5.Bölüm: Gökyüzüne Küsmüş

16 8 0
                                    

"Biz iki yıldızdık. Gökyüzüne küsmüş iki yıldız. Gökyüzüne kırgın iki yıldızdık. Yine de gökyüzümüz olmadan biz iki yıldız olamazdık."

Başımda bir ağrı kulağıma dolan bir şarkı vardı. Çok tanıdık ve bir o kadar yabancı bir şarkı. Sanki hayatıma hem çok yakın hem çok uzak bir şarkı.

Müziğin sesi zihnimin içinde yükseldi ve yükseldi. Her dakika daha da yakından geliyor gibiydi.

Gözlerimi kırpıştırdığımda ışığa alışmaya çalışıyordum. Bert'in bana gülümseyerek baktığını gördüğümde hafifçe tebessüm ettim. O an neler olduğunu hatırlamamla tereddütle etrafa baktım. Bu arabanın içinde ne arıyorduk veya bu insanlar kimdi bilmiyordum ama Bert'in huzurlu bakışı şu anlık tehlikeyi atlattığımın göstergesiydi. Bert'in kucağında duran başımı yavaşça kaldırıp toparlanmaya çalıştığım da ön tarafta oturan hanımefendi bize döndü. Bu sırada radyoda çalan kısık sesli melodi son buldu.

Kim olduğu hakkında en ufak fikrim olmayan hanımın bakışları üzerimde durduğunda rahatsız olmuş bir şekilde sol elimi arkama sakladım. Elimde eldiven olduğu için yıldızımı görmesine imkan yoktu ama bir yabancının yanında elimi saklama dürtüme engel olamamıştım. Gözleriyle beni incelemeye devam eden kadının olgun yüz hatları gülümesiyle gerilirken bende utangaçca ona baktım.

"Merhaba , iyi misin?"

 Ses tonunun bir anlık tanıdık gelmesiyle afallarken belli etmemeye çalıştım. Yavaşça başımı salladığımda kadın rahatlamışa benziyordu ama kahve gözlerine odaklandığımda tuhaf bir hisse kapıldım. Sanki bu kadını daha önce görmüş hatta önceden onunla konuşmuş gibi hissediyordum veya çok daha fazlasını yaşamış gibi ama bunun iyi bir his olduğundan emin değildim.

Gözlerini benden kaçırıp Bert'e çeviren kadın ilgiyle sohbetine devam ediyordu.

"Arkadaşın öyle paniklemişti ki büyük bir şey olmadığına çok sevindim."

Kaçamak bir şekilde Bert'e baktığımda huzursuz bir şekilde eli ensesine gitmişti. Benim için endişelenmişti , yüzüme engel olamadığım bir tebessüm yerleşirken önümüzdeki hanımın cevap bekler gibi bana baktığını fark ettim.

"Evet , şey , sorun yok."

Hanımefendi beden aldığı cevapla hafifçe güldü.

"Eh , bundan sonra içkiyi fazla kaçırmazsın değil mi?"

Ben anlamayarak kadına bakarken şoför koltuğunda oturan adamın da güldüğünü fark ettim. Kaşlarım çatılırken Bert kendinden emin bir ses tonuyla ikna edici bir cümle söyledi.

"Temin ederim , bir daha asla içmeyecek."

Zaten bir şey içmemiştim ama bu cümlesinden sonra Hanımefendi aldığı cevaptan tatmin olmuş olacak ki önüne döndü.  Açıklama bekleyen gözlerle Bert'in açık mavi gözlerine baktığımda tebessüm etti. Kızararak bakışlarımı camdan dışarıya çevirdim. Arabaya binmek için bir şeyler uydurmuş olmalıydı , sanırım bayılmamı da içkiyle ilgili bir şeylere bağlamıştı. 

Kadının göz hapsinden kurtulmanın rahatlığıyla gizlice onu incelemeye başladım.  Dalgalı saçları arkadan dağınık şık bir topuz yapılmıştı , makyajı ise üzerindekilerle uyumlu gri tonlardaydı. Bedenini saran değerli bir kumaştan yapıldığı belli olan kalın uzun bir elbise giyiyordu. Elbisenin üzerine geçirdiği kısa tüylü manto soğuktan korunmak için değil , aksesuar olarak giyilmişti. Ellerindeki eldivenler soyluların giydikleri dirseğe doğru yan bir kesimi olan türdendi. 

Kaşlarım çatılırken başımı eğdim. Ben bu bilgileri nereden biliyordum? Modaya ne zamandır ilgim vardı bilmiyorum ama kadının giydiği giysiler beynimde tuhaf çağrışımlara sebep oluyordu.

Gökyüzümdeki Tek YıldızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin