2 BÖLÜM

12 5 1
                                    

düşmanımın kılıcıyla ölmekte varmış kaderde kılıcı boğazıda hissedince başımı hafifçe eğdim ardından kısık sesle kelimeyi şehadet getirdim bir kaç dakika sonra sultan murat kılıcını kınına koydu
şaşkın ifaadelerle sultan muradın yüzüne baktım
"öldürmeyecek misin beni diyebildim sadece sultan murat sorumu yanıtsız bıraktı ardından kolumu tutup atına doğru çekiştirdi
kolumu onun avuçlarından çekmeye çalıştım
"bırak beni
" ya bırak
her ne kadar dirensemde beni bırakmadı atın semerindeki ipi alarak ellerimi bağladı
tam belimden tutup ata bindirecekken

" ben kendim binerim diyebildim
o an sultan murat olduğu yerde duraksadı izin vermişti ata binmeme ayağımı atın semerindeki basamağa koyup atın sırtına bindim önümdeki beyaz tüylü asil ata ise sultan murat bindi ellerimdeki ipin diğer uçu sultan muratın elindeydi
atla o kadar çok hızlı gidiyordu ki bileklerim tahriş oluyordu
aradan iki saat geçti hava kararmıştı yağmur yağıyordu saatlerdir at sırtında idim üzerim sırılsıklamdı
çok üşüyordum

sultan murat ormanlık bi arazide duraksadı askerlerine çadır kurmalarını emir etti askerler çadırları kurup sultanın çadırını hazır ettiler
içlerinden bi adam sultana çok yakındı zülfikar ağa sultan murata geceyi burada mı geçirekmiyiz diye sual etti

sultan murat sert bi ses tonuyla

" evet geceyi burada konaklayaçağız dedi

daha sonra atından inip bana kısa bi bakış attı

belindeki hançerini çıkarıp bileklerimeki ipi kesti
bileklerimin kızardığını fark etmişti hançerini tekrardan beline koydu kaba bi ses tonuyla
" in attan hatun dedi
üstüm başım ıslak olduğu için kıyafetlerim ağırlaşmıştı üstüne üstlük tir tir titriyordum
yavaşça ayağımı diğer tarafa götürdüm bi elimle atın semerini tutup aşağı inmeye çalıştım o sırada ip elimden kaydı geriye doğru düştü bedenim o anda belimde bi el hissettim sultan murat beni belimden tutup yere bıraktı
o an kalbim hızla çarpmaya başladı
ona doğru önümü döndüm zihnimden geçen düşüncelerim beni esir alıyordu daha dün sarayımın sultanı atamın kıymetlisiyken
şimdi düşmanımın merhametine insafına kalmıştım
içimi derin bi öfke sardı
sultan murat çadırına doğru ilerledi bi asker lalezarı yanıma getirip çadırlardan birine yerleştirdi bizi ellerimi dizlerime götürüp yere çömeldim kısık bi ses tonuyla

" ALLAH kahretsin
lalezar endişeye kapılıp çadırın içinde dört dönmeye başladı
bu durumda iken onun bu halini çekemiyecektim hiddetlenerek
" bi sakin ol dedim
o esnada lalezar olduğu yerde duraksadı zihnini kemiren asıl suali sordu
" bize ne yapacaklar mihrimah
ellerimi başıma götürüp derin bi iç çektim bende merak ediyordum akıbetimizi çadırın içinde derin bi sessizlik oluştu taki bi adam sesi işitene kadar

" destur varmı hatunlar dedi asker
çömeldiğim yerden hızla doğruldum lalezar korkuyla gözlerime baktı
niçin gelmiştiki asker gözüme sehpanın üzerindeki testi ilişti testiyi ardıma sakladım o an
içimi korku sarmıştı düşmanın elinde esirdik bize herşey yapabilirlerdi
titrek bi ses tonuyla
" giresin
asker eşikten içeri girdi ellerinde yeniçeri kıyafetleri vardı
asker başını yerden kaldırmayarak

" hünkarımız bu kıyafetleri giymenizi söyledi dedi
o yeniçeri kıyafetlerini görünce bi hayli öfkelendim

" alay mı ediyor sultanın bizimle diye çıkıştım kaşımdaki askere
lalezar beni sakinleştirmeye çalışarak

Kanlı iktidar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin