[4]

88 9 0
                                    

Gözüme giren güneş ışıklarıyla mızmızlanıp açmıştım gözlerimi.
Görüşüm netleştiğinde ise beni izleyen bir çift göz ile karşılaştım. Sırıtıp boynuna daha çok sokuldum.

"Kalkmak istemediğini biliyorum bebeğim ama kalkmamız gerekiyor." Cevap vermeyip başımı sallamakla yetindim sadece. Yatakta hareketlenerek kendiyle beraber beni de kaldırıp kucağına almıştı beni. "Hadi şu koca bebeği doyuralım"

Merdivenleri indikten sonra beni kucağından indirerek mutfağa ilerlemeye başladı bende çıplak ayaklarımla onu takip ediyordum.

Mutfağa girdiğimizde çoktan her şeyin hazır olduğunu gördüm. "Neden beni daha erken uyandırmadın sana yardım ederdim." Yanıma gelip yanağıma kocaman bir öpücük bıraktı bu sırıtmamı sağlarken bende yaklaşıp dudağına kocaman ve sulu bir öpücük bıraktım.

Ellerini yanaklarıma koyup hafif bir şekilde sıkarken konusmaya başladı "Kıyamadım bebeğime çok güzel uyuyordun bende uyandırmadım."
Ellerini tutup avuç içlerini öpmüştüm.

"Hadi geç sofraya bende kahve yapayım." Kafasını sallayıp masaya oturmuştu bende kahve makinesine ilerleyip içine gerekli şeyleri koyup çalıştırma düğmesine bastım. Bir kaç dakika sonra kahveler hazırdı onları masaya koyup bende oturup yemeye başladım.

"Neler yapıcaksın bugün?" Sorusuyla ağzımdakini bitirip "Aslında bugün yapıcak hiç bir şeyim yok babamın yanına şirkete gidiyim diyorum ama orda çok sıkılırım. Koltuğunda oturup saatlerce dosya okuyo çok sıkıcı."

Minik bir kahkaha atıp burnuma fiske atmıştı. "O sıkıcı dediğin dosyalarda geleceğinin imzalarını atıyor canım. Ayrıca istiyorsan benimle gelebilirsin, en azından seni eğlendiricek bir şeyler yaparız." diyip göz kırpmıştı. Bu dediğiyle utanıp tabağımdan azıma bir şeyler tıkmıştım. Doymuştum ama yoongiye söylersem beni mahvedeceğini bildiğim için yiyordum.

Tatlı bir sesle "Yoongi" diyip yavru köpek bakışları atmaya başlamıştım. Ne olduğunu anlamış gibi kızgın(!) bakışlar atarken "Hayır jimin tabağın biticek daha yarısını bile yememişsin." Suratımı aşıp tabağa bakmaya başladım.

"Ama doydum ben daha fazla yerdem midem bulanır. Hem ben yedim bir kere sen çok koymuşsun." Tek kaşını kaldırıp bana bakmaya devam etmişti. Sonunda pes etmiş olucak ki "Tamam ama bunun hesabını daha sonra vericeksin."

"Sen üstünü giyin ben toplarım buraları işe geç kalma." Başını sallayıp mutfaktan çıkmıştı aniden geri dönüp yanağımdan öpmüştü. Kahkaha atıp onu yukarı yolladıktan sonra mutfağı topladım.

Yukarı merdivenlerden çıkıp odaya girdiğimde takım elbiseli kocamı görünce nefesim kesildi. Uzun saçlarını geriye yaslamış yüzüne sert bir imaj vermeye çalışmıştı. Jilet gibi takım elbise giyip elinede bir kaç tane yüzük takmıştı.

"Bu şıklık ne? Sana bakmaları hoşuna gidiyor dimi? Katil yapıcaksın beni." Sırıtıp yanıma gelmişti kafasını boynuma gömüp uzun uzun beni kokladı.
"Kimin bakıp kimin bakmadığı umrumda bile değil sen bakıyorsan gerisinin bir önemi yok."

Böyle romantik romantik konuşuyordu ama şirkette herkese esip gürlicekti buna emindim. "Hadi çık bende hazırlanıp geliyim." Çıkmak yerine odadaki minik koltuğa oturup beni izlemeye başladı."Sen giyin bende seni izliyim mükemmel bir fikir bence." Onun önünde soyunma fikri beni utandırıyordu. Evet kocam olabilir ama bu utanmadığım anlamına gelmiyordu.

"Yoongi.." kırmızı yanaklarımla itiraz eden bakışlarla bakıyordum. Gitmemekte kararlıydı pes edip giyinmeye başladım. Eşofmanımı çıkarıp yoongi'nin dolabından aldığım beyaz kargo pantolonu ve üst olarakta bej rengi bir kazak bulmuştum. Arkam yoongi'ye dönük olduğu için ne yaptığını bilmiyordum fakat onun göz hapsinde olduğumu biliyordum. Sırtımdaki izleri izlediğini biliyordum.

Küçükken kilolu bir çocuk olduğum için zorbalık görüyordum klasik ergen şeyleriydi işte. Okulda ki çocuklar tarafından sıkıştırılıp dövülmüştüm.
O zamanlar da yoongiyle gizli saklı arkadaşlığımız vardı eve o halde gitmeye utandığım için yoongiyi çağırmıştım ve bana pansuman yapmıştı.

Derin içli bir nefes aldığını duymuştum. Gözlerimi kapatıp bir kaç saniye durmuştum sonrasında ise hemen üstümü giyinip çıkardığım kıyafetleri katlayıp yatağın üstüne koydum. Arkamı dönüp ona baktığımda gözlerinde bir çok duygu karışımı olduğunu gördüm.

"Hadi çıkalım hazırım." Beraber aşağıya inip paltolarımızı giyip evden çıkmıştık. Arabaya doğru ilerlerken hiç konuşmuyordu. Bende susup bir şey demedim.

Ön koltuğa onun yanına yerleşirken hala sessizliğimizi koruyorduk. "Yoongi." Kafasını bana çevirmeden "Efendim bebeğim?" Ellerimle oynarken "Şu evlilik meselesini ne zaman açıklicaz." Ne annelerimiz nede babalarımız biliyordu sadece onun abisiyle benim abim biliyordu.

Derin bir nefes verip "Yakında açıklarız ama önce neden düşman olduklarını öğrenmemiz gerekiyor." Arabayı şirketin garajına doğru sürüp ona ayırılan yere park etmeye çalışıyordu. "Bebeğim arabadan inip yardımcı olur musun." Kafamı sallayıp arabadan inip ona yardımcı olmaya başladım.

Bir kaç dakika sonra şirkete girmiş asansör'e doğru ilerliyorduk. Herkes normalinden daha gergin ve daha da koşturuyordu. "Neden hepsi bu kadar çok koşturuyor?" Bedenini bana çevirip gözlerime bakarak konuşmaya başladı "Bugün yeni bina için sözleşme imzalanacak hem benim için hemde şirket için önemli."

Demek bu yüzden bu kadar şık olmuştu. Kafamı sallayıp sessizliği mi korumaya devam ettim. Asansör binanın en üst katında durduğunda inip odasına ilerleyeme başladık.

İlerlerken sıkılıp şarkı söylemeye başladım. Kendi yazdığım bir şarkıydı. Evet aynı zamanda şarkıda yazıp söylüyordum. Yoongi idol olmam konusunda hep irdeler di ama hiç bir zaman istemedim. Çok göz önünde olmak, yaptığın en küçük hata da linçlenmek falan bana göre değildi iyi yönleri de var tabiki ama idollük asla isticeğim bir şey değildi.

Yoongi bana döndüğün de gözlerinde ki huzuru görebiliyordum. Gülümserken şarkımı söylemeye devam ediyordum. Odaya girdiğimizde sesimi yükseltip yüksek notaya çıkmıştım. Nefes nefese koltuğa oturup soluklanmaya başladım.

"Sesini çok seviyorum jiminie, her ne kadar o huzur dolu sesini başka kimse'nin duymasını istemesem de keşke  idol olsaydın. Ama saygı duyuyorum her kararına bebeğim." Dediği gibiydi hangi kararım olursa olsun saygı duyuyordu.

Odanın kapısı tıkllanmıştı "Gir." Yoongi'nin sekreteri girip önünde hafif eğilmiş ve "Geldiler efendim toplantı odasındalar sizi bekliyorlar."

Yoongi bana bakıp "Tamam geliyoruz." Sekreter çıktıktan sonra "Gelmek istermisin yoksa burda beni mi beklemek istersin bebeğim?" Sıkılıcağımı bildiğim için "Bende geliyim." Demiştim kafasını sallayıp kapıya ilerlemeye başladı arkasından ilerleyip ona yetiştim.

Elini belime sarıp beraber yürümeye başladık. Toplantı odası ile odası aynı katta olduğu için fazla yürümedik.
Kapıyı açıp önden o arkasından da bende  girdim. Herkes ayağa kalıp bizi daha doğrusu yoongiyi selamladılar.

Gözlerimi gelenlerde gezdirirken gözüme takılan kişiyle ellerim titremeye başladı. Fısıldayarak,

"Park Bogum."

    

                     __________________



Evet minik bir kaos.
Hesabıma giremedigim için bölüm atamadım malesef ama girmeyi başardım. Geç attığım için kusura bakmayın lütfen.

My Little Family : yoonmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin