"...Önemi yok...
...Bir gün seninle olacağımı biliyorum..."
Tom Rosenthal - It's OK
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
tw: başarısız intihar(?) girişimi, kendine zarar verme, Angst, PTSD, yeme bozuklukları, kusma
'_'
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Düşük gözkapaklarının ardına gizlenen çelik grisi haleler dingindi, o renkle bağdaştırdığı ateşten ve şehvetten yoksunlardı.
Düz gri...
Remus ne beklediğini bilmiyordu; ince uzun parmakları çantasına iliştirilmiş mücevher broşlarla oynayan, Slytherin formasının içinde hafif bir merakla onları süzen Regulus'ta ne bulmayı umduğunu gerçekten bilmiyordu.
-Ağabeyim iyi.
Fransız aksanının melodikleştirdiği iki kelime buzdan gerginliği yavaşça çatlattı, ilk konuşan taraf olmak zorunda kalmadıkları için rahatlayan üçlü birbirlerine kaçmak bakışlar attılar.
-Nerede peki?
Dorcas aracılığıyla ilettikleri, yüzlerce yazım hatasıyla dolu yarım yamalak notta gece yarısı Astronomi Kulesi'nde buluşmak istediklerini belirtmişlerdi ama burnu hep havada gezen Slytherin Buz Prensi'ni iknaya yetecek türden bir çaba değildi bu, yani en azından James'in sarkazm kusan homurdanmalarına göre...
Sorulan sorunun cevabını dünden beri sancıyla bekliyor olmaları önemli bir rol oynar mıydı muamma; Peter, Sirius'ın gittiğini sabah erkenden Madam Pomfrey'den öğrenmişti. O andan itibaren Profesör McGonagall'ın peşinden ayrılmayarak kadına Hogwarts'ı dar etmesine rağmen azardan başka bir karşılık bulmak imkan dahilinde değildi.
Regulus iç çekti, gözlerini kaçırdı.
-Size söylemem gerektiğini düşünmüyorum.
Elbette...
Terslenmediklerine şükretmelilerdi, Remus anlayışla karşılayıp geri dönmelerinin istendiği kanısındaydı.
James, akılcı planlarında hep bir pürüz olmasaydı eğer yapacakları şuydu: iyi geceler dilemek, rahatsızlık için özür dilemek ve yatakhaneye doğru siktir olup gitmek şeklinde pragmatik bir dizilim.
-Black, diye patladı esmer çocuk, Remus'un amacını ani bir hareketle darbelemeyi umar gibiydi, sabahtan beri sürdürdüğü ölçülü konuşmalar sabırsızlık meyvelerini veriyordu.
Yani James Potter ellerinden destek alıp kendini yaslandığı sütundan itti ve ona ters ters bakan Regulus'a yaklaştı.
Tavırları vahşiydi; uykusuz geceler, en yakın arkadaşının bedenen veyahut ruhen yokluğu, pişmanlık, suçluluk, endişe...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wicked Game: The Brightest Star and The Innocent Wolf
Fiksi PenggemarSirius Black parçalanmış bir çocuktu, sonuçta çocuk dahi olsalar ölür yıldızlar. Yıldızlar ölür, ama insanlar yılları aştıkça farkederler yıldızların öldüğünü. Sirius kırılmıştı, ve bu sefer parçalarını yapıştırmak imkânsızdı. Kendi kendini yokoluşu...