Canlar selam! Uzun süredir bölüm atamıyordum. Hayatımda yolunda gitmeyen şeyler vardı ve onları yoluna sokmam gerekiyordu. Sizden çok özür diliyor ve keyifli bir okuma geçirmenizi umuyorum.
Duyduğum soy ad buz kesmeme yetmişti. Karşımdaki adamın ailemden biri olma ihtimali vardı. Aramızda kan bağı olma ihtimali vardı. Suratıma tokat gibi çarpan bu gerçek buz kesmeme yetmişti. Karşımdaki kimdi? Abim mi, kuzenim mi, kardeşim mi, uzaktan bir akrabam mı? Yoksa bu soy ad benzerliği sadece bir tesadüften mi ibaret?
Kafamda bu tür sorular cirit atarken daha fazla ayakta dikilmenin mantıksız olduğunu fark ettim. Cenk Bey'in dikkatini çekmek adına boğazımı temizledim. Çıkardığım sesi fark etmiş olacak ki bakışları bana kaydı. Telefondaki kişiye birkaç şey daha söyledi ve telefonu kapattı. Çok kibar bir üslupla "Buyurun?" diye konuştu benimle.
Bu kibarlığın içten mi geldiğini ya da müşteriye karşı davranılan bir üsluptan mı ibaret olduğunu kestirememiştim. Yerinde ben olsam onun kadar kibar davranmazdım. Beton gibi suratımla karşımdakine ukala bir soru yöneltir, çok kısa bir süre içerisinde de cevap alamazsam dalga geçer bir edayla kaşlarımı kaldırırdım. Her zaman böyleydim ki ben. Duygusuz, kaba, ukala, kibirli, bencil Savcı Güneş Sevimer. Mesleğim mi beni bu hale getirmişti, yoksa içimde acımasız bir canavar mı yatıyordu? Cevap belliydi. İçimde acımasız bir canavar vardı. Herkesin içinde olduğu gibi.
Cenk Bey'i daha fazla bekletmemek adına "Rahatsız ediyorum, kusura bakmayın. Adada nereleri gezebilirim?" diye bir soru yönelttim. Cenk Bey, kibarlığından ödün vermeyip "Şu broşürde ada hakkında her bilgi bulunmakta, hanımefendi." şeklinde karşılık verdi bana. Uzattığı broşürü aldım ve teşekkür edip minik ama sevimli otelden ayrıldım.
Hantal adımlarla yolda yürüyor bir yandan da elimdeki broşürü inceliyordum. Tam o sırada bir şeye çarptım. Broşür elimden düşmüştü. Yere eğildim ve broşürümü tekrar aldım. Tam o sırada yere düşmüş sepeti ve dağılmış elmaların gördüm. Acele ile birkaç elmayı sepete yerleştirirken "Çok özür dilerim!" diye konuşuyordum. Kime çarptığımı görmek adına kafamı kaldırıp baktığımda gördüğüm surat beni şoka uğratmıştı.
Biliyorum, bu bölüm kısa oldu. Ama burada kesmenin daha doğru olacağını düşündüm.
Bu bölüm sınır yok.
Sizleri seviyorum. Dikkat edin kendinize
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Güneşi
Ficción General•Gerçek ailem kurgusudur• Güneş, daha 4 yaşında bir çocukken ayrıldığı Kınalıada'ya 22 yıl sonra tekrar döner. Amacı mazisini düzeltmek olsa da hiç beklenmedik olaylar ile karşılaşır. "Neden döndün Güneş?" dedi Poyraz. Ama sesi sorgular değildi; ça...