six

626 82 132
                                        

"Sanırım artık sakince konuşmanın vakti geldi ha?"

Jimin sıkıntıyla nefes vermiş ve bakışlarını Jungkook'tan çekmişti. Jungkook bunu kabul olarak algılamış ve adımlarını ilerletip Jimin'in yanına oturmuştu.

"Kapı, pencereyi iyi kapatmam lazım artık demek."

Jungkook onun bu dediğine gülmüştü.

"Bunun engel olacağını mı sanıyorsun?"

"Korkmam falan mı lazım şuan?"

"Bunu istemezdim."

"İsabet olur."

Bir daha ikisinden de ses çıkmazken sessizlikten sıkılan Jimin bakışlarını Jungkook'a çevirmişti. Onun zaten kendisini izliyor oluşu beklemediği bir şey olduğundan afallamıştı fakat bunu belli etmemişti.

"Konuşmayacak mısın?"

"Konuşmamı mı istiyorsun?"

"Misafir etmek gibi bir amacım var gibi mi gözüküyor?"

Jimin sinirle konuştuğunda Jungkook onun yüzüne takılı kalmıştı.

"Sinirlenince çok seksi oluyorsun."

Kelimeler istemsiz bir şekilde ağzından döküldüğünde Jimin şokla bakmıştı ona. Jungkook ne dediğini sonradan fark etse de söylediğine pişman değildi.

"Siktir git."

Jimin başını ters tarafa çevirdiğinde ince dudaklar arasından sevimli bir kahkaha kaçmıştı.

"Utandın mı?"

"Saçma sapan konuşma."

Yanaklarını kaplayan tatlı kırmızılık dediğinin aksini söylese de Jungkook üzerine daha fazla gitmek istemedi. İlerde doya doya onu utandırırdı nasıl olsa.

"Bizden nefret ediyor olmalısın."

Jimin başını eğerek konuşmuştu. Yıllardır yanlış şeylerle bu ırka karşı doldurulmuş ve içindeki onlara karşı olan nefretin büyümesine sebep olmuşlardı. Ama her şey altüst olmuş, bütün söylenenler yalan çıkmıştı. Her ne kadar suçlu olmadığını bilse de vicdan azabı çekiyordu.

"Irkını çok sevdiğim söylenemez ama nefret ettiğimi söylersem de yalan söylemiş olurum."

Jimin şaşkınlıkla açtığı gözlerini Jungkook'a dikmişti. Yüzünde yalan söylediğine dair bir iz aramıştı ama yoktu.

"Ciddi misin? Nasıl nefret etmezsin ki? Ben sizden ederdim, ettim de."

"Bu katliamı planlayanlar yüksek mertebe sahibi insanlardı ve yandaşları da hep mertebe sahibi kişilerdi. Halkın çoğunun haberi bile yoktu. Onlar yüzünden ırkından nefret etmenin doğru olmadığına karar verdim. Bir ağaçta gördüğün birkaç çürük meyve yüzünden o ağaçtan nefret edebilir miydin?"

Jimin, Jungkook gibi olgunca karşılayamazdı bu durumu. Yetiştirilme biçimi izin vermiyordu.

"Ederdim."

"Peki o sağlam olanlar bunu hak ediyor mu?"

"Hak ediyor mu bilmem ama kurunun yanında yaş da yanar Jungkook. Bu her zaman böyleydi."

"Bütün her şey senin bakış açınla bitiyor, biliyorsun değil mi?"

"Ben böyle yetiştirildim, bunu ben seçmedim. Yıllardır aşıladıkları bu düşünceler tek bir günde beni terk etmez, edemez. Tıpkı yıllardır süregelen, sizin ırkınıza olan nefretimin bir günde bitmeyeceği gibi. Benden bunu bekleyemezsin Jungkook. Yılların izini tek seferde silip atamam. Ben istesem de ne aklım, ne kalbim kabul eder bunu."

surprise couple | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin