Öhm şimdi bu bölüm rahatsız edici şeyler olucak hani rahatsız olucak lar için o kısımı başlangıcı ve sonuna uyarı koycam okumayınız (bunu yazarken Bi utandım)
...............................
Chan
Tuhaf bir odada uyandım. Tuhaf diyorum çünki oda gri ve tavanda parlak bir ışık var minik bir cam var ama havalandırma deliği bile diyemem bir telefon boyutunda tekrar baktım 4 taneymiş bir yatağa bağlıyım (hastane yatağı) ve yarı oturur pozisyondayım hemen karşı dada deri ve odaya tamamen zıt kırmızı bir koltuk önünde kocaman bir masa? Ve üzerinde içkiler. Odayı bir süre inceledim ve sonradan başımın ne kadar ağrıdığını fark ettim
Ve her yerim acıyor bir süre bunlara ıslandıktan sonra aklıma gelen şeyle beynim dank etti. Bizimkiler nerde HAYIR ya tehlikedelerse ya işkence görüyorlarsa yada en kötüsü düşünmek bile istemediğim kısım ya ölmüşlerse... Hayır hayır hayır chan sakin ol sadece burdan çıkmanın bir yolunu bulmalısın lanet kelepçeler. Tam o sırada kapı açıldı ve içeri bir adam girdi kapı kapandı ve kilitlenme sesi geldi adam arkasını dönüm bana yaklaştığında o damamın mafya camiasının tanıdığı adıyla RM olduğunu fark ettim. Si***r şimdi ne yapıcam o kesinlikle beni ve diğerlerini öldürücek. Ben bunları düşünür ve ona korku dolu gözlerle bakarken o bana doğru yaklaştı çenemden kavrayıp havaya kaldırdı"merhaba şöyle yakından inceleyince oldukça güzel görünüyorsun ama şuan seninle işlerimiz var ve sen sormadan söyliyim arkadaşların fazlasıyla iyi"
Onu dediği şeylerle biraz da olsa rahatlamıştım
"ne istiyorsun bizden beni özeliklede arkadaşlarımı rahat bırakseni iğrenç pislik domuz surat"
Peki yalan söylüyor olabilirim adam baya yakışıklı düşmanım olmasa ve şuan olduğumuz durumda olmasa yürüyebiliridim
"sence şuan bana hakaret etmen senin için ne kadar sağlıklı?"
Diye sordu bağlı olan ellerime bakarak
"neyse konumuza dönelim seninle iş birliği yapıcağız tamam mı?"
Ne dediğini anlamaz şekilde ona baktım iş birliği mi?
"Sen bir süre benim köpeğim olucak sın sonrada sizi sokağa atıcam"
Ne diyor bu adam be!
"bediyısun sen be ne köpeği?Ne sokağa atması? "
"şöyle açıkliyim bir süre sen ben ne istersem yapıcak sın sana bir iki görev vericem tüm yer altı dünyası senin jyp nin en iyi adamlarından olduğunu bilir yani bu görevlere en uygun kişi sen sin"
"sokağa atma kısmı da karşılığında seni ve arkadaşlarını serbest bırakıcam" dedi gülümseyerek.
Bir yandan mantıklı gibi gelsene ben den ne istiyeceğimi bilmiyorum bu yüzden kabul etmek istemiyorum fakat arkadaşlarımın güvenliği için bunu yapmalıyım.
"arkadaşlarım için ne gerekiyorsa yaparım"
(geliyor gelmekte olan hazır olun)
"tamam şimdide ismini öğrenelim"
"ne?"
" ne ne bir anlaşma yapıyorsak ismini bilmeliyim"
Ona gerçek ismimi söylersem beni ihbar edebilir ona ismimi asla söyliyemem
"hayır"
"madem ki sen söylemiyorsun ozaman ben kendi yöntemimle öğrenirim"
Pekala bu beni biraz korkuttu. Ayaklarımdaki kelepçeleri ve üstümdeki zincirleri çözdü sadece elimdekiler kaldı onlarıda yatak başlığına bağladı
"pekala bu son şansın adın ne?"
Sadece kafamı hayır anlamında salladım
"peki bunu sen seçtin"
Kemerini çıkardı ve katladı sonrada bacağıma vurdu gerçekten oldukça acı vermişti
"tekrar soruyorum adın ne?"
Tekrar sadece kafamı salladım
"sanırım bu yeterli gelmedi"
Bu sefer 4 kez daha vurdu gerçekten acımıştı
"adın ne?"
"klaus"
"demek yalan da söylüyor sun peki sen bilirsin"
Kelepçeleri yataktan çıkarıp arkamı dönmemi saladıktan sonra tekrar bağladı şuan arka kısmı tamamen ona dönük bu yüzden çok utanıyorum. Kemerle bu sefer sırtıma 6 kez vurdu daha çok canım acımıştı
"sdın ne"
"martin"
Bu sefer arka tarafıma doğru 5 kez vurdu sırtım ve bacaklarımdan daha çok acımıştı gözlerimin yaşadığını hissediyorum
"adın ne?"
Cevap vermedim ve o tekrar arka kısmıma vurdu bu sefer kaç kez vurduğunu sayamadım durmadan sertçe vurup duruyor ve artık ağlamaya başladığımı hissediyorum göz yaşlarım yastığı ıslatıyor ellerimle Bi yerlere tutunmayı deniyorum ama nafile dişlerimi okadar sıkıyorum ki kırılmak üzereler. Bir anda durdu
"adın ne?"
Canım okadar acıyor ki ağlamaktan nefes nefese kaldım konuşucak güç bulamıyorum. Birden pantolonumun düğmesinin açıldığını hissettim ve bir anda sadece baksırımla kaldım. Şuan çok daha fazla utanıyorum mümkün gübi daha çok kızarıyorum yüzümü yastıkla saklamaya çalışıyorum taki o bana tekrar vurana kadar bu sefer aniden ve hazırlıksız ortaya yakalandım küçük bir çığlık bıraktım şuan acıdan değil de utançtan ölebilirim. Bana bir kaç kez daha vurdu sanki çıplak tenime vuruyormuş kadar acıyor pantolonumun kalın kumaşı en azından beni biraz daha koruyor du
"evet sanırım yeterli eğer değilse biraz daha ileri gidebilirim burda saat lerce bunu yapabilirim benim vaktim çok şimdi kendi iyiliğin için adın ne?"
Derin bir nefes aldım çok azda olsa nefesimi düzenlemeye çalıştım
"c-chan b-bang chırıstopher chan"
"aferim sana sonunda akıllandın"
(Bitti yazarken utandım)
Ellerimdeki kelepçeyi çözdü ve pantolonumu giydirdi sırtım, bacaklarım ve özeliklede kalçam aşırı acıyor
"sen senin adın?"
"ben mi? Namjoon"
Dedi gülümseyerek söylemesini beklemiyordum. Gülünce ortaya çıkan gamzeleri onu daha hoş gösteriyor öf sakin
"eee bu odada mı kalmak istersin yoksa arkadaşlarının yanına gitmek mi?"
O konuşana kadar gittiğini fark etmemiştim ayağı kalktım ve canımın ne kadar acıdığını daha çok anladım yavaş a onun yanına gittim ve baraber odadan çıktık şuan tek istediğim onların iyi olduğunu görmek.
..........................
Uzun zaman sonra gelen yb hayırlı olsıııınnn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
şans //namchan
RandomBir mafya tarafından öldürülücekken başka ir mafya tarafından kurtarılmak şanstan başka nedirki