2. Bölüm(Sommersonne)

21 4 8
                                    

Canlar helloooo!
Ne kadar bölüm için oy ve yorum sınırı koymak istemesemde yapmak zorundayım maalesef🙏🙏🙏
İyi okumalar dilerim ama okumaya başlamadan önce oy ve yorum verirseniz çok sevinirim💓

GÜNÜMÜZ

Esen rüzgar bal köpüğü rengi saçlarımı savuruyor, üzerimdeki gökyüzünü andıran mavi elbiseyi dalgalandırıyordu. Valizimi peşimde sürükleyerek limandan ayrıldım. Acilen bir otele yerleşmem lazımdı. Sahil kenarında yürürken küçük ama şirin bir otel gözüme çarptı. Benim dikkatimi çeken ne küçük ne de şirin olmasıydı. Benim dikkatimi çeken ismiydi.

SOMMERSONNE

Annem Haluk Bey ile evlendikten sonra daha eğitimli bir insan olmamı istedi. Çünkü Haluk Bilir gibi bir iş adamının kızı-üvey bile olsa-yanına yakışır olmalıydı. Bu yüzden özel hocalar eşliğinde en iyi eğitimleri almıştım. Sadece akademik dersler gelmesin aklınıza tango, tiyatro, diksiyon, heykeltıraşlık ve ressamlık, etkili yazma ve okuma gibi bir çok beceriye dayalı ders almıştım. Bunlara ek olarak dil eğitimi vardı. Anadilim dışında tam altı dil biliyordum: İngilizce, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Çince ve Almanca.

"Sommersonne" Almanca'da "yaz güneşi" demekti. Benim dikkatimi çeken de bu olmuştu. Yaz güneşi kelimesi bana bir yerden tanıdık geliyordu ama nereden?

Aceleci adımlarla Otel Sommersonne'ye girdim. Otel demek için biraz fazla küçüktü. Danışmasında benden belki 2-3 yaş büyük bir adam duruyordu. Masanın üzerinde duran birkaç belge ile ilgileniyordu. O kadar odaklanmıştı ki karşısında durmama rağmen beni fark etmemişti. Dikkatini çekmek için masanın üzerinde duran zile bastım. Zilin sesi ile bakışlarını bana çevirdi.

Bu...Bu çok tuhaftı. Saç renklerinin zaten benim gibi bal köpüğü olduğunu fark etmiştim. Beni şaşırtan asıl şey yüzü olmasıydı. Yüz hatlarımız tıpkısının aynısıydı. Tek farkımız benim okyanus mavisi gözlere sahip olmam onun ise elanın en güzel tonundaki bir renge sahip olmasıydı. Akraba olabilir miydik?

Beni düşüncelerimden söküp atan o tok sesi oldu. "Nasıl yardımcı olabilirim, hanımefendi?" diyen sesi yüzüne zıttı. Naif yüzüne karşın öldürücü bir sesi vardı. "Ben bir oda istiyorum." diye yanıt verdim. Yüzümde genelde o yapmacık tebessümüm olurdu. Lakin bu seferki farklıydı. İçten bir tebessümdü dudaklarımdaki. "Tabi, tek kişilik mi?" demesiyle daldığım yerden çıktım. "Efendim?". "Oda tek kişilik mi olacak?" diye beni yanıtladı.

Danışmadaki adamdan odanın anahtarını alıp yerleşeli 1-2 saat olmuştu. Bu sürede odama yerleşmiştim. Şu an ise üstümü değiştirmiş makyajımı tamamlıyordum. Glossumu da sürdükten sonra çantamı alıp odadan çıktım. Yavaş yavaş merdivenlerden indikten sonra giriş kata ulaşmıştım. Danışmadaki adam telefonu ile konuşuyordu. Sanırım nerelerin gezilebileceğini ona sorabilir, gerçek ailem hakkında bilgilere ulaşabilirdim. Telefon konuşmasını bölmemek için kenarda beklerken duyduklarım beni dumura uğratmıştı.

"Evet evet...Anlıyorum...Yok ben Alp Bey'in kardeşiyim...Adım Cenk Özener."

Özener mi? Babamın soyadıydı. Ailem hakkında tek bildiğim soyadlarının Özener olduğuydu. Acaba bu adada kaç tane Özener vardı? Eğer tek bir aile ise onlar benim ailemdi. Yok yok, ya! Değillerdir. Ama adının Cenk olduğunu öğrendiğim adamla da çok benziyordum. Onlar benim ailem olabilir miydi?

YENİ BÖLÜM SINIRI 3 OY 5 YORUM!!

Canlarım selammmmm!
Önemli bir duyuru daha yapayım:
Kitabımızın bir tiktok hesabı var. Hem Yaz Güneşi hem de yayınlamayı planladığım diğer kitaplar hakkında editleri ya da spoilerları buraya atacağım.

Tiktok:dawwyslandd

Sizleri seviyorum!!!
💗💗💗

Yaz GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin