7🌷

15 4 0
                                    

Boğazımın rahatsız edici kuruluğu yüzünden uyandım. Elimi yataktan uzatarak, yanımdaki bardaktan bir kaç yudum su içtim. Gözüm saate ilişti. Saat, yedi olmuştu. Erken uyanmanın verdiği huzursuzlukla yatağımdan doğruldum. Uyumak istemiyordum. Güne erken başlamak iyi bir fikir olacaktı. Odamı hızlıca toplamaya başladım. Hava çok sıcaktı.

Elime gelen ilk tokayı alıp saçlarımını toplamaya başladım. Merdivenlerden aşağı inerken gözlerim salona kaydı. Babam tek başına oturuyordu. Beni fark etmiş olacak ki hafifçe arkasını dönüp, "Günaydın," diye seslendi. Kafamı sallayıp karşı koltuğuna oturdum. "Günaydın!" dedim.

"Bak kızım!" diyerek konuşmaya girdi. "Koruma işini asla onaylamadığını biliyorum ama senin iyiliğin için buna mecburuz. Lütfen anlayışla karşıla. Zamanla alışırsın ve asla saygısızlık istemiyorum. Ne bize karşı ne o çocuklara." dediğinde Burak'ı ve Miraç'ı kast ettiğini anlamıştım. Başımı olumlu anlamda, sallayıp oturduğum yerden kalktım. Telefonumu da alıp bahçeye doğru yürüdüm.

"Açık hava çok iyi geldi." diye geçirdim içimden. Babamın dedikleri ve koruma meselesi aklıma geldikçe içim sıkılıyordu. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye ve kötü düşüncelerden uzaklaşmaya çalıştım. Derin derin nefesler alıp olumlu düşünmeye çalıştım. Elbette ki bu durum sonsuza kadar sürmeyecekti.

Telefonumda gezinirken Burak Eren'in geldiğini gördüm. "Naber?" diyerek yanıma oturdu. "İyi senden?" diye karşılık verdim. Bir süredir beni incelediğini fark ettim. Aramızdaki garip sessizlik beni iyice huzursuz etmeyebaşlamıştı. "Bir sorun mu var?" diye sorduğum merakla. "Hayır." diyerek başını salladı. "Odamın balkonundan, tek oturduğunu gördüm. Sana eşlik etmek istedi." diye ekledi. "Tabi senin için bir sakıncası yoksa."

"Ah, hayır rahatsız olmuyorum." diyerek cevap verdim. Garipsessizlik bir kez daha ortamda hükümsürmeye başladı. Sessizliğin yerini, Burak'ın sesi alınca ona bakrım. "Zor olmalı." diye söylendi dalmış bir şekilde. "Anlamadım." dedim gülerek. Oda bana eşlik etti. "Aniden gizli mesajlar almak, takip edilmek. Bunların üstüne bir açıklama yapılmadan, peşine 2 tane koruma takılması... Ben senin yerinde olsaydim bu kadar sakin kalmaya çalışmazdım." dedi ve durdu. Kafasını yüzüme çevirip gözlerimin içine bakmaya başladı. Açık kahve rengi gözleri vardı.

Saçlarıyla uyum sağlayan kahveleri bana hoş bir ifadeyle bakıyordu. Gözlerine dalıp giderken birden gülümsedi eliyle omzumu dürttü. "Birşey söylemeyecek misin?"

Sesiyle düşüncelerimin himayesinden kurtulup, "Bazı şeyler elbette ağır geliyor, neler olduğunu neler döndüğünü bir türlü kafam almıyor. Birisi çıkıp da bana açıklama yapmıyor. Sakin olmayıp sert tepki verirsem karşılığını kötü bir şekilde alırım." dedim. Sessizliğe yer vermeden devam ettim. "Kendimi çok gereksiz hissediyorum."

Burak Eren, iç çekerek "Gereksiz hissetmemelisin. Haklısın, sana gerçekten hak veriyorum. Herşeyin bir açıklaması vardır." dedi.

"Hergün basit ve aynı şeyler. Sıkıcı yaz günleri... Neyse ki yarın Ela burada olucak." dedim aniden sevinç ve mutlulukla. Burak'ın sesi hoş bir melodi gibi geliyordu kulağıma. Oldukça sakinleştiriyordu. Dalgalı ve alnına düşen kahve rengi saçları ona çok yakışıyordu. Gülüşü insanı gerçeklikten soyutlayarak ayrı dünyalara götürüyordu.

Burak, "Arkadaşın geleceği için şanslısın." dedi ciğerlerine derin bir nefes çekip geri bıraktı. "En azından bir arkadaşın var."

Hüzünlü atmosferi dağıtmak için, "Yeni tanıştık, sanaldan. Eğer o olmasaydı, benim de pek arkadaşım olduğu söylenemezdi. Ela buraya sevgilisiyle gelecek. Seni de tanıştırırım." dedim.

with my protection my love Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin