[5]

70 8 0
                                    




Ellerim titriyordu. Hem geçmişin getirdiği travmalar yüzünden hemde yoongi'nin bişeyler olduğunu anladığı içindi. Oturuyorduk masanın en başında ikimiz diğer ucunda ise bogum vardı. Korkuyordum yoongi'nin sorgulamasından çok korkuyordum. Yoongi akıllı bir adamdı dışarıya gösterdiğinden çok daha akıllı bi adam.

Her şeyi anlamış bile olabilirdi. Umarım anlamamıştır çünkü şuan herhangi bir kavgaya dayanacak gücüm yoktu. Geçmiş film gibi gözlerimin önünde oynuyordu ve bunu engelleyemiyordum. Titreyen ellerimi diz kapaklarıma bastırarak engellemeye çalıştım. Elimi saran elle başımı kaldırıp yoongiye baktım.

Bana kısa bir an baksada ne demek istediğini anlamıştım. Kaçışım yoktu.
Belkide beni yıllarca zorbalayan, dayanamayıp intihara bile kalkıştığım o adamı anlatmalıydım. Gergin bir şekilde onları dinlerken bogum'un bana bakarak konuştuğunu göz ucuyla görmüştüm. Yerimde rahatsızca kıpırdanarak yoongi'nin kulağına

"Yoongi lavaboya gitmem gerek. Çıksam sorun olur mu?" Bana saçmalama der gibi bakıp "Tabikide olmaz. Ayrıca lavaboya gittikten sonra gelme odama git direk tamam mı güzelim?" Önüme gelen saçı kulağımın arkasına sıkıştırarak bana gülümsedi. Bende ona gergince gülümseyip stresten terlemiş ellerimi bacaklarıma sürerek ayağa kalktım.

Tüm gözler bana dönerken onunda baktığını bilerek hafifçe eğilip kapıya doğru yürüdüm. Tüm gözleri ama özellikle de onun gözlerini bıçak gibi sırtımda hissediyordum. Toplantı odasından çıktıktan sonra derin bir nefes alıp lavaboya yöneldim.

Lavaboya girip aynadan kendime baktım. Sarı saçlarım terden biraz ıslanmış ve birazı alnıma yapışmıştı. Saçlarımı geriye atıp musluğa doğru eğildim ve suratıma su çarpmaya başladım. Kapının açılıp kapandığını duyduğumda gerginlikten ellerim daha fazla titremeye başladı. Kafamı kaldırdığımda beni izleyen yoongiyi gördüğümde içime su serpilmişti. Rahat bir nefes alıp yüzümü ve ellerimi kurulamaya başladım.

"Jimin?" Soru sorar gibi ismimi söylemesiyle ona dönüp sarıldım.
Karşılık verip "Jimin kim o adam. Gördüğün anda ellerini titreten ona korkuyla bakmanı sağlayan adam kim?" Kollarımı daha da sıkılaştırarak "Yoongi sana söz veriyorum anlatıcam. Ama şuan değil lütfen şuan anlatamam hazır değilim." Titreyen sesimle konuşurken elini çeneme koymuş ve kafamı kaldırmıştı alnımdan öpüp derin derin kokumu koklamıştı.

"Tamam güzelim. Hazır olduğun zaman her şeyi anlatabilirsin bana. Şimdi gitmem gerekiyor odama geçip beni bekle. Tamam mı bebeğim bir yere gitmek yok." Benden ayrılıp yüzüme baktığında "Tamam gitmicem bir yere." Emin olduktan sonra kapıya doğru ilerlerken "Yoongi." Bana dönüp baktığında ona doğru ilerleyip dudaklarımızı birleştirdim. Ellerini belime sarıp bana karşılık vermeye başladı bir kaç dakika sonra ayrılmıştık.

"Şimdi gidebilirsin." Sırıtıp çıkmıştı lavabodan bir kaç dakika orda kalıp bende yoongi'nin odasına doğru ilerlemeye başladım. Odasına girip kendimi siyah deri koltuğa bıraktım.

" Yapmayın lütfen." Sesimi çıkarmaya çalışıyordum ama kısık çıkıyordu ağlamaktan ve acıdan bağırmaktan kısılmıştı sesim. Karnıma ve sırtıma tekmeler atıyorlardı. "Durun." Neden durmuşlardı ki? Yoksa bitmiş miydi, sıkılmışlarmıydı benden?

"Kaldırın." Kollarımdan tutup cılız bedenimi havaya kaldırmışlardı canım yanıyordu çok. "Sırtını açsın biri şunun." Üstümdeki kan lekeleri olan beyaz kazağı sıyırdılar.

Kısık sesimle "Ne yaptım ben sana nolur bırak beni." Duyduğundan emin değilim. Ne yapıcağını beklerken bir anda keskin bir acı hissettim sırtımda. Defalarca kez o bıçakla yaralar açtı tenime. Asla geçmicek yaralar.

My Little Family : yoonmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin