7.

198 18 28
                                    

Riki saatlerdir bu boş ve soğuk odadaydı. Acıkmış, üşümüş ve uykusu gelmişti. Sunghoon denen adamın evde olup olmadığını bile bilmiyordu. Odadan çıktığından beri hiçbir ses duymamıştı çünkü. Uzun bir süre olmuş olsa da kapısı açılmıştı.
Gelen elinde tepsi ile Sunghoon'du.

"Acıkmış olmalısın. Yemek getirdim."

Riki Sunghoon'un bunu söylemesi ile gözlerini devirip tekrar başını dizlerine yasladı. Aynı zamanda bacaklarını kolları ile sarmıştı.

"Hayır acıkmadım."

Sunghoon ise gülüp elindeki tepsiyi masaya bırakıp oğlanın üzerine doğru eğildi.

"Hadi ama Riki. Biraz olsun yemelisin. Açlıktan ölmeni istemem."

"Neden istemezsin?"

Sunghoon Riki'nin saçlarında ellerini gezdirirken ona cevap verdi.

"Çok kolay bir ölüm yolu çünkü."

Riki bu kelimeler ile Sunghoon'a doğru baktı.

"Lütfen bana her zaman böyle bak Riki. Seni bu şekilde görmek hoşuma gidiyor. Şimdi yemeğini ye, geldiğimde tepsideki yemekler bitmemiş olursa sonucu beni ilgilendirmez."

Sunghoon bunları söyledikten sonra kapıyı kilitleyip tekrar çıkmıştı odadan.

"Lanet olsun bir bu eksikti. Acaba arkadaşlarım beni merak ediyor mu? Ayrıca telefonum nerede benim?"

Riki yalnız başına konuşuyordu. Sunghoon odaya geldiğinde soracağı şeyleri bulmuştu bile. Ayrıca yemekleri yemeyecekti çünkü onu zehirleyebilirdi.

☆☆☆

"Ama neden yemedin yemeklerini?"

Sunghoon odaya girdiğinde yemeklerin hâla aynı yerinde olduğunu görünce şaşırmış ve biraz da olsa sinirlenmişti. Riki ise sesini yükseltmişti Sunghoon'a karşı.

"Aç değilim dedim sana."

Sunghoon tepsiyi alıp duvara fırlattıktan sonra Riki'ye baktı.

"Sana bitirmeni söylemiştim değil mi? Küçük yaramaz."

Riki korkmuş gözlerle Sunhoon'a bakıyordu. O ise Riki'ye doğru yürümeye başladı. Duvarın dibinde oturan çocuk ise korkup hemen ayağa kalktı. Sunghoon ise onu kendi ile duvar arasına sıkıştırdı. Riki ise başını yere eğdi. Ama karşısındaki büyük beden elleri ile çocuğun kendisine bakmasını sağladı.

"Sana iyi davranmak istiyorum. Sınırlarımı zorlama Riki."

Tam o anda telefon sesi duyuldu çalan telefon Riki'nin telefonuydu.

"O benim telefonum. Lütfen bana ver onu."

Sunghoon Riki'nin kelimelerine gülüp ondan uzaklaştı.

"Sen beni aptal mı sanıyorsun?"

Sunghoon telefonu kapatıp tekrar cebine koydu.

"Lütfen, arkadaşlarım beni merak etmişlerdir. Sadece öğrenmek istiyorum."

Sunghoon bu çaresiz soruya gülerek yanıt vermişti.

"Ah Riki onu da hallettim. Mesajlara cevap veriyorsun zaten."

Riki şaşkın bir şekilde Sunghoon'a baktı.

"Nasıl yapıyorum bunu?"

"Ben cevap veriyorum tabii ki de. Bu kadar aptal olma. Telefonun bende ve şu ana kadar çok güzel konuştun onlarla."

Riki sesini yükselterek cevap verdi.

"Onlara ne yazdın? Kötü şeyler yazıp aramızı bozmadın değil mi?"

Sunghoon ise bu duruma oldukça sinirlenip karşısında bağıran çocuğun yakasına yapışıp duvara yasladı. Nefesini hissediyordu. Ardından çocuğu sertçe yere fırlattı. Sonra yerde yatan Riki'ye doğru yaklaşıp yanına oturdu.

Sunghoon ellerini onun saçlarının arasında daldırıp hızlıca çekti. Ve başı artık yukarı bakan Riki'nin kulağına eğildi.

"Beni sinirlendirme Nishimura. Senin için asla iyi olmaz. Arkadaşlarına ne yazdığımı merak ediyorsan söyleyeyim. Aranızı bozdum. Belki de bir daha asla konuşmayacaksın onlarla."

Sunghoon ellerini çocuktan çekti ve ayağa kalktı. Riki ise hâla yerde yatıyor ve ağlıyordu. Ağlama sesleri yüksekti. İsyan ediyordu. Son kez Sunghoon'a baktı. Ama değişmemişti hala gülüyordu. Daha sonra kapıdan çıkıp yine kilitlemişti Riki'yi oraya.

Why? ~HoonkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin