-bir önceki gece sadece bir vodka içse de onu bu denli uçuran şeyin ne olduğunu anlamamıştı Wooyoung. bunun birinin oyunu olduğuna emindi çünkü o asla bu saatlerde, hatta hiçbir zaman sarhoş olacak kadar vakti olan biri değildi.
sabah gözlerini araladığında ise gözleri farklı bir şeyle karşılaşmıştı. yanında hala çözümleyemediği kadar güzel kokulu bir adam yatıyordu. adam; Wooyoung'un beline kolunu dolayarak ona sıkıca sarılmış vaziyette uyurken kolyesi ise yastığın kenarında parlıyordu boynundan sallanarak.
üzerinde yazan harflerde gezindi Wooyoung'un gözleri yavaşça, 'Choi' bu onun ilk ismi olmalıydı. merakla inceleyen Wooyoung'un gözleri adamın her bir yerinde geziniyordu yavaşça, fakat bu sadece meraktan, biraz da imrendiği içindi. çünkü adamın giyimi, yüzü ve bakımlı olan bedeninden belliydi iyi bir hayat sürmekte olduğu. yüzünde hiçbir kırışıklık, stres izi yoktu. oysa Wooyoung her sabah alnındaki çizgilere lanetler indirecek kadar stresli, panik bir hayat sürüyordu. işi gereği stresli olması da normaldi zaten.
fakat gözleri adamın kolun çıkarıp masaya koymuş olduğu saate kaydığında iki şok birden yaşadı Wooyoung. bu saat rolex'in çıkardığı son koleksiyonun sınırlı üretim parçalarından biriydi! ve saat dokuz olmak üzereydi! Wooyoung panikle elini adamın koluna attı, onu dikkatle üzerinden çekerek ayaklanmış, yerde duran kıyafetlerini teker teker toplamıştı ilk olarak.
daha sonra birkaç dakika içinde hızla giyinen genç adam, yavaşça diğerine yaklaştı. hala uyuyacak kadar mı yorulmuşlardı gece? Wooyoung hatırlamaya çalışsa da sadece birkaç kesitten ibaretti aklında kalanlar. adamın onu odaya kadar taşıması, gözkapaklarını öpüşü ve birleşmiş ellerinin görüntüsü...
fakat Wooyoung saatin dokuzu on geçtiğini görünce ilk dersine daha fazla geç kalmamak için hemen buradan ayrılması gerektiğini biliyordu. lakin ödeme. adam ona ödeme yapmamıştı? Wooyoung sinirle ona bir küfür etti içinden. fakat uyandıracak, veya konuşacak vakti yoktu. istemese dahi gitmesi gerekiyordu, o nedenle adama bildiği tüm küfürleri ederek ayrılacaktı dün için tutulmuş süitten.
ta ki aklına masadaki saat gelinceye kadar. Wooyoung bir önceki gece de belirtmişti ona, "ben pahalıyım." diye. adam zaten ender parça bir saat alacak kadar zengindi, o nedenle saati alıp cebine atmakta bir sorun görmedi Jung Wooyoung.
-
"ameliyat saat sekizde başlamalıydı diyorum sana Song, sen hala Doktor Choi gelmedi diyorsun! hastanın babası Jongho, hani bakan olan Jongho!"
hastanenin başhekimi karşısındaki çocuk doktorunu adeta azarlamaktan çekinmiyordu, çünkü iki saat önce başlanması gereken ameliyata hala başlanmamış, ameliyatı yapacak olan doktor Choi San ise hala gelmemişti. Mingi tereddütle onu arayabileceğine dair bir şeyler gevelediğinde başhekim kapıyı çarparak çıkmıştı odadan. tek kalan Mingi ise sesli bir mesaj atmak için San ile olan mesajlaşmaya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
slut! woosan
Fiksi Penggemarhiçbir sevgilisi olmamıştı San'ın, flört etmeyi bile bilmezdi, o mesleğine odaklanmış bir doktordu. Wooyoung ise, her gece sabaha kadar başka bir ismi inleyen, sabah olduğunda ise o ismi unutan bir seks işçisiydi.