5:Büyük Ana Kraliçe

34 3 17
                                    

Gözlerimi yavaşça araladığımda, prensin göğsünde uyuyordum. Kolları her bir yanımı sanki hiç bırakmak istemiyormuşcasına sarmıştı. Prens ben kımıldadıktan sonra gözlerini aralamış, dudağımın kenarını bir öpücük kondurarak konuşmuştu.

"Günaydın prensesim. Nasılsın? Ağrın varmı? "

"Günaydın. Hayır yok,prensim." dedim.

"Madem öyle bu gün kahvaltıdan sonra Büyük Ana Kraliçe'yi yani babaannemi ziyarete gideceğiz." dediğinde "Tamam, prensim. Siz nasıl isterseniz." diyerek karşılık verdim.

Kalkıp, giysilerimizi giydik ve kahvaltı için kralın odasına gitdik. İçeri girdiğimizde ikimizde onlara selam verip, her zaman olduğu gibi saygımızı belirtik. Sonra kahvaltı yapıp, Büyük Ana Kraliçe'yi ziyarete geldik.

Sarayının önünde iken prens gelip elimi tutdu ve saraya öyle girdik. Oraya girdiğimizde nedimelerden biri Kraliçe'ye "Prens ve Prenses hazretleri teşrif ettiler. " diye bağırdı. Ardından kapılar açıldı ve içeri girdik.

Yavaşça irerileyip, yere oturdum ve karşısında eğildim. Sonra ayağa kalktım ve başımı hafifçe eğdim. Bu haraketlerime karşın gülümsedi. Prensi de benide yanına çağırdı.

Gidip tam karşısında oturduğumuzda, "Ne kadar da saygılı ve güzel bir kızsın. Gelecekte mükemmel bir kraliçe olacaksın. Senin gibi biri zor bulunur. " dediğinde prens'te onu onayladı.

"Evet, babaanne. Sizin muhteşem gelininiz, bu güne kadar kimese her hangi saygısızlığını görmedim."

Başımı aşağı eğip gülümsedim. Her kes beni iyi olarak tanıyordu ki, öyleydim. Keşke kötü olarak tanısalarmış. Belki o zaman bunca şeye katlanmak zorunda olmazdım.

Ben böyle düşünürken Kraliçe prens'e dönüp, "Prensim, sen şimdi çık ben gelinimle özel konuşacağım. " dedi. Prens hemen itiraz etmeye başladı.

"Ama kraliçem, beni iki günlük gelin için sattınız" diyerek dudaklarını büzdü. Ne kadar tatlı olduğundan haberi varmıydı? Ben ne saçmalıyorum ya.

Kraliçe gülümsedi ve prensi zorla da olsa odadan çıkardı. O odadan çıkar-çıkmaz bana "Güzel gelinim, gel yanıma otur. " dedi. Ben de gidip yanına oturdum.

Elini saçıma getirip, okşamaya başladı. Ardından konuşmaya.

"Kraliçe sana ne dedi? " dediğinde şok olmuştum. Hemen "Hiç bir şey, kraliçem" dedim. Dediklerime karşın gülümseyip, "Prensesim, çekinme. Lütfen söyle. Bu bir emir değil, bu bir rica" dedi.

Sanırım ona söylesem, kötü olmazdı. Bu yüzden dudaklarımı araladım.

"Kraliçem, kraliçe bana 3 ay süre verdi. Hamile kalmam için. Aksi takdirde zevce getireceğini söyledi. Ben böyle olsun istemezdim ama böyle oldu. Ben neden bilmiyorum ama prens'e benden başkası dokunmasın istedim."

O ise hafif gülümseyerek konuştu.

"Prenses, sanırım prensten etkilenmeye başladın. Seni anlıyorum. Böyle çıkmaza düşüyorsun. Ama sana söz veriyorum. Eğer 3 ay içerisinde hamile kalamazsan, ben olaya el atar, zevce getirtmesine karşı çıkarım. Hayır yok hamile kalırsan, lütfen gelip ilk bana söyleyin prensle birlikte. Tamam mı? "

Başımı yukarı aşağı sallayıp ne zamandır aktığını bilmediğim gözyaşlarımı sildim. Sanırım Büyük Ana Kraliçe beni ailemden daha çok düşünüyor. Bunu demek ne kadar canımı yaksada bu bir gerçek. Maalesef ki öyle.

Bazen takmamaya çalışıyorum ama annem ve babam yerine bana daha çok başkaları ilgi verince, onlardan nefret ediyorum. Bıktım usandım. Ben böyle düşünürken, içeri prens girip bize doğru yöneldi.

"Kraliçem, sizi ziyaret ettik. Ama artık karımla yanlız kalmak istiyorum. İzin varmı? "

Göz kırparak söylediği sözlerle gülümsedim. Sanırım ondan gerçekten etkileniyorum. Belki bu sevgi, aşk ve ya hoşlantı değil ama en azından etkileniyorum.

Kraliçe onaylayıp, bana döndü ve "Hadi size iyi eğlenceler. Gençliğiniz tadını çıkarın" dedi. Biz de gülümseyerek odadan çıktık.

Sonra bahçeye çıkıp, biraz yürüdük. Yolda gördüğümüz görüntü ile, şoka uğradık. Nasıl yani? Bu ne demekti?

5-ci bölümün sonu

Helloooo.
Bennn geldimm.
Sonu berbat ve hiç heyecanlanmayın
Gelen bölüm bir kaos var anlatamam
Sizi seviyorum

This is my destinyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin