İsmin: Mia Hayatın hakkında kısa özet: Narcissa ve Luciusun kızısın draco ile kardeşsin ve hogwartsda 4. Senen.
Sabah annemin zorlaması ile kalktım. Güneş ışığı odamın penceresinden içeri sızıyordu. Gözlerimi zar zor açtım ve anneme baktım.
Narcissa: Alarm kurmanı söylemiştim neden kurmadın? Saat kaç haberin var mı?
Mia: Kaç?
Narcissa: 9.30. Neden alarm kurmadın?!
Mia: 9.30'mu? Ayrıca alarm kurdum! Duymamışım!
Narcissa: Sus! Anneye cevap verilmez! Neyse hadi bir şeyler ye de hemen çıkın. Zaten geç kaldınız.
Mia: Offf. Tamam.
Aşağı indim ve hemen saate baktım. Saat 7.45'di. Klasik annem bana 2 Saat geç söylemişti. Masaya oturdum ve bir şeyler yemeye başlayacaktım ki;
Draco: Sen gelme. 1 sene seni çekemem.
Mia: Sabah sabah seninle uğraşamayacağım. İşine bak.
Draco alttan ayağıma bastı. Ben de onun ayağına bastım.
Draco: Anne Mia ayağıma bastıııı!!
Narcissa: Sabah sabah başlamayın yine!
Lucius: Hadi çocuklar yemeğinizi yiyin çıkalım.
Draco: Mia yemeğini yesene senin yüzünden geç kalıyoruz!
Derin bir nefes aldım. Hiç bir şey söylememeye karar verdim ve yemeğimi yedim.
Yemek bitince çıktık ve tren istasyonuna geldik. Duvardan geçecektik ama ben korkuyordum.
Draco: Bayanlar önden. İlk sen geç Mia.
Mia: Centilmenliğin mi tuttu 14 yıl sonra ilk defa. İlk sen geç.
Draco: Korktun mu?
Mia: Sabah sabah zorbalık dozunu aldıysan artık duvardan geçsen mi?
Draco: Off tamam be! (İçinden: İnşallah toslamam 🤲🏻🙏🏻)
Draco duvara doğru koştu.
Draco: Bismillah!
Mia: İmana geldi çocuk.
Lucius: Hadi kızım sen de geç.
Mia: Tamam
Duvardan geçerken babamı duydum.
Lucius: Haydi selametle! (HSLSŞS)
Trene bindik ve boş kompartımanlardan birine geçtik. Kompartımandaki 4 koltuk da boştu. Birkaç dakika sonra birisi geldi.
Tom: Gelebilir miyim?
Aman Tanrım! Ne kadar yakışıklı bir İstanbul beyefendisi... Evrendeki tüm yakışıklılık kaynağı bu çocuk olabilir... Timothée Chalamet gibi... Çocuğa büyülenmiş gibi bakıyordum ve cevap veremedim. Belliki draco da o da cevap vermemi bekliyordu. Ben cevap vermeyince draco cevap verdi
Draco: Gel gel.
Tom: Eyw
Tanrım! Hem yakışıklı hem imanlı!
Draco: Mia?
Mia: Ne?!
Draco: Ne değil efendim!
Mia: Off tamam. EFENDİM!?
Draco: İlk defa mı insan görüyorsun?
Mia: Sayılır. Annem ve babamdan başka insan görmüyorum. Ama her gün gördüğüm bir amip var.
Draco: Ben senin abinim! Benimle düzgün konuş!
Mia: Benden 1 ay büyüksün!
Draco: 🥸
BİRKAÇ SAAT SONRA:
Draco: Mia kalk hadi!
Mia: Geldik mi?
Draco: Evet.
Mia: Tamam.
Sonunda Hogwartsa gelmiştik. Gerçekten özlemiştim. Etrafıma iyice baktım. Gözlerim Lana'yı arıyordu. Lana benim 1. Sınıftan beri en yakın arkadaşım. Aynı zamanda Draco'nun oda arkadaşı. Ben odamda tek kalıyorum. Umarım hala tek kalıyorumdur. Lana'yı aramaya devam ettim. Bulamayınca endişelenmeye başladım ve Draco'ya sordum.
Mia- Draco, Lana'yı gördün mü?
Draco- Aslın-
Demeden sözü kesildi. Arkamdan birisi seslendi.
Tom(💍)- Ben gördüm.
Arkama baktım ve onu gördüm. Trendeki Brad Pitt'di bu. Tekrardan dünyanın en yakışıklı insanıyla karşılaşmıştım. Elim ayağıma dolandı ve cevap verdim.
Mia- P-peki L-Lana n-ne-nerede?
Tom- Ortak salonda.
Mia- Teş-teşekkür ederim.
Tom- Rica ederim.
Kekelemekten konuşamamıştım. Çok utanmıştım. Her neyse. Bir dakika! Trendeki yakışıklı Henry Cavill'im Lana'nın nerede olduğunu nereden biliyordu ve onu nereden tanıyordu?! Aklımdan bütün soru işaretlerini attım ve Lana'yı aramaya koyuldum. Ortak Salona gittim.
Lana- MİA!
Mia- LANA!
Birbirimize doğru koştuk ve sarıldık. Onu çok özlemiştim. 1 yıldır sadece mektuplaşıyorduk.
Lana- Tanrım! 1 saattir seni arıyorum! Neredeydin!
Mia- Ben de seni arıyordum! (Sessizce) Neyse ki Harry Styles' ım bana söyledi.
Lana- Ne dedin?
Mia- Hiiçç. Hiç bir şey. (!!!)
Lana- Timam. Ya ben seni çok özlemişim yaaaa.
Mia- Ben de seni :)♡ _________________________________________
Devamı için 25 oy yoksa part 2'yi düşünmekten gözünüze uyku girmez!
(NOT: Babaannenizin telefonundan bile oylayın (!))
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
