four, until we meet again

160 20 10
                                    

i'll never get to heaven cause i dont know how

tw: jilet, tecavüz, cinsellik(?)

-

yavaşça açılan hasta odasına hemşireler ordusu girmiştk adeta. Bakan Kim Jongho'nun oğlu Sunoo, başarılı cerrah Choi San ve çocuk doktoru Song Mingi'nin ekibi ile bir ameliyata alınacak, senelerdir hayatı ona zehir eden tümörden kurtulabilecekti.

hemşireler gerekli olan prosedür ve kontrolleri gerçekleştirdikten sonra anestezi uzmanı Hwang Hyunjin eşliğinde ufak çocuk uyutulmuş, ameliyat odasına alınmıştı. babası bekleme odasında işkenceden çıkmış gibi bir hâldeydi. her zamanki gibi üzerinde jilet gibi ütülenmiş bir takım elbise olsa da kravatı, düğmeleri açılmıştı. kahve saçları birbirlerine karışmış, gözaltları mor halkalar ve şişliklerle dolmuştu. sanki bir günde on yaş almıştı adam.

ameliyathanede ise kendinden emin bir San, onun yanında ise kendisine yardım edecek, durumu takip edip San'ı yönlendirecek olan biricik dostu ve başarılı doktor Mingi duruyordu. ve işte, izleme odasına iki üniversitenin tüm tıp fakültesini yıkacak kadar önemli olan o ameliyat başlamıştı.

genç Sunoo'nun üzeri, San ve geriye kalan tüm ekip gibi mavi renkli bir önlük ile kapatılmış, başına ise pek çok kablo bağlanmıştı. sterilize edilmiş odada nefes sesi bile öyle gergin bir tınıdaydı ki. yavaşça elini uzatarak net bir ses tonu ile konuştu San.

"neşter."

tıbbi malzemelerin teslim edilmesinden sorumlu olan Park Jimin uygun olan neşteri sana uzattıktan sonra geriye çekilmişti.
San dikkatle Sunoo'nun başına avucunu yaslarken ilk kesiği açmıştı bile dikkat ve özenle.

-

"biliyorum senin de beni istediğini."

adamın leş gibi alkol kokan nefesi Wooyoung'un içinde kusma isteği uyandırsa da sessizce bunu içine atarak başını kaldırdı. adama sahte bir tebessüm ile bakan genç, öylesine nefret ve kin doluydu ki.

"öyle mi dersin?"

adamın gözlerinde bir parıldama fark etti Wooyoung. işte, her zamanki gibiydi o da. sabah haberlerde bir seks işçisinin öldürüldüğünü görünce "oh, dünya bir pislikten kurtulmuş." diyen, ama gece karısı ve çocuklarını umursamadan bir seks işçisine gelen adamlardandı bu.

nereden mi anlamıştı bunu?

adamın elindeki yüzükten. o yüzükler öyle şeyler anlatırdı ki Wooyoung'a. adam ona biraz daha yaklaşarak elini beline dolarken barmene kaş göz yapmış, viski istediğini belirtmişti bir şekilde. barmen onu onaylayarak içkisini hazırlmaya giderken sapıklığına devam etti o adam.

"bu gece seni öylesine inleteceğim ki, adını unutacaksın."

adamdaki hava Wooyoung'un içine bir endişe salsa da bunu gözardı etmeye karar vererek gülümsemek için zorladı kendini. bu adam tuhaf fantezileri olan o insanlara benziyordu. Wooyoung'un çok yakından tanıdığı o insanlara...

yine de bunu kafasında kurduğuna inanmak isteyen çocuk sustu. adam ise her saniye ona daha fazla yaklaşıyor, elini milim milim belinden kalçasına indiriyordu.

barmen iki kadeh viski getirdiğinde geri çekilmek için bahane bulan Wooyoung adamın kolunu belinden adeta iterek çekilmişti biraz geriye. eline bir kadehi alarak adama uzattı onu.

slut! woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin