim babam dedemin bizi sevmediğini söylüyordu  onlar bizim düşmanımız Mihrimah dedi sert bi tonla
Babamın sözlerinden sonra dedemi de düşmanım olarak görüyordum artık
osmanlı devleti bir kaç yılda cevre illerimizi savaş yoluyla feth etti
düşman sınırları ülkemizin yakınlarında olduğu için babam saraydan dışarı çıkmamı yasaklatmıştı
tedbiren
bu günde annemin ölüm yıl dönümüydü
çocukluğum birlikte geçtiği cariyeyle hasbahçede hasbihal ediyordum
anneme olan özlemimi tarif ediyordum cariyem lalezara
annemin suretini hayal meyal canlandırıyordum zihnimde
o esnada aklıma bi plan geldi fakat babamdan çekiniyordum
annemin mezarını ziyaret etmeyi arzuluyordum
tüm cesaretimi toparlayıp cariyem lalezarı bu duruma ikna ettim birlikte saraydan gizlice çıktık
en güvendiğim iki adamımı yanıma alıp yola revan olduk
babam yokluğumuzu anlamadan gidip gelmem gerekiyordu
biraz tehlikeliydi fakat ben gözü karaydım
boş vakitlerimde talim yapardım bileğimi kuvetlendirip intikamımı alacağım güne hazır ederdim kendimi
ormanın derinliklerine doğru ilerledik ileride bir kaç çadır gördüm
birileri okla hayvan avlıyorlardı
tedirgin olmuştum tamda bizim gidecegimiz güzergahta idiler
geri dönmemiz gerekiyordu
bi hayli tehlikeli yerde duruyorduk
ardımı döndüğümde atların üzerinde bir kaç adam vardı
bir kişi önde altı kişi onun gerisindeydi
kimdi bu adamlar eşkıya olmadıkları apaçıktı
asil atlarından kıyafetlerinden belli oluyordu
önde olan genç adam oldukça heybetliydi gözümün içine sertçe bakıyordu
korkuyla sağıma soluma baktım askerlerim beni korumak için etrafımı sardı
altın üzerindeki genç gür sesi ile