Siz hiç bilirmisiniz? İstemediğiniz bir şeyi istiyormuşcasına yapmak ne demek? Siz bilirmisiniz bir şeye mecbur kalmak ne demek? Ben biliyorum. Şuan prensle sevişmek istemediğim bir şey ama mecburum. Sırf onlar istediği için değil kendi isteğim için olsun istiyordum. Sadece bir kere. Bir kere ya. Bir kere kadın olduğum için haklarımın, arzularımın, isteklerinin elimden alınmamasını istiyordum...
Bu gece olacakların hiç birinin suçlusu prens değildi. Biz ikimiz de bir-birimizin rızası olduğunu sanıyorduk ama onun da isteği olmadığını gözlerinden okuya biliyordum.
Ondan etkilenmiştim doğru. Ama bu onu sevdiğim, aşık olduğum anlamına gelmiyordu. Çünki sevmiyordum onu...
Yavaşça dolabı açıp, içinden beyaz, dantelli, saten geceliğimi giyip, prensin banyodan çıkmasını bekledim. Kaderimi beklemeye başladım.
Bir kaç dakika sonra o geldi. Gelmesiyle ayağa kalktım, kraliçenin dediklerini hatırladım.
"Sana 3 ay veriyorum. Hamile kalman için 3 ay"
Daha sonra annemin dediklerini.
"Prens'le ilk gecen güzel geçmeli. Hamile kalmalısın çünki kraliçe sana demediğini bırakmaz. Prens istemese bile onu baştan çıkart.
Anladın mı beni? "İşte buydu kaderim ve gücüm. Bazen prenses olmak, çok insana hükm etmek işe yaramaz. Elinde sonunda, yinede annenizin lafları kalbinizi parçalar.
Yavaşça prense yaklaşıp, ellerimi boynuna doladım. Çekici olduğunu düşündüğüm ses tonu ile fısıladım.
"Prensim, bu gece sizin için hazırlandım. Lütfen bana uyun. Sizi tatmin etmeye çalışacağım"
Dediğim her bir kelime için kendimden iğreniyordum. Ama demeliyim.
Dediklerime karşın prens dudaklarıma kapandı, öpüşmeye başladık. Tutkuyla öpüşürken beni koltuk altlarımdan tutarak,yatağa uzandırdı. Daha sonra üzerimdeki yerini aldı.
Yavaşça geceliğimi üstümden çıkarıp, bir kenara fırlatırken ben onun düğmelerini çözüyordum. Sonra onun gömleğini çıkarıp attım.
Boynuma yaklaştığında annemin dediği cümleleri hatırladım.
"Onu tatmin etmeye çalış. Ne olursa olsun onu memnun et"
Elimi saçlarına götürdüm onu tatmin etmek amaçlı. Yine iğrenç bir anı daha. Dudaklarımı yavaşça aralayıp, fısıldadım.
"Prensim, sizi tatmin ede biliyormuyum? "
Her böyle cümle kurduğumda kendimden iğreniyordum. Ama her zaman olduğu gibi bu benim kaderim. Ve insanlar kaderlerini değiştiremezler.
O cümleme karşı sırıtıp, dudaklarını haraket ettirdi.
"Beni sadece şimdi değil, hep tatmin ediyorsun. Sen çok mükemmel bir parçasın. Seni bu yüzden çok seviyorum. Gelecekteki çocuklarımızda aynı senin gibi olacaklar. Mükemmel"
Hafif bir gülümseme sunduğumda, kafasını boynuma gömmüştü. Orayı ısırdığında derin olmayan bir inleme bıraktım odaya.
•
Az önce işimizi bitirmiş, o benim üstümde ellerim onun saçlarına gelecek şekilde uzanmıştık. Gerçekten iğrenç bir durumdu.Prens başını kaldırıp, "Prensesim, iyi misin? Sanki sen rahatsızmışsın gibi duruyorsun? " dedi. Evet rahatsız oluyorum demek yerine "Hayır, prensim. Bunu da nereden çıkardınız? Ben sizden asla rahatsız olmam, olamam. " dedim gülümseyerek.
Sonra yerimizi değiştirdi. Şimdi ben üste o altdaydı. Yavaşça pikeyi üstümüze çekip, "Prensesim, hadi artık uyuyalım. İkimizde bu gün fazlasıyla yorulduk. Daha fazla yorulmaya lüzum yok" dedi.
Ben de başımı salladım. Kendimden nefret ediyordum. Kendimden iğreniyordum. Neden böyle saçma bir hayat yaşıyorum. Şuan daha iyi anlıyorum kadınların nasıl acılar çektiğini. Burda asla prensi suçlayamazdım. Suçlu olan yoktu. Sadece böyle olması gerekiyordu ve oluyordu. Prensin benim hakkında düşüncelerini bilmiyordum. Amma gözlerinden beni buna zorluyormuş gibi hiss ettiğini biliyorum. Çünki hep bir nazik yaklaşmaya çalışıyor. Sabah olan hamile olduğumla ilgili dedikoduyu kimin çıkardığını merak ediyordum. Ama çok yakında kokusunun çıkacağına eminim. Yani umarım çıkar.
4-cü bölümün sonu
Hayatınızda gördüğünüz en berbat smutu yazdım.
Tam bile değil. Bir buçuk smut bu.
Normalde biraz geç yayınlardım ama
jenVzx aşkım istediği için yayınlıyorumm.
Umarımm seversinizz.