0.1

1K 79 160
                                    

İçimdeki ağır ağlama duygusunu bastırmaya çalışırken ellerimi tezgaha yasladım ve bir süre gözlerimi kapatarak kendimi sıkmaya başladım ağlamamak için. İçimdeki bunalmışlık duygusunu iliklerime kadar yaşarken sadece bir süre oturup ağlamak istiyor, içimdekileri bu şekilde atmak istiyordum ama yapamıyordum.

Bir süre gözlerim kapalı bir şekilde nefes aldım, kendimi tuttum ağlamamak adına. Mutfağa birisinin girdiğini adım seslerinden anladığımda annem ya da halamdır endişesiyle kapıya döndüm ama her ikisinin de olmadığını görünce rahatladım.

Hyunjin içeriye girip bana yaklaştı. Elini sırtıma koyarak sıvazladı, yanımda olduğunu hissettirdi bu yaptığı bana. Dudaklarını araladı ve konuştu. "Özür dilerim," ne için olduğunu anlamadım, kaşlarımı çatarak ona da belli ettim anlamadığımı. Ellerimi yaslandığım tezgahtan çekerek önümdeki bardaklara kahveleri koymaya devam ettim.

"Neden diliyorsun?" diye sorduğumda derin bir nefes aldı. "Annemin yaptığı yüzünden. Gerçekten üzgünüm Minho, annenle birlik olmuş birilerini arıyorlar sana. Çok utanıyorum onun adına. Eve gider gitmez konuşacağım."

"Konuşsan da dinlemezler." gülümsemeye çalıştım. Kendisini suçlu hissetmesini hiç istemiyordum. Söyleyeceklerime devam ederken bir yandan içeriye götürecek olduğum kahveleri tek tek doldurmaya devam ettim. "Ben çok çalıştım annemle konuşmayı, olmadı. Sen de kendini yorma balım."

"Min... İstemediğin biriyle evleneceksin diye çok korkuyorum."

"Zorla evlendirecek halleri yok ya Hyunjin, birini beğenmemi bekliyorlar sadece."

Hem annemden, hem babamdan hem de Hyunjin'in annesi olan halamdan bunu bekliyordum az çok. Haftada en az bir kere birileri geliyordu evimize, kız erkek fark etmeksizin görücü usulu birisiyle evlenmemi bekliyorlardı. İlk başlarda konuşmayı denedim, işe yaramadı. Annem evlenmemi çok istiyor, benim fikrimi bile sormadan birileriyle evlendirmeyi düşünüyor. Kavga etsek bile söylediklerim hiçbir işe yaramıyor, çoğu zaman odama geçip susmayı tercih ediyorum.

Şimdi de aynı şeyi yaşıyoruz. Bu seferki bir erkek ve sanırım onun da fikri alınmamış buraya gelirken. Pek sinirli bakıyor etrafa, ailesine, bana. Yanında annesi oturuyor, annemle ve halamla sohbet ediyorlar.

"Bilmiyorum..." Hyunjin az önce söylediğim şeye cevap verirken bir yandan bana yardım etmeye başladı. "Çok bunalıyorsun." hem de fazlasıyla çok bunalıyorum. Nefes alamıyorum bazen annemlere bu konu yüzünden tartıştığımızda.

"Bunalıyorum ama yapabileceğim bir şey yok, vazgeçmiyor. Belki de aralarından birisine şans vermeliyim?"

"Minho..." söyleyecek bir şey bulamadı, ben de konuyu uzatmadım. Uzatırsam midem bulanmaya başlayacaktı eminim. Tepsiyi tezgahtan kaldırırken kuzenime gülümsedim ve salona, annemlerin yanına geçtim. Adını az önce öğrendiğim ve etrafa pek sinirli bakan Heeseung'la göz göze geldim. Yaptığım kahveleri önlerindeki sehpaya koyduktan sonra annemin yanına oturdum, bana gülümseyerek baktı. Ama ben ona öyle bakamadım.

"Minho de tekrar sınava hazırlanıyor," diye söze başladı. Bu durum kimseyi ilgilendirmiyordu ki, neden benim hakkımda konuşuyordu ya da neden beni onlara tanıtıyordu? Gözlerimi kapatıp iç çektim. Annem de sözlerine devam etti o sırada. "Hukuk istiyordu ama geçen sene istediği sıralamayı tutturamadı. Bu sefer olacak diye umuyoruz." Sanki beni çok seviyormuş gibi elini dizime koydu ve okşadı orayı. Hâlâ gülümsememi beklermişçesine yüzüme baktı ama ben sadece boş gözlerle baktım ona, o da tekrar önüne döndü.

cover me, minchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin