3. koz maça

118 9 34
                                    

"Yaralı biri, kaybolmuş ve
kör kalmış gibi aptal, aptalca"

Losing My Religion - R.E.M.

Dikkat çekme. İşin düsturu bu. Dikkat çekme. Peki ben ne yapıyorum? Dikkat çekiyorum. Düsturun kaideyi bozmaz istisnası benim. Herkes bilecek beni, bunun için yetiştirildim ya. Tersine çalış Baekhyun, sen onlar değilsin. Yemişim düsturunu.

Arayan belasını da buluyor gerçekten. Zaten başka ne bulunur arayınca bilmiyorum. Ben her seferinde gidip belama yapışıyorum. Normal bir üniversite öğrencisi için ne kadar kıymetlidir bu işler. Ben of çekerek görevimi yerine getiriyorum, dikkat çekiyorum.

Etrafıma insan lazım, yalnızlık büyük ucubelik. Çevreme bol bol insan topluyorum. Kendi içimde ucubeyim, bunların hepsi sır. Hele benim olunca sırlar nasıl büyüyor, nasıl kıymetleniyor. Benim sırrım devletin çünkü. Aramızda ödenecek karşılıklı bir borç var. Hayatım bu borcun üzerine kurulmuş.

Kalabalık masalarım var, çevremdekiler beni seviyormuş gibi yapmaya bayılıyor. İç yüzümü bilmedikleri halde bana karşı nasıl bu kadar kötü olabiliyorlar aklım almıyor. Çıkar için toplanıyorlar, daha bu yaşta ne çıkarınız olabilir ki diyorum, üzülüyorum. Hiçbir şeyden haberleri yok, partinin bir köşesinde kendi kendine tek başına tribe düşen eleman benim. Keşke şunlar gibi olma şansı elime verilseydi diyorum, silah yerine böyle olma şansı verilseydi...

"Hayır canım, arkadaşımın evindeyim şu anda." Bilgisayarımın başında görüntülü konuşma yapan kızın arkasına geçip konuştuğu kişiye selam vermeye niyetlendim. Üstümde deri ceket, altımda yırtık siyah kot pantolon, gözümde siyah kalem... Ben olsam sevgilimin böyle bir lavuğun evinde olmasına ayar olurdum.

"Merhabalar!" dedim, omuzlarından tutup üstüne doğru eğildim kameranın açısına girebilmek için. Ufak bir gülümsemeyle başını salladı. "Baekhyun ben." dedim. "Biliyorum, tanışma partisinde tanışmıştık." dedi, ensesine attı elini, büyük gözlerini kaçırdı. Sağlam pot kırmıştım, dilimi ısırdım. "Ah, hatırlıyorum sanırım." dedim. "Sanmıyorum, çok sarhoştunuz." dedi. Gerginlikten bayılacak gibi konuşuyordu ve garip bir resmiyet duvarı örüyordu. Dudaklarını ısırmaktan mahvetmişti, onu sevimli gösteren büyük kulakları kızarmıştı. Tavırlarını algıladıkça beliren gülümsememe mani olamadım. İnkar döneminde olmalıydı. Fazla üstüne varmadım, kapının çalmasını fırsat bildim, adını bile öğrenmeden kaçtım kameranın görüş alanından.

Kapıyı açtığım gibi boynuma atlayan çocuğun belini sardım tek kolumla. Biraz geri çekilip dudaklarıma ufak öpücüklerini sıraladı. "Çok özledim seni!" dedi tekrar boynuma yüzünü gömerken. "Sumin var evde, sakin ol." dedim, boynumu sıkan kollarını gevşettim. Ben kapıyı kapatırken elime sarıldı bu sefer. "Baş başa kalamayacak mıyız bugün?" dedi, çocuksu bir tavırla. Onunla neden hâlâ görüşmeye devam ettiğimi bilmiyordun. Tanışma partisinin üstünden iki hafta geçmişti ve ben o gün benimle eve gelen çocukla bir ilişki içerisindeymişiz gibi yaşamaya devam ediyordum. İlgisinin hoşuma gittiğini de reddedemiyordum. Neden böyle bir duygusal açlığa girdiğimi anlamaya çalışıyordum sadece.

"Kim gelmiş?" diye masanın başından seslenen Sumin'i duyunca elime sarılmış olan çocuğu beraberimde sürükledim. Sumin sahte bir gülümsemeyle "Hoş geldin Minhyuk!" dedi. Sonra ekrandaki çocuğa dönüp "Baekhyun'un sevgilisi gelmiş." dedi. Sinirle soluduğumu duyduğunu biliyordum. Sevgili değildik, Minhyuk da biliyordu bunu ama yine de niyetinin bu olduğunu belli ediyordu. Şimdi yakınım dediğim bir insandan bunu duyması hiç ama hiç hoş olmamıştı.

Sumin görüntülü konuşmasını sonlandırdığında Minhyuk'la hemen onun arkasındaki koltukta oturuyorduk "Sumin." dedim, gülümseyerek bana döndü. "Kim yapmıştı sizin aranızı?" dedim ve cevabını beklemeden "Dur tahmin edeyim!" diye ekledim. "Soyeon mu?" Başını salladı. Ufak bir pıskırmayla başlayan kahkahalarımı tutamadım. "Kızım gay bu çocuk." dedim, göz yaşımı sildim. "Saçmalama Baekhyun, onu nereden çıkardın?" dedi. Fena bozulmuştu. "Balım ibne ibneyi gözünden tanır." dedim. "Soyeon'a ne güveniyorsun sen, vaktinde beni de sana yapmaya çalışmıştı. Sorsan gay radarı var!"

bad for catsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin